Günün Kitabı | Zorunlu Eğitime Hayır! | Catherine Baker
Kitap değerlendirme: Ali İhsan Dilmen
Hayatımızı zapt-u rapt altına alan okullu eğitime karşı yazılmış bir muhteşem kitap.
Okullar üzerinden bizlere verilen zorunlu eğitimin gerekli olduğuna iman eden ve bunun dışında bir tercihin olamayacağını düşünen kesin inançlılar bu kitabı okumasınlar.
Biliyorum, bu kitap onları kızdıracak, öfkelendirecek, konfor alanlarını tahrip edecek..
Bu kitabı, “Biz çocuklarımızı niçin okullara gönderiyoruz?
Okullardan beklentimiz nedir?
Altı yaşında yasa gereği okula verdiğim ve liseyi bitirene kadar okulun denetimine bıraktığım çocuğumu, üniversite kapısına geldiğinde bana geri veriyorlar ve elimizde üniversiteye gitmesinden başka doğru dürüst seçenek bırakmıyorlar. Hasbelkader üniversiteye gittik ve en az iki yıl daha okuduktan sonra ‘kendi başının çaresine bak!’ denilen gençlerin hayatı hakkında endişe duyanlar” okusun.
Her şeyin “Okul mu, çocuk mu?” tercihinden ibaret olduğu, ama bunun bile ebeveynlere sorulmadığı bu sistemi sorgulamanın zamanıdır. Zorunlu Eğitim niçin zorunlu, faydası nedir? Sorusunu soranlar bu kitabı okusunlar!
Kitaptan:”Özetleyelim: Okul, çocuklara gardiyanlık/bakıcılık yapan bir kurumdur,(ana babalar çalışırken onları gözetim altında tutar);toplumsal, iktisadi makinenin işlemesi için gerekli olan bilgileri onlara öğretir, itaati aşılar, eler ve rolleri dağıtır.”
“Okulda dayatılmak istenen o sığ ve iğrenç yaşam, hiç öyle gülüp geçilecek türden değil. Bir kaç iyimser insanın öne sürdüğü gibi yaşamın sınırlı bir süresini de kapsamıyor.
Çünkü terbiye etme işlemi, uzmanlar tarafından ve etkili yöntemlerle gerçekleştiriliyor.
Şimdi sevimli, disiplinli, terbiyeli ve mutlu görünen öğrencilerin hemen hemen hepsi ileride olay çıkarmamak için yerlerde sürünen korkak yetişkinlere dönüşecekler.
Şimdi de göründükleri gibi olduklarını söyleyemeyiz; kimi duyarlı öğretmenler, öğrencilerden saygı görmedikleri için mutsuz oluyorlar.
Kendini savunmak için dudaklara takılan o gülümseme herkesi tuzağa düşürüyor.
Benim niyetim ne barbarlığı öğütlemek ne de isyanı; hele kabalığı, hiç değil.
Anlatmaya çalıştığım şu: Bir okulun ya da bir kışlanın bünyesinde kalıp ona karşı tavır almak imkânsızdır.
Çünkü kurumlaşmış ilişkiler, kendilerine karşı çıkan hareketleri de lekeler.
Çünkü karşı olmak köleliğin bir başka biçimidir. TEK YOL DIŞINDA KALMAK’tır.”
“Okul, kendi yarattığı öfkeyle besleniyor, bu yüzden okulu eleştirmek istemiyorum.
Okul bir takım düşünürleri de kullanarak beynimize işkence ediyor.
Okulu sadece eleştirmekle kalan bir yığın insan tanıyorum ve onları alaya almak istemiyorum.
Onlar, son derece şiddetli eleştiriler yöneltip sonra da çocuklarını okula gönderiyorlar.
- Eğitimin çocuklar üzerindeki zararları hakkında yazılmış yüzlerce makale ve kitap okudum!.. “içimiz rahat değil ama ne yapabiliriz!” Ne yazık; soru işaretiyle değil, her zaman ünlemle biten bir tümce.”
Kitabı okuyup okumamak sizin tercihiniz.
Tıpkı çocuklarımızın özgür bireyler yahut düzenin istediği, toplumların kabullendiği “Terbiyeli” çocuklar beklentisine uygun yetişmesini istemek gibi!
Kitap Tanıtım Bülteni
AYRINTI YAYINLARI
Catherine Baker, anne ve anarşist!… Çok sevdiği kızı Marie’yi okula yollamamış. Marie 14 yaşına gelince, okula yollamama gerekçelerini ona anlatmak için Zorunlu Eğitime Hayır!ı kaleme almış…
Kitabında esas olarak, okulun, devletin kendine köle yetiştirmek için organize ettiği bir kurum olduğunu, yetişkinlerin, bu köle eğitiminden başarıyla geçtikleri için bunun farkına varamadıklarını anlatıyor. Ona göre, “okul, çocuklara gardiyanlık yapan bir kurumdur, ana-babaları çalışırken onları gözetim altında tutara; toplumsal-iktisadi makinenin işlemesi için gerekli olan bilgileri onlara öğretir, itaati aşılar, eler ve rolleri dağıtır.”
…
Çevirmen: Ayşegül Sönmezay
Yayın Tarihi: 30.05.2013
ISBN: 9789755390024
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 268
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
Boyut: 13 x 19.5 cm