Günün Kitabı | Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt | Taylan Kara | B.Sadık Albayrak
“Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt“ Kitabından Alıntılar
Ölüme Uzanan Fordizm
Daha önce binlerce ölünün cenaze namazını kıldırmış olan imam,
daha önce binlerce ölünün cenaze töreninin yapıldığı cami avlusunda bulunan ve
daha önce binlerce ölünün yattığı musalla taşında yatan yeni ölünün cenaze
namazını kıldırır. Daha önce binlerce ölüyü taşıyan cenaze arabası ölüyü, daha
önce binlerce ölünün gömüldüğü yere götürür ve ölü gömülür. Törenleri,
mekânları ve ritüelleriyle ölüm, seri üretimin bir parçasıdır.
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. Baskı
ŞEN AİLE KERHANESİ
Çoğu evlilik, ayrılık halinde yaşanacaklardan sakınıldığı için sürer. Boşanma halinde olabilecek terördür, çoğu evliliğin “huzur”unun garantisi…
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. Baskı
Her toplum ölülerini, dışladıklarını, öcülerini de içinde taşır.
Var olana ve yaşar bırakılana bakarak, yok edilmişi ve ölü olanı da
görebilirsin.
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. Baskı
YAŞAMIN FLORASI
“Steril”den bakınca her şey mikropludur; ete kemiğe bürünen, kaçınılmaz olarak mikroba da bürünür. Dünya pis bir yerdir; ilgi alanı dünya olanın, somutu değiştirmek isteyenin “steril”liği bozulur. Dünyada var olmanın bedelidir bu. Dünya somuttur, “steril”in varlığı ise bir bakteri ile hemen yok olabilecek kadar eğretidir. Dünya, ancak dünyaya inilerek değiştirilebilir; dünyayı değiştirme iddiasında olan her doktrinin bir varlık olarak “mikrobik bekâretini” yitirmesi çok doğaldır. Çünkü dünyayı değiştirecek olanlar soyut “steril”ler değil “dünyada kalan mikroplu varlıklar” olacaktır.
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. baskı
ÖLÜ İSRAFI
Bir mezarlıkta gömülü olan her bir ölü için bir tören yapıldı; her bir ölü birileri tarafından gömüldü, her biri için en az birkaç kişi ağladı. Yapayalnız duran her bir mezar, onlarca insanın gözyaşının ya da dualarının izini de taşımakta…
Dünyada toprağa yerleştirilmiş her bir mezar için toprağın üstüne terk edilmiş ne çok canlı var; bir ölüden değişik düzeylerde etkilenen onlarca insan…
Bu ölülerin her biri, tek tek birer kadın tarafından aylarca karında taşındı, birçoğu için heyecan duyuldu, çoğu birer kadın tarafından haftalarca emzirildi, her biri giydirildi, büyütüldü. Şimdi toprakla kucaklaşmış kemikler tek tek büyüyüp uzadılar. Artık hep aynı kalacak olan şu nihai tabloya ulaşabilmek için bu milyonlarca iskelet dünyada neler yaşadı. Ne israf… Ne israf…
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. Baskı
İNSANIN EL KILAVUZU
İnsan, yaşamını istisnaların gövdesinde, cansızlığın satır aralarında sürdürmeye çalışır. Olasılık canlıya karşıdır; % 99.99 oranında olmaması gerekendir insan; varlığı hep virgülden sonra bilmem kaç sıfırdan sonraya konumlanmıştır.
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. Baskı
PETİTİO PRİNCİPİİ
Ali, Ahmet’i öldürmek suçundan idama mahkûm edildi. Ali’nin Ahmet’i öldürdüğüne dair bir tanık yoktu, bu olayla ilgili herhangi bir kanıt da yoktu. Doğrusu ortada bir cinayet de yoktu.
Ortadaki tek somut gerçek Ali’nin idama mahkûm edilmesiydi.
Ali idam edildi.
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. baskı
“Saçmalama özgürlüğü”, ancak mantıklı bir dünyada işlevseldir.
Baştan aşağıya saçma bir dünyada saçmalama özgürlüğünü anlamlı kılabilmek için önce dünyayı saçma olmaktan kurtarmak gerekir.
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. Baskı
Tam sen bu sözcükleri okuyorken
Paraguay’da bir tank taburu,
Slovakya’da bir üniversite,
Moritanya’da bir şehir,
Moğolistan’da bir çadır,
Endonezya’da bir balıkçı teknesi,
Sibirya’da bir köy,
Samanyolu’nda bir yıldız,
Andromeda galaksisinde bir gezegen;
varlığını aynı anda algılayamadığın milyarlarca şey varlığını sürdürüyor. Varlıklar, insan algısında aynı anda tezahür etmez. İnsan algısı daha çok bir film şeridi gibi zamansal bir sıralama ve de imgenin algıda bıraktığı etkinin derinliği ölçüsünde bir hiyerarşi gözeterek çalışır; her varlık tek tek veya küçük kümelerle belirir zihinlerde…
”Şimdi” veya “şu an”, bu ve bunlar gibi milyonlarca varlığı içerir; kapsadığı varlık yükünün birinin dahi eksik olması “şimdi bilgisi”ni eksik kılacaktır. Bu haliyle insan zihni, karanlıkta binlerce kilometrekarelik bir kara parçasını keşfedebilmek için elinde malzeme olarak sadece küçük bir fener bulunan ümitsiz bir kâşife benzer.
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. baskı
BEYİNLERDE DOLAŞAN MAMUTLAR
Ne
aydınlanma, ne akılcılık, ne sanayi devrimi, ne kapitalizm, ne sosyalizm
insanoğlunun gerçek yaşamına tam olarak sızabildi. Kaç yüzyıldır bütün
insanlığı sarsıcı bir şekilde etkileyen büyük biçimlendirilişlerin hiçbirinin,
insan yaşamında içsel bir ağırlığı yok. İnsanoğlunun derininde, gerçek yaşamın
aktığı beyninin arka sokaklarında, kılcal damarlarında, ağırlıklı olarak
hâlâ on binlerce yıl önceki düşünme biçimleri ve bakış açıları hâkim.
Takvimler yaşanan dönemi sanayi çağı, bilgi çağı, uzay çağı vs. diye adlandırsa
da ortalama insan beyni en iyimser değerlendir- meyle Kaba Taş Çağı’nın
ortasında duruyor.
İnsan, nükleer santrallerin, gökdelenlerin, milyonluk metropollerin ve
otoyolların ortasında yaşasa bile beyninde mamutlar dolaşıyor ve kötü ruhlardan
korkuyor. Tarih ne kadar hızlı aksa da insan düşünüşünü aynı hızla
etkileyemiyor. İnsanlık ağzına durmadan lokma almaktan çiğnemeye ve sindirmeye
vakit bulamıyor.
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. baskı
Formun Üstü
Formun Altı
Formun Üstü
Formun Altı
Formun Üstü
Formun Altı
İnsan ölüm karşısında yaşama, bildikleriyle değil unuttuklarıyla
tutunur.
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. baskı
İnsan özgürlüğün kendisini değil olasılığını sever. Hiç
kullanamadığı ve asla kullanamayacağı bir özgürlüğün kullanılma olasılığı onu
mutlu etmek için yeterlidir.
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. baskı
Alçaklığın yerel tarihi
21. yüzyıl alçaklığının en büyük silahı, “uygun” zamanlarda ortaya dökülen
“gerçek”lerdir. Alçaklık, gerçeğin sıradan insana hep “seçmeli” olarak
sunulması ve onlarca unsura sahip bir tablonun kendine yarayan bileşenlerinin
sunulup diğerlerinin gizlenmesidir. “Ahlâki olma” ölçütü, artık ifadenin
“içeriği”nde değil “dışında”, söylenen şeyin kendisinde olduğu kadar
çevresindedir.
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. baskı
Acı çeken insanın ilk yapmaya çalıştığı şey, acısını geçirmek
değil ona başkalarını ortak etmektir. Acının kendisinden çok yalnızlık insanı
rahatsız eder; hissettiği şeyi başkalarında da görmek insanda güven uyandırır.
Sosyallik nedeniyle ya da bir paylaşım duygusuyla değil düpedüz bencil
dürtülerle, acı yükünü ancak başkalarını acıtarak hafifletebilir.
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. baskı
Tabelaların ikna yetenekleri
“Dikkat köpek var” tabelası, insanoğlu için en az köpeğin kendisi kadar ikna
edicidir.
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. baskı
21. yüzyıl ansiklopedisi: T harfi, televizyon maddesi
Tek kanallı televizyonlarda herkesin aynı programı izlemesi “diktatörlük”tür.
711 kanallı televizyonlarda herkesin aynı programı izlemesi “özgürlük”tür.
Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt 3. Baskı