Nâzım 122 Yaşında! | Nâzım Hikmet Kültür Merkezi
Bu dünya öküzün boynuzunda değil, bu dünya
Ellerimizin üstünde duruyor
İyi ki doğdun Nâzım. İyi ki yoldaşımızsın.
Biliyoruz, öfkelisin. Her yeni güne daha da yoksullaşarak uyanmak, çalınan umutların, hiç bitmeyen yalnızlık ve geleceksiz hissi boğuyor seni. Patronların eliyse sürekli senin cebinde… Gelen faturalar karşısında dudağın uçuklarken, haber sitelerinde en zengin 10 Türk haberlerini görüyorsun.
Deprem oluyor çimento fiyatları artıyor, savaş oluyor, daha dökülen kanlar kurumadan inşaat şirketleri hemen “yeniden inşa”dan bahsediyorlar.
Hilafet sevdalısı küçük bir azınlık geleceğine göz dikiyor, öfkeyle izliyorsun olup bitenleri. Sonra Türkçülerle hilafet yanlıları arasında bir gerilim baş gösteriyor; ölümü gösterip, sıtmaya razı olmaya zorlanıyorsun. Bir kez daha seçim geliyor. Bir yandan çok sıkıldın. Öbür yandan bunun “son seçim” olduğuna kendini ikna etmeye çalışıyorsun. Bir kez daha.
Biliyoruz, bu kepazeliği izlemekten yoruldun. Tüm bunlar anlamsız geliyor sana. Peki neden yaşıyoruz bunları ve nasıl üstüne gidilir bu karanlığın, diye düşünmeden edemiyorsun. Bak, nasıl sesleniyor sana komünist şair Nâzım:
“Ellerinizden başka herşey /herkes yalan söylüyorsa, / elleriniz balçık gibi itaatli, /elleriniz karanlık gibi kör /elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun, /elleriniz isyan etmesin diyedir. /Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız / bu ölümlü, bu yaşanası dünyada /bu bezirgan saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir”
Televizyonlardan, sosyal medyadan, gazetelerden, dijital kanallardan üzerimize her gün, her dakika yalan boca edilirken tarafımızı nasıl doğru seçeceğiz?
122 yaş gününde Nâzım ile öğrenmeye devam ediyoruz.
Yurt sevgisini, yalanın karşısında dimdik durup gerçeği haykırmayı, tarihin doğru tarafında, işçi sınıfının safında durmayı.
19 yaşının baharında genç Nâzım, işgalcilere ve işbirlikçi köhne Osmanlı Hanedanı’na karşı gelişen ulusal kurtuluş mücadelesine kayıtsız kalmamıştı. Kalamazdı. Ulusal kurtuluş mücadelesine katılmak için, çocukluk arkadaşı Vâlâ Nureddin ile birlikte Anadolu’ya geçti. Nâzım işgale, esarete, emperyalizme karşı bağımsızlığın tarafındaydı.
Anadolu’da sosyalizm fikriyle tanıştı, Moskova’ya gitmeye karar verdi. Sosyalizmin anayurdunda eğitim aldı, bu süreçte Türkiye Komünist Partisi (TKP) ile tanıştı. Bu dünya, bir korsan gemisiydi. Bunu anlamıştı:
“Bu dünya, bu korsan gemisi batacaktır, taş çatlasa batacak. Ve senin alnın gibi hür, ferah ve ümitli bir alem kuracağız Pirayem.”
Bu korsan gemisi batsın diye, hayatının sonuna kadar, “oğlunu emanet ettiği” partisiyle birlikte mücadele etti. Nâzım sömürüye karşı, eşitliğin tarafındaydı.
Zor koşullarda, hapiste, sürgünde, savaşın ortasında sözünü sakınmadı. Doğru bildikleri uğruna mücadele etti. Kolay yoldan çözüm aramadı. İnsanlığın eşitlik mücadelesine inanmaktan asla vazgeçmedi. Biliyordu çünkü “Bu dünya öküzün boynuzunda değil, bu dünya ellerimizin üstünde duruyor”.
Biliyoruz, öfkelisin. Yalanlara da karnın tok artık. Öyleyse Nâzım’a kulak ver, sesine ses kat; onun umudunu büyüt. Nâzım’a güven. Nâzım’ın mücadelesine güç ver. İyi ki doğdun Nâzım. İyi ki yoldaşımızsın. Mirasın ve mücadelen, sosyalist cumhuriyet kavgamızda yaşamaya devam ediyor.
Nâzım Hikmet Kültür Merkezi
Ali Suavi Sokak No:7
Bahariye – İstanbul
0216 414 22 39
…