Bugün Lale’yi Yarın Nergis’i | Nahid Kabiri
Güneşi kalemimin ucundan kovuyorlar,
yüreğimdeki iki güvercini de öyle.
Ama ben hala inanarak aşkın canına yemin ediyorum
sözün canına
senin canına
mavi rüyalarıma
beyaz şiirlerime.
Ne olacak! Bırak, bir şafak daha söksün
bu odanın lambasız tavanından.
Öyle bir şafak ki diğer ismi “Kaygılanıyorum”dur –
“silah sesi” ve “timlerin” acı teranesi
boğazı düyümleyen bir kolyenin inci taneleri
kırmızıya boyanıyor bir kar yığınının içinde.
Bugün Nergis’i
yarın da Lale’yi götürürler.
Benim de sıram elbet
öyle huzursuz sabahların birinde gelecek,
pasaportsuz biletsiz bir sefere çıkacağım …
Gel bir de bana şimdi bahar olduğunu söyle,
ne yapacaksın ki kuru, kokusuz, yeşermeyen
bir bahçeyi?
Ama sen yine de randevumuzu unutma,
her cuma günü saat yedide.
Sen her zaman olduğu gibi
camın arkasından
zorla gülümseyeceksin
ben ise gözyaşlarımın zikzakları içinden
yapmacık gülümseyişini çize çize karalayacağım …
Nahid Kabiri
Farsçadan çeviren: Hakan Özkan
…