Günün Kitapları | Değerlendirme: Gazeteci Özkan Saçkan
14 ŞUBAT TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI
Kitapçıların raflarında yer alan 6 kitabı sizler için yorumladım.
FRAGMANLAR: Kosmosunda, geçerli olan üç temel önerme vardır: Karşıtlar birbiriyle uyumludur, her şey sürekli devinim ve değişim halindedir, kosmos her daim canlı kalan ateştir. Hem fiziksel hem de ruhsal değişim süreçlerini tek bir dönüşüm öğretisiyle açıklayan filozof, insan yasalarını tanrısal logosla ilişkili görmüş ve politik aklı tanrısal logosla birleştirerek felsefede etikle fiziği ilk defa birbirine örmüştür.
GERÇEĞE AYKIRI BEYANLAR: Hiçbir şey göründüğü gibi değil, ya da her şey tam da olması gerektiği gibi… Aslıhan Kocabal’ın öykülerini okurken, hangisinin akla daha yatkın olduğunu kestirmek güç. Hatta öncelikle, akla yatkınlık meselesini bir çözüme kavuşturmak gerekiyor. Üzerinde durduğumuz zemin stabil değil! Kitap, Türkiye’de örneğine sık rastlamadığımız şekilde grotesk unsurlar da barındıran dikenli bir demet!
ZENON: Yazarının kendi sözleriyle; “Zenon, varlığını inkâr etmediğimizde içimizde yavaş yavaş gelişen ve bize birtakım zorbalıklardan yakayı sıyırmak ve koşullar ne olursa olsun kendimiz olmak imkânı sunan ancak gelenek ve zorunluluk tarafından zedelenmiş, deforme edilmiş, neredeyse tanınmaz hale sokulmuş bu tuhaf özgürlüğü gözler önüne serme girişimidir.”
TEKİNSİZ EVREN VE YALNIZLIK: “Yalnızlık veya kendini yalnız hissetme meselesi, esas itibarıyla iki temel boyutla, ayrı veya birlikte olmakla ilişkilidir. Bu meselenin merkezinde, hayatımızı ve ruhsal durumumuzu sürekli şekillendiren bu iki temel nitelik arasında nasıl bir etkileşim olduğu ve bunların birbirlerini nasıl etkiledikleri, tamamladıkları ve birbirleriyle nasıl çeliştikleri sorusu yatar. Ayrıklık-yapma biçiminde yalnızlık, nesne kaybının, yasın ve nesnenin yeniden bulunmasının tanıdık hatlarında deneyimlenir.” – SHMUEL ERLICH.
OTUZUNCU YAŞ TOPLU ÖYKÜLER 1: Bachmann hepsi de duyumsallığı çıkış noktası alan ve ayrıksı patikasızlığı hedefleyen sadece yedi öyküden oluşan demeti bir kurdeleyle, bir ciltle düğümledi: ve birdenbire çağdaş novella adının pençesinden kurtulup yeniden kısa öykü niteliğine kavuştu; JoachimKaiser. Otuzuna basmış biri için genç denilir hâlâ. Ama böyle biri, kendisinde herhangi bir değişiklik algılamamasına karşın, bu konuda kararsızlığa düşer; kendini gençmiş gibi göstermenin bundan böyle uygun düşmeyeceğini hisseder.
JOSEPH CONRAD VE OTOBİYOGRAFİNİN KURGUSU: Uzun süren 19. yy. artık tamamlanmak üzeredir ama aynı zamanda birçok savaşa ve devrime gebedir. Tam bu zamanlarda, yirmi yıllık denizcilik hayatından emekli olan Conrad yazarlık hayatına başlamıştır. Bol maceralı geçen hayatı, edebi eserlerine yansıyacaktır. Conrad’ın yaşamını ve eserlerini tüm yönleriyle ele alan Said bize, Conrad’ın hem biyografisini hem romanlarına düşen otobiyografik yansımayı hem de tüm bunların ayrıntılı bir izleğini sunmaktadır.
İşte o kitaplar;
//Felsefe tarihinde en önemli filozoflarından biri
HERAKLEİTOS’tan FRAGMANLAR–Hasan Ali Yücel Klasikler.
Herakleitos (MÖ yaklaşık 540-480): Sadece Antik Yunanda değil, tüm felsefe tarihinde en önemli ve en etkili filozoflardan biridir. Öğretisinin farklı unsurları kadar tarihsel yönü tartışmalı olan teatral kişiliği de onu çağlar boyunca anılan ünlü bir figüre dönüştürmüştür. Yaşamıyla ilgili bilinenler diğer Sokrates öncesi filozoflar gibi kendinden sonraki yazarların yazdıklarına dayanmaktadır. Kapalı bir dil kullandığı için “karanlık” olarak anılan Herakleitos kendisini insanların da parçası olduğu kosmosun oluşumu ve yapısıyla ilgili en önemli hakikate ermiş olarak görür. Kosmosunda geçerli olan üç temel önerme vardır: Karşıtlar birbiriyle uyumludur, her şey sürekli devinim ve değişim halindedir, kosmos her daim canlı kalan ateştir.
136 SAYFA. (İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)
//Hiçbir şey göründüğü gibi değil
ASLIHAN Kocabal’dan GERÇEĞE AYKIRI BEYANLAR.
Sosyal medyaya bomba gibi düşen haberin ilk kaynağı, hale sebze taşıyan bir kamyon şoförüydü. Adamcağız kasabaya sabaha karşı girdiğini, meydandaki kavun heykelinin dibinde bir karaltı fark edince durduğunu, uykusuzluktan hayal gördüğünü sandığını, kamyondan inip karaltının yanına gidince ödünün patladığını ve derhal karakolu aradığını anlatıyordu hararetle. Görüntüsü sosyal medyada yayıldıktan az sonra polis telsizinden tuhaf bir anons yükseldi. “Burada yatan kuyruklu bir şey var!” Hiçbir şey göründüğü gibi değil ya da her şey tam da olması gerektiği gibi… Yazarın öykülerini okurken, hangisinin akla daha yatkın olduğunu kestirmek güç. Hatta öncelikle, akla yatkınlık meselesini bir çözüme kavuşturmak gerekiyor. Üzerinde durduğumuz zemin stabildeğil!
96 SAYFA. (İTHAKİ YAYINLARI)
//Zenon, hekim, filozof ve simyacı
MARGUERİTE Yourcenar’dan ZENON.
16. yüzyılda, Reform hareketiyle Katolik Kilisesi’nin karşı karşıya geldiği, engizisyon mahkemelerinin bütün acımasızlığıyla devam ettiği, siyasi çekişmelerin ve savaşların sürdüğü, bankerlerin büyük bir toplumsal güce ulaştığı Avrupa’nın ortasında, kendi özgür iradesinin peşinde bir adam Zenon; hekim, filozof ve simyacı. Yazarın büyük romanı, GiordanoBruno, Paracelsus, Campanella, Leonardo da Vinci gibi gerçek tarihi kişiliklerden izler taşıyan Zenon karakteri üzerinden çalkantılarla dolu bir dönemi, insanın özgürlük ve aydınlanma arayışını olağanüstü zengin bir üslupla anlatıyor. Yazarının kendi sözleriyle; “Zenon, varlığını inkâr etmediğimizde içimizde yavaş yavaş gelişen ve bize birtakım zorbalıklardan yakayı sıyırmak ve koşullar ne olursa olsun kendimiz olmak imkânı sunan ancak gelenek ve zorunluluk tarafından zedelenmiş, deforme edilmiş, neredeyse tanınmaz hale sokulmuş bu tuhaf özgürlüğü gözler önüne serme girişimidir.”
384 SAYFA. (KIRMIZI KEDİ YAYINLARI)
//Tekinsizliğin yerini somut bir nesne imgesi alır
HÜLYA Akar Özmen’den TEKİNSİZ EVREN VE YALNIZLIK.
“Yakalanması ve tespiti zor, her yerde olan ama hiçbir yerde olmayan tekinsiz nesneyle yüz yüze kalmaya uzun süre katlanılamaz. Bu nedenle, bir yere dahil edilmesi ve somutlaştırılması gerekir. Tekinsizliğin yerini (görünüşte) somut, tanıdık bir nesne imgesi alır. Bion’un tuhaf nesneleri gibi, tekinsiz nesne de dışsallaştırılır ve başkalarına yansıtılır ve bu nedenle, örneğin bir komplo teorisine dönüştürülür ve gömülür. Özümseme başarısız olursa, yansıtmacı biçimde, düşman bir gücün ajanı (Çin virüsü) olarak konumlandırılır. Popülizmi çekici kılan da budur: Saçma görünse de tekinsizliği bütünleştirecek bir hikâyeye sahip olmak” – JOACHIM KÜCHENHOFF.
224 SAYFA. (MİNOTOR KİTAP)
//Yazı sıkı bir dokuya sahip
INGEBORG Bachmann’dan OTUZUNCU YAŞ TOPLU ÖYKÜLER 1–MODERN KLASİKLER.
Şairin nasıl bir empati, duyarlık ve dil enerjisiyle kişinin oluş halini, gelişimini betimlediğine ve genç “kahramanının” geçmiş ile gelecek, bellek ile imgelem arasında şekillenmesini nasıl sağladığına tanıklık etmek parmak ısırtan cinsten. Bu düzyazı, deneyimden ve hayal gücünden, psikolojiden ve şiirden mürekkep, zarif, sıkı bir dokuya sahip. DieZeit.
176 SAYFA. (YAPI KREDİ YAYINLARI)
//Uzun soluklu, titiz bir inceleme
EDWARD W.Said’ten JOSEPH CONRAD VE OTOBİYOGRAFİNİN KURGUSU.
Uzun süren 19. yy. artık tamamlanmak üzeredir ama aynı zamanda birçok savaşa ve devrime gebedir. Tam bu zamanlarda, yirmi yıllık denizcilik hayatından emekli olan Conrad yazarlık hayatına başlamıştır. Bol maceralı geçen hayatı, edebi eserlerine yansıyacaktır. Said’in Harvard Üniversitesi’nde Monroe Engel ve Harry Levin’in danışmanlığında yazdığı doktora tezini güncelleyerek hazırladığı Joseph Conrad ve Otobiyografinin Kurgusu “Conrad’ın bilincinde çıkılan bir fenomenolojik keşiftir.” Bu kitap, Conrad’ınnovellasının, G. Jean-Aubury’nin 1927’de, yazarın ölümünden üç yıl sonra düzeltip yayımladığı mektuplarıyla nasıl dolayımlandığı ve hatta pekiştiği üzerine uzun soluklu, titiz bir incelemedir. –Andrew N. Rubin.
304 SAYFA. (ALFA YAYINCILIK)
//