Günün kitabı / Savaş ve Barış / Tolstoy
Kitap değerlendirme yazarı: Ali İhsan Dilmen
Tolstoy 1812 yılında Napolyon Fransa’sı İle Rusya’nın verdiği savaşı anlatıyor.
Savaş, Napolyon’un dinmek bilmeyen kazanma hırsı, Avrupanın tamamına sahip olma, hükmetme aşkının tezahürü olarak meydana gelmiş, Fransız ordusu Moskova’ya kadar işgal etmiştir.
Moskova’yı direnmeden teslim eden Rus askerlerinin geri çekilmesi, Moskova’nın hem Fransız askerleri hem Rus köylülerinin yağması, Rus elitleri, zenginleri, aristokratları, toprak sahipleri kendilerini koruma telaşına düşmüş, Rusya’yı savunmak,bir avuç Rus yurtseveri ve askerlerine kalmıştır.
Savaşın Rus toplumunda oluşturduğu yıkım, toplumda oluşturduğu ümitsizliğin anlatıldığı, bu süreçte dahi insanların aşka, sevgiye, dostluğa duyduğu ihtiyacın kaçınılmazlığının anlatıldığı roman, savaşların geçici ama hayatın kalıcılığı, egemenliği ve normal akışının gücünün anlatması bakımından oldukça önemli…
Kitaptan Alıntı
”Fransız imparatorluğu, sarsılmaya başlamıştı. Ama Napolyon bunun farkında değildi. O, hala Moskova’daydı; hala yeni bir hamle planlıyordu. Ruslar da toparlanıp Fransızları memleketten sürecek savaşa bir türlü atılamıyorlardı. Sonunda bir olay, Napolyon’a Rusya akınından dönüş yolunu açtı.
14 Ekim’de, Şapovalov adında bir Kazak,ormanda kol gezerken,bir tavşan vurdu. Birini de ateş etti. Hayvan yaralanmış, kaçıyordu. Asker de arkasından koşmaya başladı. Ormanın o kadar içlerine daldı ki,birden karşısında Fransız askerlerini buldu. General Murat’ın ordusunun sol kanadıydı bu.İleri karakol bırakmadan,orada karargah kurmuşlardı.
Kazak dönüp, başından geçenleri kahkahalarla anlattı: ”Az kalsın Fransızların eline düşüyordum!”
Bunu duyan bir astsubay,gidip komutanına anlattı.O da Şopavolov’u çağırıp sorguya çekti. Ne zamandır, beygir arıyorlardı. Madem düşman bu kadar yakındaydı, bir baskın yapıp beygir elde edebilirlerdi. Astsubay bunu komutanına,o da kurmay subaylarından birine açtı… Derken, bu bahane oldu. Gergin ip koptu,saatin zamanı geldi çaldı,çanlar boşandı…
Kutuzov, ne denli akıllı ne denli deneyimli olursa olsun,insanları ne denli bilirse bilsin,bu önüne geçilmez hareketi durduramazdı. O zamana dek işe yaramaz,tersine,zararlı gördüğü şey için emir vermek zorunda kaldı.Fransızlarla çarpışmaya,zoraki razı oldu.”
shf/410
***
Okundu