Sen benden çok uzak değilsin | Gökhan Barış Pekşen
Kuzgunlar geçiyor gözümün önünden Gizimera
Ruhum, çocuğunu savaşa,
Ruhun, çocuğunun kefenini hazırlıyor
Kahinler suskun, deryalar pusuda..
Bir yelkenli savruluyor dört bucakta
Valhalla’da kadeh tokmaklarının sesi yükseliyor
Ragnarok!
Kadim çağlardan kalmış bir ses bu Gizimera,
kimsenin okuyamadığı bir haritada
gizlenmiş bir Tanrı’nın gözyaşı düştü toprağa
çekilmesi güç bir halattır keder dedim
ve kapattım gözlerimi senden arta kalan zamana..
İçinde mektup olan şişenin,
tüm kedere rağmen düşmesidir denize
Korkma sakın çocuk!
Getirecek bir Tanrı bulunur elbet o şişeyi
Ya da bu gece misafir oluruz Odin’e..
Sır tarafına dönen bir aynayla seviştim dün gece Gizimera,
sırf seni unutabilmek için hayatıma giren tüm kadınları tek tek aradım ve o
aynanın önünde çırılçıplak soyunarak kırdım kalplerine sapladığım hançeri,,
Artık hiç ses yok,
kimse tanıdık değil,
gideceğim bir adreste yok bundan sonrası..
Benim ifşa ettiğim gizemler dirildi bu gece senin için,
ve ebedi bir huzur –
bundan sonra korku olmayacak
aşk senin kaybının küllerinde doğacak Gizimera..
Bunun altında yıllarca yaşadık
gözyaşlarımdır sabah..
Ve şimdi aramanı bekliyorum,
geçmiş, temizlendi..
Sendin, sensin,
sen sonsuza dek,
olacaksın..
Bazen ücretsiz bir fahişe gibi hissediyorum senin bastığın ve
ertesi gün terk ettiğin o şehirleri,
iyi ki beni aldattın Gziimera..
Gökyüzü kadar ağır kalbim geceleri,
hiçbir insanı sevememiş erkek kalbim nasıl da kadının sorunlarını anlayabilir..
Ben erkeğim, ben çocukken de erkektim,
dövülürken de,
tacize uğrarken de erkek..
Ayakkabımı bağlarken,
uyuşturucu içerken,
sevdiğim kadınla sevişirken de erkek..
Bedeninden vazgeçmek yıldıza küsmek gibi,
sadece sırtımın öpülmesine ihtiyaç vardı Gizimera..
Daha ne söyleyebilirim..
Adını duyuyorum
Tanrı’mı fısıldıyor
ama bu çok güzel
ama yaralayan..
İnsan kendi kalbini kırdığında
aynamda suretimin ağladığını izledim
senin ağladığını..
Bu gece saçlarımı okşarken bit olsun istedim saçlarımda,
ne kolum kırıldı,
ne bit,
ne su çiçekleri..
Ben tamamen sessizliğimi hastalık olarak yaşadım..
Kimseye muhtaç olmamak için insanlığımı yok ettim..
Şimdi konuşmamak için gündelik şeylerle öldürüyorum.. Midem bulandıkça
heteroseksizme lanet okuyorum..
Mayıs ayı..
Öyle sesli akşamın olduğu bu gece,
sensizlik yarası olan bir bahçe o koyu mor ruhtan,
dinsel biz..
Bütün gerçekler güzeldir sevgilim,
üzgündür..
Işık, biz’den önce loştur,
bunun altında yıllarca yaşadık..
Bütün geçmişi boğ,
bunun altında yıllarca yaşadık..
Bu gece bir kitap bitirdim Gizimera,
o beni anlamadı..
İşte sevdiğimiz her şey böyle devam ediyor..
Ben göğsümüzdeki ve yüzümüzdeki benlerin masalını,
kör olduğumda yazacağım..
Gördükçe uzun uzun hayali sanıyor insan, odasındaki katlı mezarlığı..
Orada mısın Gizimera?
İsraf edilmiş anlar geri dönmeyecek
neden yalnız yaşadığımızı merak ettin mi hiç?
Öylece parmaklarımdan kayıp gittin sen..
Ve utanıyorum –
ve bedelini ödedim..
– Gökhan
Barış Pekşen
– Sen benden çok uzak değilsin
– 26052019