Haftanın Filmi – Atları da Vururlar / Cemil Biçer
“Horace McCoy filmi (1897–1955).”
Horace McCoy‘ın aynı isimli romanından uyarlanan Sydney Pollack‘ın yönettiği, Jane Fonda, Bruce Dern, Bonnie Bedelia, Susannah York, Red Buttons‘un başrollerini paylaştığı 1969 yapımı bir sinema klasiğidir bu film.
Filmin özgün adı: ‘They Shoot Horses Don’t They?’ En sert sistem eleştirisi yapan bir filmdir bence. Günümüz Türkiyesinde televizyon kanallarında şöhret olma uğruna “heba” olan yaşamların öyküsüdür bir nevi… Filmin sonu da fazlasıyla umutsuz ve sert pamuk şekeri kıvamında sahte umutlarla biten filmlere göre kesinlikle çok daha iyi.
Filmi en iyi anlatan cümlelerden biri:
“siz delisiniz.”
-pistte günlerce kalan insanlar için-
“Asıl delilik, 50 yıl her gün bir işte çalışıp sonra kapının önüne konup kendi pisliğin içinde ölmektir…”
1930’lu yılların Amerika’sında geçen filmde ciddi maddi sıkıntılar yaşayan ve bu maddi sıkıntılarından dolayı bir yarışmaya katılan insanların ibret verici durumları anlatılıyor. Çiftlerin katıldığı yarışma bir dans maratonu ve günlerce dayanıp dans etmek zorundalar. Organizatörler ise onların üzerinden seyirciler ve sponsorlar yoluyla para kazanma derdinde.
Film gösteri dünyasının maddi sıkıntı içindeki insanları nasıl sömürdüğünü en çarpıcı biçimde aktarıyor.
Bu filmi günümüzün Türkiye’sini, görebilmek için bile izleyebilirsiniz. Günümüzün dünyasında insan var olabilmek için paraya tamah etmek zorunda. Para yoksa sen de yoksun. Hatta yeri geldiğinde insan kendini bacakları kırılmış bir at gibi, çaresiz, tükenmiş ve ölmek üzere hissedebilir.
Film sadece tek bir yerde geçmesine rağmen senaryosu, yönetmenliği ve oyunculukları o kadar iyidir ki bir an bile sıkılmanıza izin vermez Sydney Pollack.
Jane Fonda’nın dillere destan, efsanevi ve sinema tarihine giren Oscarlık bu muhteşem performansını ayakta alkışlamak gerek. Artık o sene nasıl bir aktris performansı varsa Jane Fondayı 3. Oscarından mahrum bırakan.. Bazı yerleri sadece Fonda ilerletti denebilir. Yardımcı oyuncular da gerçekten çok kaliteli performanslar sergilediler.
Şu replik çok hoşuma gitmiştir:
– 2000 doları aldıktan sonra ne yapacaksın Gloria?
– En kaliteli fare zehrini alacağım.
O dönemde para için her şeyi yapacak insanlar; saatler boyunca dans eden, ölen, deliren, ağlayan, zırlayan insanlar.. Ve özellikle de final sahnesi sinema tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.
Film bittiğinde büyük bir şoka uğrarsınız. 2. Büyük Buhran sizin içinizde başlamış olacaktır.
“Vaktim yok” bahanesine sarılmayın, Türkiye’de yaşıyorsanız bu filmi izlemek için mutlaka vaktiniz olmalı!
Cemil Biçer
28 Eylül 17:27