Mahmud Derviş-Toplumcu bir şairin karabasanları | Josef Hasek Kılçıksız
Mahmud Derviş, vatanını önce dilde inşa etmeye çalışan bir şairdi. Yapıtlarında bir kıyamı çoğu zaman sadece bir kelime başlatır.
xxx
Derviş’in çocukluğu, tüm halkının dramıyla ilişkili olarak, kişisel dramımın da başlangıcıydı. Sürgün ve yurtsuzluk dünyanın kenarına düşmüş bir ruhun karabasanıydı Derviş için.
xxx
Zeytin ve kekik şiirlerinde sıkça kullandığı iki önemli imgedir: “Burada öleceğiz, burada son geçitte, kanımız buraya dikecek zeytinini.”
Altı yaşındayken zeytinliklere ve dağlara koşar buldu kendini. Çünkü kıraç bir toprakta yalnız dağlar cesaret ediyordu onları bağrına basmaya. Çünkü dağlar direnişçilerin üzerine yağan kekikti. Uzaklardan gelen çıngırak seslerinin içinden bazen yalınayak, bazen yere kapaklanarak yürüdüler. Korkuyla ve susuzlukla geçen kanlı bir geceden sonra, Lübnan denen tılsımlı ülkeye sığındılar.
Bir Filistin kampı olan “Tel zaatar” (Arapçada Kekik Dağı), Lübnan iç savaşı sırasında iki ay kuşatma altında kalmış ve Filistin direnişinin bir sembolü haline gelmişti.
Kekik, göçmen kampı, yurtsuzluk ve direnişin çağrıştırdığı travma arasında kıyamı başlatan bir kelimedir.
Vatan Derviş için zeytinden, kekikten ve tozdan yapılmış sevgilinin bal rengi gözlerindeki tanrısallığa dokunmaktır, bitmeyen bir hasret, yürekte sönmeyen sessiz bir kordur. Yurt özlemi kendi vatanlarında mülteci konumuna düşmüş olanların açık kanayan yarasıdır.
xxx
Derviş kendini toplumcu İsraillilere yakın hissediyordu. Fakat aşırı sağcı Siyonistler için bir süre sonra yıkıcı bir unsur haline gelmişti. Çünkü 1960’lı yıllarda İsrail şehitlerden çok şairlerden çekiniyordu.
xxx
Esasen “Beyrut Kasidesi” ne güzel anlatır, Doğu’nun çamurdan ve kandan yoğrulmuş İris’ini:
“Ey kızım seviyorduk seni. Şimdi yüksek suskunluğu bekliyoruz, huş ağacından süpürgeler taşıyıp. Beyrut yok. Sırtımız, önümüz, denizin sırları yok.
xxx
Yazı tüm bağlam ve içerikleriyle Bianet’te
http://bianet.org/biamag/bianet/228768-zeytin-kekik-ve-nil-in-oglu-mahmud-dervis