Şiire Düşmemiş Babalar İçin | Yılmaz Pirinççi
Herşeyin ticarete döküldüğü bir zamanda en ucuza gidendir baba.
Duygularını ifade edemez çoğu zaman. Etmeye kalksa da pek anlaşılmaz zaten.
Ömür törpüsü bir iş
içersinde maaş tan iki gün sonra bir sonraki ayın hesabını yapmaya başlar.
Siz görmez sanırsınız hafiften yıpranmış ayakkabıyı.
Lekeli gömleği.
Yıllardır değiştirmediği el örgüsü süveteri. Görür görmesine de ondan önce gelenler vardır onun için.
Ufaklığın doğum günü gibi.
Liseye gidenin dershane taksiti gibi.
Sonra askerin harçlığı gibi.
Bir babanın önceliği hiç bir zaman kendisi olmaz, olamaz.
Duvarda solgun bir resimdir o.
Varlığı kimseyi memnun etmez çoğu zaman ama yokluğu gün ortasına vuran güneş tutulmasına benzer.
Bir anda kararır yer gök.
Yıkılır koca bir çınar.
Onlar ağlayamaz sizinle belki ama sizin bir gözyaşınıza dünyaları yıkarlar.
Olur olmaz sarılmayı da bilmezler.
Çünkü yürekleri zaten sizinle dolu.
Diyeceğim o mahzun gözlü, hayatın her darbesine mertçe gülen adamlara iyi bakın.
İyi bakın babalara…
Emin olun çarşıda pazarda ettiği değerin çok üzerinde o insanlar.
Bir gömlek, bir ayakkabı yerine bir sarılma anı verin onlara.
Bir kucaklaşma…
İyi ki varsın deyin.
Yanağınıza sürmeye korktuğu avucunun nasırından öpün .
Bunun bir dahası olmayabilir çünkü.
Kutlu olsun babalar günü.
Baba olmanın erdemini yaşayan, her babaya.
Çocuğuna babalık yapan bütün kadınlara kutlu olsun, babalar günü…