Günün Kitabı | Höbek Güneşi – Şah İsmail | Haşim Hüsrevsahi
“Dedem büyük Sultan Uzun Hasan’ın cesaret ve adalet kılıcını çektim…
Dedem Cüneyd’in cesaret ve adalet kılıcını çektim, atam Haydar’ın cesaret ve adalet kılıcını çektim, geldim. Hallac’ın kanı yerde kalmasın diye! Nesimi’nin, Bedrettin’in kanları yerde kalmasın diye. “Ya Hak, Ya Hu” sesimiz yeri göğü inletecek! Azerbaycan topraklarında, Akkoyunlu topraklarında, Karakoyunlu topraklarında, Türkmen topraklarında siz ses sese verecek ve yeminle kendi devletinizin kurulduğunu dünyayı âleme ilan edeceksiniz!”
Şah İsmail atını Höbek Dağı’na dehleyerek bu kez üzengileri üzerinde ayakta durarak haykırmayı sürdürdü:
“Uçmaqda tuti quşuyam / Ağır leşker er başıyam, Men Sûfîler yoldaşıyam / Qazilerdéyin şah menem!”
Kalabalık tek ağızdan bağırdı:
“Şah menem!”
“Mensur ile darda idim / Xelil ile narda idim, Musa ile Turda idim / Qazilerdéyin Şah menem!”
“Şah menem!”
*
“Ve gece donlu küheylanın toynakları toprağı bulamaz Çaldıran toprağını kaplayan ölülerden. Güneş yüzünü kapatırken, toprak kanı emip yalanırken kabardı obur toprak gibi göğsü muzaffer Hünkâr’ın… Ölüler arasında çokça maskeli savaşçı. Miğferi bir yana düşmüş uzun saçları kana bulanmış ölüler… Hünkâr buyurdu. Çıkarıldı maskeler. Bakıldı, toprakta erlerinin yanı başında yatan kadınlara. Onlar savaşmışlar ve aşikâr bir yenilgi içine devrilen mutlu savaşçılardı. Kılıçlarının kabzası henüz sıkılmış avuçlarında, bedenlerinden ayrı kollarında kılıçları kadınlar… Aşikâr oldu herkese bunlar birer dişi alptılar, uzaktan gelip vatanlarını savundular, kılıç çalıp bu topraklarda kaldılar.
Hünkâr bir an duraksadı. Dik dik baktı onlara, yerde yatan kadınlara… Ve sonra “Bu kadınları törenle gömün! Saygıda kusur olunmaya!” diye ferman eyledi.”
KİTAP TANITIM BÜLTENİ | TOTEM YAYINCILIK
“Ve gece donlu küheylanın toynakları toprağı bulamaz Çaldıran toprağını kaplayan ölülerden. Güneş yüzünü kapatırken, toprak kanı emip yalanırken kabardı obur toprak gibi göğsü muzaffer Hünkâr’ın. Dilini, dinini ve de rengini kaybetmiş tekçe insandılar yerde yatanlar, paramparça dört bir köşeye serpilenler.
Vatanlarında toprağa düşen ve uzaktan gelen ölüler, ölüler, ölüler… Ölüler arasında çokça maskeli savaşçı. Miğferi bir yana düşmüş uzun saçları kana bulanmış ölüler…
Hünkâr buyurdu. Çıkarıldı maskeler. Bakıldı, toprakta erlerinin yanı başında yatan kadınlara. Onlar geceye şavkı vuran ay yüzlü Kızılbaş kadınlardı. Savaşmışlar ve aşikâr bir yenilgi içine devrilen mutlu savaşçılardı. Kılıçlarının kabzası henüz sıkılmış avuçlarında, bedenlerinden ayrı kollarında kılıçları kadınlar… Aşikâr oldu herkese bunlar birer dişi alptılar, uzaktan gelip vatanlarını savundular, kılıç çalıp bu topraklarda kaldılar.
Hünkâr bir an duraksadı. Dik dik baktı onlara, yerde yatan kadınlara… Bir süre baktı mutlu ölü kadınlara, hayret ve takdirle. Ve sonra “Bu kadınları törenle gömün! Saygıda kusur olunmaya!” diye ferman eyledi.”
Yayın Tarihi: 17.12.2022
ISBN: 9786057335357
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 272
…