Öğretmenin Dört Atlısı | Aziz Kemal Hızıroğlu
(Bile isteye öğretmenliği seçmiş dünyanın o güzel insanlarına)…
I – Uçurum
tek bir anıya sayısız ân istiflenmiş
kendine yetmiyor zaman, tırpanlı paylaşım
sokaklar tanıyamadı
öğrenciler anlayamadı
sadece yüzü vardı şimdi’nin, tinsiz
yaban ördekleriyle dolu umarsız gök
yıllar yollardan daha yüklü levhadan yana
düz ovadan ters uçuruma – dağ derinliği
hiçbir şey yazılamadı sevdanın cezasına
korkulardan başka
öğretmenin gözünde ev sahibi çığlık
bir de ters gelen ne varsa aşka
II – Sıla
gömüden çıkarsa dudak
yoluna aşk ekleyebilir, dedi öğretmen
tenden tine uzanırsa ses
‘seni seviyorum’ diyebilir
ömrünün sermayesini susuz çiçeğe
bir sözcükle dökebilir
bozkır nefret ve habisten kurtuluş
kırık görüntüye özge seviler sürebilir
aynasız yaşlanmak için
iki bakış arasına türkü derlenebilir
ah, susun dedi öğretmen, susun ve dinleyin
dağlar çoktan yola çıkmıştır
ders sonrası boşluk da sussun
parmaklarınızda gezinen servi boylu düş
ve yüzünüzde asılı çocuk, annenizi duymayabilir
III – Buluşma
öğretmen özlem demliyor yangınına
kül biriktiren dervişler adına
son gelincik ilk yamaca tutunmuş
güzellik yola gömmüş gözlerini
gitmek için görmek için dokunmak için
biliyordu öğretmen bu dört göz ateş yolda
her cehennem tek yıldıza sığmak için
buzdağı sevdalı güneş, kırılan renk
bir çıkında öğrenci kaldı -öğretmene
kumru birikti yine, sevinç acemice giydirildi
münzevi gelincik yamaca bıraktı nakışını
buluşma saati sadece suya bildirildi
IV – Yenilgi
sevgi dışında her şey davetliydi
erk toplantısına – makyajlar tazelendi
öğretmenin umar arayan sesi
yine ve yeniden çığlığının kölesi
ya sözcükleri –ah, o bayrakları!
eski sözlüklerde yeni başkaldırılar
hangi mevsim bekliyordu şimdi
yazılma sırasını ?
sıra mı kalmış karmaşa seferlerinden
yerleşik düzenin mührü: “veni vidi vici”
gelseler görseler yenseler ne değişecek
sonunda hüzzam odalarda deneyimli yenilgi!
…
Aziz Kemal Hızıroğlu