DİBEK SESİ | Necdet Arslan
Gecenin yırtılma saatleriydi.
-Kim ise-namlusuna sürüyordu intikamını
Beride kristal yürekler
donuyordu alınlardan
Dişlilerin arasında
Kimlerin kaç yarını eziliyordu
bilen ç(y)oktu.
Tozdan/havaya kalkan dumandan
hemen sonra
Göğün şu yanından bir yıldız
Utançla ,
Kırık bir havayı törpüleyerek
Düşüyordu toprağa
Belirsizliğin ufuksuzluğun
uykusuzluğun
Ve cümle aldatılmışlığın göbek
taşı
Bir cigara yakımlık yurttu
Utancını soyun ey menzil
Kim sana çakmaktaşı ve kav
bulacaksa
Ve kimler-ki her biri
analarının ak sütleri
Kadar namussuzdurlar .
Kül altında bırakacaklardır
Kara postallarıyla dala çıka
Tüneyeceklerdir kovanları
kavrulmuş
Topraklara
Deşme –
Deşeleme kilitlenmiş umutları-
Donmuş da duruyor pusulamız
Nasıl bir yaraysa ve kaç
pare’yse
Nasıl da yakışıyor yare
Kederin katledilme saatlerinde
Gülenler ağlayanlar vardı
Hepsinin de
Boyları posları,elleri
,bıyıkları,solumaları
–anam avradım olsun ki yalan-
İnsan kadardı.