Mor Sardunya | Yelda Karataş
Bu ülkede çocukluğumuz yalnızdır
Her bir çiçeğin gözyaşı sularken toprağı
Yorgun çocuklar korosu yapayalnızdır
Zindanda Sakine
Darağacında Erdal
Ve yatağında Hasan, Hüseyin
Gezi Parkı’nda çadır kuran bir avuç yürek
Ve Che’ye inanan bütün çocuklar yalnız doğup yalnız öldüler
Bedeni kimsesizlikten titreyen sübyan koğuşundaki
çocuklar kadar
Alnına ölümün harfleri yazılı Ortadoğulu gelinler yalnızdı
gerdek gecelerinde ay kızıl doğarken
Hemcinsleri de yalnızlıklarında boğardı çocuk çığlıklarını
Ve burnumuzun ucunda kağıt toplayan çocuklar
‘Hayattan beklediğim bir şey yok benim
gibiler erken ölür ve görmezler bir sevdalı yüzü bile’ diyor
Bu ülkede ve dünyada çocukluk yalnızdır
Bu demektir ki romantizme hiç uygun değildir
kırda ve dağda ve otobanda kavrulan cennetimiz
Bir insan olmanın sırrı henüz açık değil gökyüzünde
Ağlayarak kaç yüz yıl daha doğrulacak
çocuklar yataklarında bilmiyoruz
Çocukluğumuz üstüne sinen bu vahşet gölgesi
bir gün batımı bile değildir ki hüznü karşılasın
Acıyı kucaklamaya yetmeyen ince kollarıyla
gözyaşından başka bir iz bırakmayan bir yolcudur
çocukluk hatıralarımız
Bu demektir ki insan ömür boyu yalnızdır
bu dünyada bunca güzel çiçek kokusu içinde
Bu demektir ki çocukluğumuzdan başka
inanacak bir şeyimiz kalmamıştır.
—
2014, Gezi Direnişi Antolojisi
2015, Umut Günlükleri
2019, Hüznün Kısa Tarihi