Sıla Tokaları / Yelda Karataş
“Güneş imkânsız mı diyor bu sevdaya / Güneşle eyvallahı keserim!”
Vuslatı alnından öpen ay ışığının saçında sıla tokaları
Öyle ıslak, öyle merhametsiz
Parlak asfaltın gülüşüyle buğulu ve kimsesiz
Ezilmeye ramak kala yol ortasında hani bir aşkın ciğeri
Tatil köşelerinde elmas gözlerin sırrını arayan bozuk siren sesleri
Frensiz bakışların bilemediği
Yoksa sende mi sıla tokaları
Bilmiyorum bir yârin kokusu olmayı bu hayat nasıl kucaklar
Nasıl öper alnından yıldızlar gecikmiş aşkları
Yani sokağın bir bekçisi olmasa ona ne derdik zulamızda hazır sözler olmalı
Ay ışığı aşktan ayrılmamalı sabah ve akşam
Ve hatta öğle yemeklerinde bir sıcak francala ile geliyorsa koynuma
Göbeğinin orta yeri ve gözbebeğini yaladığım geçmişi ile
Istırapla sabır ararım ısrarla saklanan her kuytuda
Tek tek telinin kokusunu alırım koynuma
Güneş imkânsız mı diyor bu sevdaya
Güneşle eyvallahı keserim!
Aramalıyım ama değil mi asfaltın dışına taşan her şeyde yorgun bir kır papatyasının ellerini
Aramalıyım çünkü
Parlak şeylerden korkuyorum özellikle sabaha karşı
Olgunlaşmamış bir sevda ya keserse alnından geceyi
yani daha diri parmak uçlarım . yani saçlarımızda esrik sıla tokaları .
… Ayakta
mesafesiz öp beni
Yelda Karataş
Sabır Masalı
2012