Aklın Uykusu Canavarlar Üretir / Goya
SIRADA NE VAR?
Goya’nın ‘Los Caprichos (1799)’ başlıklı serisinin parçası olan gravürde, sanatçı kendisini uyurken ve etrafı hayal ürünü canavarlar ve kâbuslarla kuşatılmış olarak resmetmiştir.
Gravürün başlığı, ‘Aklın Uykusu’nu bir yandan varoluşun ve yokoluşun, öte yandan hayat ve sanatın birbirlerini beslediği bir geçiş ve etkileşim alanı olarak kurguluyor. (…) Sanatçı, ‘iç’ ve ‘dış’ arasındaki ilişkiyi beden aracılığıyla okumaya açan yapıtlarında ‘iç’e etkileyici ve kafa karıştırıcı bir görünürlük kazandırırken, ‘dış’ı, ‘iç’i çevreleyen ve tanımlayan bir alan olarak ele alıyor. (…)”
Francisco Goya, geleneksel sanatın sona erişinin müjdecisi, modern sanatın babası, kişisel ifadenin ve bağımsız ruhun gerçek devriminin sinyallerini vermiş bir deha…
Napoleon’un postalları tarafından ezilen, gerici hükümetlerin birbiri ardına geldiği, çok hızlı ve değişken bir çağda herkesin baktığı ama kimsenin tam anlamıyla görmediği bir şeye, insana tanıklık etmiş bir ressam, eserleri ile ünlü Fransız şair Baudelaire ve yazar Victor Hugo, ressam Pablo Picasso gibi sanatçıları etkileyen çağdaş sanatın piri Francisco José Goya y Lucientes.
Goya
Ben Goya’yım!
Çorak bir tarlaya kuzgunlar gibi süzülen düşman
yuvalarından oydu gözlerimi.
Ben acıyım!
Ben iniltisiyim
savaşın. 41 karlarında yanmış
şehirlerim ben.
Ben açlığım!
Ben kırılmış boynuyum
çıplak alana çanlar gibi sallanarak asılmış
bir ihtiyar kadının…
Ben Goya’yım!
Ey gazap üzümleri!
Top sesleriyle yürüdüm Batı’ya,
çağrısız konuğun külleriyim ben!
O unutulmaz göğe tabut çivileri gibi
sert yıldızlar çaktım!
Ben Goya’yım!
Andrey Voznesenski (Çeviri: Ülkü Tamer)
Tezhipçi José Goya ile Gracia Lucientes’in dördüncü oğlu olarak 30 Mart 1746’da İspanya’nın Aragon bölgesinde Zaragoza kentinde küçük bir kasabada doğar. Doğduğu yerin Aydınlanma dönemi Fransa’sına yakınlığı ve ailesinde toplumun hem zanaatkar hem de soylu kesiminin izlerinin bulunması, onun sanatının genel karakterini yansıtan başlıca unsurların ipuçlarını vermektedir.