Öyle bir şey işte | Yılmaz Pirinççi
Gün ortası sıcağına vuran bir hare ışık,
Dingin bir gölge gibi gözlerin…
Nasıl beceriyorsun bunca iyi olmayı
Bilmiyorum ama?
Çok iyi geliyorsun.
Öyle güzel yakışıyor ki yanaklarına
O cennet kızılı o mahcubiyet.
İnsan hüznü sever mi?
Bir çift gözün bakışında kaybolmak
O anın büyüsü gözle görülmez,
Bir su damlası olup erimek ister mi?_
İster, o bakışın buğusuna…
Sende öyle sevilesi işte,
Hani denize benzer ya sis bulutları
Hani içinde kaybolmak ister ya insan o sonsuz saflığın.
Öyle bir şey işte
Gözlerinin ufkunda uzayan bakışlar
Çeşit çeşit çiçeklerden toplanmış bir demet duygu gibi.
Papatyada saflık
Gelincikte kırılganlık
Ayrık otları arasından ayıklanmış üç beş sabır çiçeği
Tam ortasında beyazın sarıyı öptüğü bir nergis ıslaklığı
Sonra nefesinden savrulmuş vanilya kokusu
O en çok sana ait olan.
Nasıl beceriyorsun bilmiyorum.
Ama çok güzel düşüyorsun.
Gözlerime.
Şiire.
Nefesime…
…