Sessizliğime Düşen Sesin! | Bircan Gabriel
BİR DELİ’NİN MEKTUPLARI
Mektubunu okurken, başlarda otun-bokun ne olduğunu merak eden meraklı Melahat, sonra çamur içinde debelenen bir solucan oldum. Satırlarında ilerledikçe yaşama yenik düşmüş çınar ağacının çürük yıkıntıları içinde ateş gibi ilerleyen şaşkın bir kertenkele, bitiminde ise hızla iki elini yüzüne kapatıp hıçkıra hıçkıra ağlayan kadın oluverdim. Ağlama eylemim devam ederken gözyaşları yok olsun diye habire silerek oyun bozanlık etmeye çalışsam da onu durdurmayı başaramadım, sümüğünü çeken afacan bir kadına dönüştüm.
Oysa ılık bir meltem gibi göz pınarlarından çıkıp yüzüme, yüzümden boynuma süzülen, demlenmek için sessizliğime düşen hıçkırık seslerimi severim ben. Bir de böylesi anlarda okkalı bir tokadı kendime atıp, havadaki ayazı tutuşturan ipi boynuma geçirir, ağaç dalına kendimi asarım. İşte o an ben gecenin sessiz hali, sen de sessizliğime düşen bir ses olursun…
Darmadağın özlüyorum seni.