Dolar 34,2573
Euro 37,3769
Altın 2.919,05
BİST 8.807,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 30 °C
Parçalı Bulutlu

Günün Kitabı | RUH ADAM | Hüseyin Nihal Atsız

28.06.2019
1.794
A+
A-
Günün Kitabı | RUH ADAM | Hüseyin Nihal Atsız

Hüseyin Nihal Atsız’ın eşsiz kitabından hareketle yazılmış bu yazıda size öyle bir hikâye anlatılacak ki okuduğunuzda size anlatılanların gerçekten bir masal mı yoksa yaşanmış bir hayat mı olduğuna karar veremeyeceksiniz…

Siz hiç binlerce yıl geçse de aynı acıyı çektiniz mi? Siz hiç cehennemin kapıları açılıp daha beter acılar çekmeniz için her bahar dünyaya geldiniz mi? Siz hiç aşk için şeytanla pazarlık yaptınız mı?

Ben yaptım. Ben kim miyim? Ben Yüzbaşı Burkay… Ben Tantıkut Mete’nin askeri Kayı… Ben size bir masal anlatacağım ki dinlediğinizde anlatacaklarımın hakikat mi, masal mı, yoksa yaşanmış bir hayat mı olduğuna karar veremeyeceksiniz…

Kimsenin bulunmadığı akşam saatlerini, yahut yağmurlu ve rüzgarlı havaları seçerek Çamlı Koru’ya gidiyorum. Bu sayede düşünmeye imkan buluyor, son üç sene içinde başımdan geçenleri değerlendiriyor, rahatlamaya çalışıyorum.

Üç yıl öncesine kadar ordunun iyi bir yüzbaşısıydım. Askerlik benim için bir meslek değil bir inançtı. Çünkü insanlar kumada edenlerle, kumanda edilenlerden ibaretti. Evet, krallık taraftarıydım, çünkü esas gaye harp sanatı idi ve krallık bunun için iyi bir gelişme ortamıydı. Nerden bilebilirdim ki bu düşüncelerim ve bunu açıklamakla gösterdiğim cesaret hayatımın mahvolmasına sebep olacaktı.

Çok rüzgarlı bir akşamdı. Ara sıra yağmur çiseliyordu. Tek başıma dolaşıyor, anlaşılmaz bir ateşle bağrımı serinletmeye çalışıyordum. Galiba yalnız değildim. Öyle olmadığını seziyordum. Bana seslenen biri vardı. Ses bana o kadar yakındı ki başımı çevirsem, sahibini göreceğim muhakkaktı. Böyle olmakla beraber garip bir duyguyla başımı çeviriyor, o sesi dinliyordum. Bu ses esrarlı, ruha işleyen bir kadın sesiydi:

Kalbim benim olsun diyorum, çünkü mukadder Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök, ver! Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer. Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın.

Evet, biliyordum… Bu sesi çok iyi biliyordum. Hatta işitmiş olduğum yeri de hatırlıyordum, ancak içimdeki garip bir duygu bu biliş ve hatırlayışın zamanı çok eski, inanılmayacak kadar eskiye götürüyordu:

“Ram ol bana, ruhun yeni bir âleme götürsün…” Yazmış kaderin: Aşkına ömrünce esrin! Aklınla, şuurunla, hayalinle bilirsin. Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın…

Daha sonra anlam veremediğim doğaüstü olaylar kendini göstermeye başladı. Güçlü askeri irademle bunları savuşturmaya çalışıyordum ki karım Ayşe’nin öğrencileriyle tanışmam, bu iradeyi yerle bir edecekti.

Kendime geldiğimde, Çamlı Koy’a inen yokuşta olduğumuzu fark ettim. Yanımda Güntül’ü vardı. Ayşe öğrencileriyle geriden geliyordu. O ara Güntülü’ye en sevdiğin şiiri okuyabilir misin? diye sordum. Bu isteğim.. Buna cevaben okunan şiir… Şiiri okuyan sesin o geceki sesle benzerliği… Kız şiirin bana ait olduğunu iddia ediyordu. Ama öyle olamazdı, itiraz ettim. Hatırlamadığınıza göre, bin yıl önce yazmış olmalısınız” deyince, taşlar yerine oturuyordu. Bana iki bin yıl önce Mete’nin ordusunda bir atlı yazdırmıştı.

Kaynak Baykuş Dergisi:

2011 yılından 2013 yılına kadar iki edebiyat öğrencisinin tasarımından basımına her şeyiyle ilgilenerek yayınladıkları 3 sayılık Baykuş uzun bir süre inzivaya çekilmişti. Gamlıbaykuş Dergisi ilk sayısı ile 2017 Ocak ayında yeni yıla ve yayım hayatına yeniden merhaba dedi.

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.