Sıla Dizisi’nin gerçek kahramanı Dursaliye Şahan
Sıla Dizisi’nin Gerçek Kahramanı Dursaliye Şahan Haberevet’e Konuştu.
Gösterimde olduğu dönemde ATV’ye zirve yaptıran Sıla adlı dizinin hikayesinin intihal, yani çalıntı olduğu mahkeme kararıyla belgelendi. Hikayesnin sahibi olarak ödül alan Gül Oğuz sessizliğe bürünürken Mahkeme kararı ile ‘Sıla’nın gerçek sahibi olduğunu ispatlayan Dursaliye Şahan Haberevet’e konuştu…
Bedava fikir dönemi bitti.
Yazarlar eser hırsızlığına karşı ayaklandı.
Ünlü töre dizisi Sıla’nın hikayesi çalıntı çıkınca yazarlar ayaklandı.
Kadın Yazarlar Derneği, İlesam ve SENDER’in de aralarında bulunduğu bir çok meslek kuruluşu ve derneğin önderliğinde yazarlar, Cağaloğlu’ndaki Gazeteciler Cemiyeti Lokali’nde toplanma kararı aldı.
17 Eylül Cumartesi günü saat 13-15 arası toplanacak olan yazarlar, sanatçılar ve sanat severler basın toplantısı ile intihalin önüne geçecek, önlemleri konuşacak.
Yazar Dürsaliye Şahan ve Most Yapım arasında süren üç yıllık telif davası bitti ama yazarlar Bakanlığı harekete geçirmek için öneri paketi hazırlığına başladı.
Fikri Mülkiyet Haklarının geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapan yazarlar, kanalların da yapımcılardan özgün eser taahhüdü istemelerini talep ediyor.
Tarih: 17 Eylül 2011 Cumartesi Saat: 13-15
Yer: Gazeteciler Cemiyeti Lokali (Türkocağı Cad. No: 1/A Cağaloğlu – İstanbul)
Başrolleri Cansu Dere ve Mehmet Akif Alakurt tarafından paylaşılan dizinin, kendisinin yazdığı Hikaye Hırsızı kitabındaki “Güvercin” adlı öyküden ve Most Yapım’a gönderdiği dizi projesinden yola çıkarak hazırlandığını belirten Dürsaliye Şahan şunları söyledi:
“Londra’daydım. Arkadaşlar Sıla adlı diziden bahsetti ve bu filmin hikayesinin benim hikayeme çok benzediğini söyledi. Önce buna ihtimal vermedim. Derken, iki yıl sonra bir başka yapımcı benden proje istedi. Ben Güvercin’i gönderdim. Arayıp bu hikayenin Sıla olarak gösterime girdiğini söylediler. Şaşırdım. Ve hemen Sıla’nın yapımcısı Most Yapım’ı aradım. Beni tanımadıklarını söyleyince, ben de kendimi mahkeme yoluyla hatırlattım!.. Kazığım tazminatın miktarından çok, mahkeme kararının sanatçının emeğine saygı bilincinin yerleşmesine katkı sağlaması önemli.”
Dursaliye Şahan’ın Haberevet’e gönderdiği metinde ise şu değerlendirmelere yer veriliyor: Üç yıldır sürmekte olan bir telif davası sonuçlandı. Bu davalardan edindiğimiz deneyimlerle anladık ki; fikri mülkiyet hakları yasasının bazı maddeleri eksik ve işlerliği henüz oturmamış. Yazarlar olarak bizlerin, haklarımızı ve eserlerimizi koruyabilmek için yasanın geliştirilmesine katkı sağlamamız gerektiğini düşünüyoruz. Gelin, fikir emekçileri olarak küçük ama önemli bir konudan başlayalım:
“Özgün eser taahhüdü” nün hayata geçmesi için ilk adımı atalım. Zaten Kültür Bakanlığı sunulan bütün projelerde yazarlardan “özgün eser taahhüdü” istiyor. Biz de; yapımcı firmaların çalıştıkları kanallara ve diğer kurumlara sundukları projelerde “özgün eser taahhüdü” vermeleri yönünde bakanlığa ve gerekli mercilere öneri götürelim.
Basın bildirisinin altına adınızı yazmanız, ilk adımın atılmasını sağlayacak, yasanın bir maddesinin lehimize değişmesine yol açacaktır.
İlgili Haber
Sıla dizisi ile ilgili telif davası sonuçlandı.Mustafa Oğuz ve Faruk Bayhan’ın yapımcılığını üstlendiği, 2006–2008 yıllarında ATV’ de 79 bölüm oynayan Sıla dizisi ile ilgili, Dursaliye Şahan’ın yapımcı firma aleyhine açtığı telif davası, İstanbul 1.Fikri Sınai Haklar Mahkemesinde sonuçlandı.
Cansu Dere’nin ve Mehmet Akif Alakurt’un başrollerini paylaştığı Sıla dizisi oynadığı yıllarda reyting rekorları kırmış; yönetmeni Gül Oğuz’a kadın hakları savunucusu olarak da ün getirmişti.
Mahkemenin tayin ettiği, Senarist Levent Kazak, Profesör Dr. Mustafa Özkan ve Hukuk Doçenti İlhan Yiğit’ten oluşan üç kişilik bilirkişi heyeti; hazırladıkları rapor ile davaya neden olan dizi projesinin, yapımcı firmanın kaydettiği gibi ünlü yönetmen Gül Oğuz’a ait olmadığını; Yazar Dürsaliye Şahan’ın Hikâye Hırsızı kitabındaki ‘Güvercin’adlı öyküsünden yola çıkarak hazırladığı ve Most Yapım’a gönderdiği dizi projesinden, intihal yoluyla gerçekleştirildiğini saptamıştır.
Avukat Kamil Tekin Sürek ve Avukat Sera Kadıgil’in savunduğu davanın son duruşmasında, Mahkeme sunulan kanıtları da göz önüne alarak bilirkişi raporu doğrultusunda Most Yapım’ı ve Gül Oğuz’u; eser sahibi Dürsaliye Şahan’a maddi-manevi tazminat ödemeye mahkûm etmiştir.
Biz aşağıda ismi bulunan sivil toplum örgütleri, meslek birlikleri, yazarlar, sanatçılar ve sanat severler olarak ülkemizdeki yazın ve fikir emekçileri ile birlikte tüm sanatçıların haklarının korunması yönünde, RTÜK, resmi kurumlar ve Kültür Bakanlığı başta olmak üzere, özellikle yazılı ve görsel medyanın gerekli hassasiyeti göstererek fikir sömürüsüne müsamaha göstermemelerini talep ediyoruz.
TRT’nin ve özel kanalların yapım şirketleri ile gerçekleştirdikleri dizi projelerinde veya benzer iş anlaşmalarında; “özgün eser taahhüdü” koşulunu uygulayarak bu konudaki ihtilafların önlenmesine katkı sağlamalarını ve eser hırsızlığına karşı alınan önlemlerin desteklenmesini bekliyoruz.
Her çağdaş toplumda olduğu gibi ülkemizde de bilginin, sanatın ve yaratıcılığın hak ettiği değeri bulacağı inancı ile Kültür Bakanlığımızın duyurumuzu dikkate alacağını umuyoruz;