Küllerimizden Yeniden Doğduk | Aylin Özgür
Bir mum alevini seyre dalarız bazen, hayal kurarak, geçmiş anılara dalarak.
“Alevin sağ sola titremesi gibi yaşadık hayatı biz”, deriz. Yaşamış olduklarımıza benzetiriz. Yaşadığımız sürede kah korktuk, kah mutlu olduk, bazen herkesten kaçtık, fırtınalarda yıkıldık, kırıldık, olmayacak diyarlara savrulduk. Yeri geldi yavaş yavaş yanıp küle döndük. An geldi küllerimizden yeniden doğup, daha güçlü yandık ve mücadele ettik.
“Bitmedi be hayat, bak daha güçlüyüm” dedik. Soru sorduk, mücadele etmek mi? Yoksa, pes etmek mi daha güzel? Her geçen sene, ay, gün, an bize neler neler öğretmedi ki, hem de kafamıza vura vura. Olmayacak anlarda iyi niyetimizin kurbanı olduk. Bazen gülmeyi beklerken, ağlattılar. Destek olması gerekenler, köstek oldular. Bildiğimiz gerçekler yanlış çıktı. Bir çok sorumuz cevapsız kaldı. Hep yarına bıraktık her şeyi, yarın olduğunda yine yetişemedik dünden kalan ödevlere. Ertelediklerimiz, kaybettiklerimiz oldu.
Şu an’da var olan, az sonra yok oldu. Zamanı suçladık, kendimize kızdık. Yaşam çizgimizde, zikzaklar çizdik, önümüze çıkan ilk ağaca çakıldık kaldık. Ağaç ise zamanın taa kendisiydi. Ateşler yandı, söndü, sular aktı, durdu, fırtınalar esti, dindi, toprakları ektik, biçtik. Neleri yitirmedik ki? Şimdi yanan bir mumda yitip gidenleri gördük, kaçan fırsatlar aklımıza geldi, kurduğumuz hayallerin çetelesini çektik.
Keşkeler ile kadeh kaldırdık. Sonunda “canımız sağ olsun” dedik. Yine zamana bir mum sadaka verdik. Yeni hafta herkese uğurlu gelmiş olsun Sağlık huzur mutluluk yanınızdan eksik olmasın Sevdiklerinizin değerini bilin. Yarına ertelemeyin Her daim bir umut vardır…