Yürüyen kütüphane, Nermin Abadan Unat kimdir? | Meral Saraçbaşı
Aycan Dinç Bozok | ÜLKESİNİ SEÇEN KADINA SAYGIYLA…
Eylül ayının 20 sinde bir telefon aldım. Arayan ÇYDD Bodrum Şubesi’nin üç kurucusundan biri olan Bilkay Veral’dı. Nermin Abadan Unat’ın 90.doğum yıldönümü olduğunu hatırlattı. Aynı zamanda bir çok işin üstesinden gelen çalışkan Nermin Hoca’nın şubemizin kuruluş harcında da emeği vardı.
Adını hep duyarım öğrenciliğimden bu yana. Cumhuriyet’in yetiştirdiği önemli kadınlarından biri olarak yer etmiş belleğime. Telefon numarasına ulaşıp kendisini arayarak şubemiz adına doğum gününü kutladım. Cumhuriyet’e katkıları için teşekkür ettim. Evet, Cumhuriyet onu yetiştirmişti. Ama o da karşılaştığı tüm zorluklara karşın Cumhuriyet’ten ve Mustafa Kemal’den aldığı ışığı gelecek kuşaklara taşımış, birçoğu alanlarında başarılı olmuş çok değerli öğrenciler yetiştirmişti. Telefondaki sesi ise inanılmaz bir enerji doluydu. Konuşmamızın sonunda “ Eğer iletişim bilgilerinizle ilgili e-posta gönderirseniz Bodrum’a geldiğimde size de uğrarım” deyişi beni çok mutlu etti. Umarım en kısa zamanda kendisini dinleme fırsatımız olur.
90 Yıllık yaşamının hemen tamamını ülkesine, onun gelişmesine, aydınlanmasına adayan ve öğrencileri tarafından hem çok sevilen hem de çok sayılan Nermin Abadan Unat Türkiye’de birçok alanda da ilklerin kadını.
“Türkiye’nin ilk kadın siyaset bilimcisi, Türkiye’nin ilk kadın senatörlerinden biri, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin ilk kadın asistanı, ilk kadın doçenti, ilk kadın kürsü kurucusu, Basın Yayın Yüksek Okulu’nun ilk kadın müdürü, Türkiye’nin uluslararası göç konusundaki en kayda değer ismi, kitapları yabancı dillere çevrilmiş, dünyanın her tarafında konferanslar, seminerler vermiş, 5 dil konuşan bir kadın” olarak tanımlıyor onu öğrencilerinden Müge İplikçi.
Değişik alanlarda başarılı olmuş öğrencilerinden Emre Kongar, onunla karşılaşmasını şöyle anlatıyor.
Nermin Abadan-Unat ile “Mülkiye” adıyla bilinen Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin ikinci sınıfında tanıştım. O zaman adı sadece Nermin Abadan idi. Birdenbire karşımda “tüm dünyadan haberi olan ve her an öğrendiği yeni bilgileri, sıcağı sıcağına öğrencileri ile paylaşan”, genç, dinamik, “yürüyen kütüphane gibi” bir hoca buldum.
Boğaziçi Üniversitesi’nden öğrencisi Sedef Kabaş, Hocası Nermin Abadan Unat’ın yaşamöyküsünü anlatan nehir söyleşisinin adını “Hayatını Seçen Kadın” koyuyor. Nermin Hoca’nın tanıklığında Türkiye’nin de portresini çiziyor kitabında.
Ne yazık ki öğrencisi olma şansım olmadı. Ama onun çok değerli öğrencilerinden birinden, Nermin Hoca’nın neden hayatını seçen kadın olduğunun öyküsünü dinleme fırsatım oldu. Bir bombanın bizden ayırdığı Cumhuriyet’in en genç kültür bakanı, yazar, siyaset bilimci Ahmet Taner Kışlalı bir toplantıda anlattı bize küçük Nermin’in zorlu ve dirençli yaşam öyküsünü.
Nermin Hoca’nın Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki son dersine katılarak ona sürpriz yapan bir grup eski öğrencisi arasında yer alan Kışlalı, öyküyü hocanın kendisinden dinlemiş.
“Babası İzmirli bir işadamı… Macaristan’da doğan ve 14 yaşına kadar orada kalan Nermin hiç Türkçe bilmiyor. Babasının ölümüyle ekonomik zorluklar çeken küçük kız Macaristan’da paralı olan eğitimini sürdüremiyor. Oysa Mustafa Kemal’in ülkesinde eğitim parasızdır. Türk Elçiliğinin yardımıyla durumunu anlatan Türkçe bir mektup ve Türk pasaportuyla 1936 yılında Budapeşte’den trene biniyor
Öykü uzun… Küçük Nermin, bir yandan Almanca dersleri verirken öte yandan Türkçe öğrenir. Mustafa Kemal’in parasız kıldığı eğitim olanaklarından yararlanır. İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirir. Gazetecilik yapar. Türkçenin ardından İngilizce ve Fransızca da öğrenmiştir.
Siyasal Bilgiler Fakültesine asistan olur. Çağdaş Siyaset Biliminin Türkiye’ye girmesine öncülük edenler arasında yer alır.
Gün olur, Türkçesinin bozuk olduğunu öne sürerek öğretim üyeliğinden atılmasını isteyenler çıkar. Ama o, tükenmez bir enerji ve heyecanla, gençlere bir şeyler verme isteğini yitirmez. Uluslararası toplantılarda Türkiye’yi Türk kadınını, Mustafa Kemal’i savunur, savunur. Oğlunun adını Mustafa Kemal koyar. “
O derste Nermin Hoca sözlerini şöyle bitiriyor.” Ben yurdumu da ulusumu da kendi irademle seçtim!.. Mustafa Kemal olmasaydı, belki ben de olmazdım. Niçin Kemalist olduğumu öyle sanıyorum ki artık anlamışsınızdır!..
Kışlalı bu öyküyü 15 Kasım 1992 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşesinde ve Atatürk’e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği kitabında da okurlarıyla paylaşarak yazısını şöyle noktalıyor
“Bakıyorum da aradan geçen zamanda, ne Nermin Hoca’nın öyküsü güncelliğini yitirmiş, ne de benim altına düştüğüm not. Tıpkı giderek daha güncel, daha gerçek, daha anlamlı olan Mustafa Kemal’in kendisi gibi…”
Yazının üzerinden de 19 yıl geçmiş. Güncelliğini yitirmek bir yana, Nermin Hoca’nın öyküsü de Mustafa Kemal’in kendisi de giderek artan bir gerçeklikle karşımızda duruyor. Keşke bugün yurtdışına giderek kurtulmayı düşünen gençlerimize de bu topraklarda umut ve gelecek olacak fırsatları yeniden sunabilsek.
Sevgili Nermin Abadan Unat, ülkesini seçmekle kalmamış, onu daha ileriye taşımayı bir görev bilmiş, bu ülkeden aldıklarını gelecek kuşaklara aktararak 90 yıllık yaşamını sadece kendisi için değil bizler için de anlamlı kılmış.
Direnciyle, duruşuyla, bilinciyle örnek bir cumhuriyet kadınını saygı ve sevgiyle selamlıyorum…
Meral Saraçbaşı
18 Kasım 2011