Su Türküsü | Selahattin Utkun
Sayfa 93 , Nezih-er yayınları
Su, serin mavi gözlerindi.
Sanki Fırat gibiydi.
Dağ rüzgarlarıyla karışır
Öylesine deli deli
Dalga dalga eserdi.
Su, bir beyaz gül gibiydi
Dallarından boşalmış
Asi tufanlar gibi
Büklüm büklüm güneşe akardı.
Sanki İzmir gibiydi.
Su, tatlı duru sesindi.
Mavzerle sıkılan kurşunlar gibi
Keman tellerinde çığlıklar gibi
Tufan olur coğrafyama düşerdi.
Urfa ağzı gibiydi.
Sırtında geceler
Şahlanmış doru atlar gibi
Nice masum yüreklerle
Dalga dalga çırpınıp
Gökyüzüne yürürdü.
Su, güneşle öpüşen
Kaz dağları gibiydi.
2
Bir su türküsü salınır
Yanar alevsi yüreklerde.
Zındana düşmüş sevdaların
En eski türküsüdür bu.
Vakit deli bir ihanettir
Bir belalı ağıttır su
En çok Dicle üşür doğrusu.
Sularda kapkaranlık dertler
Nihayetsiz hasretler.
Meriç’ de ağlar sessizce
Ay şavkını suya vururken.
Ah içimin gülü
Bu mahzun sular
Zindanda iki aşk gibidir.
Ömür destanında
Sözün yüzü esmerdir
Ölür.
Hüznün nihayetsiz doruklarında
Bir türküdür su
Uğrun uğrun akar doğrusu.
Ah su yüzlü yar
Gitmeli her çiyan her engerek
Bu zifiri karanlığa bir güneş gerek
Bir güneş gerek.
SELAHATİN UTKUN