Murat Bardakçı ve Popo Meselesi
Murat Bardakçı ve Popo Meselesi /Avrupa Gazetesi
Dursaliye Şahan
Seneler ve seneler öncesi, Merdivenköy İlkokulundayız. Öğretmenimiz Meliha hanım. Din dersindeyiz. Hangi duaydı hatırlamıyorum ama kısa bir duayı 42 öğrenci sırayla okuyoruz.
Sınıfımızda bir gayri Müslim var. Aleko. Sıra Aleko’ya gelince okuma kesildi. Ne okurum diyor Aleko ne de okumam. Başını önüne eğmiş, susuyor. Çocuk aklı işte, sıra arkadaşı durmadan dürtüyor. Hadi Aleko demek istiyor. Alekoistifini bozmuyor. Öğretmen yerinden kalktı tak tak (hep yüksek –topuklu giyerdi) yanına geldi. Çok kızdığı zamanlardaki gibi kaşlarını çattı. Kitabı önüne doğru itti. Aleko kıpkırmızı. Öğretmen bir daha itti. Aleko kalktı sınıftan çıktı. O sessiz, sakin Aleko’nun o gün gösterdiği cesarete hâlâ şaşarım.
Neyse Aleko konusu uzun. Şimdi gelelim bugüne.
Star Tv’debir program: Melek. Popüler konuk bir din adamı. Fatih Çıtlak.
Çıtlak giyimi ve duruşu ile bir hocadan çok holding patronlarına benziyor. (Elbette bu hata ya da kusur değil. Tanımayanlar biraz gözünün önüne getirsin diye söylüyorum.)
Program canlı yayın yapıyor. Telefonda bir konuk soruyor.
“Hocam ben olacakları önceden rüyamda görüyorum. Bundan nasıl kurtulabilirim?”
(Çocukluğumdan bu yana insan üstü bir yeteneğim olmasını hep istemişimdir ama maalesef.)
Stüdyodaki izleyici konuklar ve Melek hanım haliyle biraz şaşkın.
“Hocam ne dersiniz. Böyle bir şey olabilir mi?”
El cevap: “Evet, bazen olacaklar bizlere önceden ayan olabilir. Bu tür rüya görenler vardır. Hatta bir şey daha söyleyeceğim. Bunu iyi dinleyin. İnanmayacaksınız ama;gayri Müslimler bile görebilir.”
Elimde kaşık; ‘Anaaa!’ durumunda acaba daha ne söyleyecek diye bekliyorum.
Stüdyoda onca izleyiciden ve programı sunan aslında bir tiyatrocu olan Melek Baykal’dan şöyle bir soru bekliyorum.
“Niye ki hocam? Dünyadaki 7 milyar nüfusun sadece %23’ü Müslüman. Yani geri kalan milyarlarca insan rüya görme yeteneğinden yoksun mu ki, bize ayan oluyor da onlara ayan olamıyor?”
Kapattım kalktım. Böyle bir yazı yazmaya da niyetim yoktu aslında.
Birkaç gün geçti. Gazetelerde bir haber. Murat Bardakçı program sırasında kendisine mesaj atan bir izleyicisine kızınca epey bir giydirmiş. Ne geri zekalılığı kalmış, ne salaklığı.
Neymiş efendim? Seyirci demiş ki, “O fonda çaldığın müzik Ermeni müziği. Onu niye çalıyorsun?”
Bardakçı hızını alamamış son cümlesini patlatmış.
“Niye Kim Kardashian’ın koca kıçını seyrediyorsunuz? O da Ermeni. Her gün onu seyrediyorsunuz.”
Kim Kardashian benim de dikkatimi çeken bir ikoncan. Kendisini ayrı bir gözle izliyorum. Doğrusu Ermeni olduğunu da Bardakçı’dan öğrenmiş oldum.
Bu güne kadar alıştığımız ölçülerin dışında bir ikoncanolması bana göre manidar. Ama önce Murat Bardakçı’ya öncelikle şunları söylemek istiyorum.
1. Okuyucu, izleyici, seyirci Kim Kardashian’ı arayıp bulmuyor. Doğrudur Medya her gün en az bir adet Kardashian pozunu servis ediyor. O abartılı popoyu özellikle öne çıkararak üstelik.
2. Çünkü Kim Kardashian Ermeni kadını olduğu için değil, belli bir kesime ikoncan olarak sunulmaktadır. Tüketimden uzaklaşan obez kesime karşı kapitalist sistemin bulduğu yeni bir can simididir. Kocası ile birlikteki görevi bu. İri, kilolu ama güzel, bakımlı ve haliyle arzulanan bir kadın imajı veriyor. İşe yaramasaydı bu kadar süre medya onu manşetlerin hemen yanındaki sağ üst köşeden inatla burnumuza sokmazdı.
3. Hal böyleyken biçare medya mağdurlarını Kardashian’ın poposunu seyrettiği için suçlamak büyük haksızlık diye düşünüyorum.
Bu arka arkaya sıraladığım olayların birbiri ile ne alakası var diyeceksiniz? En hafif deyimi ile üçü de düşmanlık tohumu ekmektedir. Geri kalanını size bırakıyorum.