Küskün Bahçıvan | Bülent Güldal
Denizi giyinelim hadi gel
sonsuzun türküsüne bürünelim,
dünya kirlendi, insan kirlendi iyice
denizi giyinip de arınalım hadi gel
Kavgaları sorma aşk delisine
küskün kuşlarını sorma mavi göğün,
O ki nice ateşlerden geçip de geldi
eteklerinde çırpınan muhabbet denizine
Kartal kayalarını taşıyor koynunda
cellat ormanlarının uğultusunu,
kan uykulardan sıçrayarak uyanıp da
gözlerinin derinliğine dalmaları bu yüzden
Sisli sokakların izi kaldı rüyalarında
zamansız ölümlerin, kalleş hançerlerin,
alevin dilleriyle taşıdığı aşk yüküydü
rotası güneş olan yorgun bir geminin
Taşlarla konuşan kuşdilinin ustası
gülhatmiler büyüttü koynunda, fesleğenler
kuruyan yapraklara su verdi avuçlarıyla,
dizlerinin dibinde suskunluğu bu yüzden
Bulanık suların girdaplarına düştü ömrüm
içten bir gülüş aradım insan panayırlarında,
kahır kervanlarının uzağında aydınlık sabahlar
aradım da hep yalnızlık düştü payıma
Son virajlarındayım hayatın, menzil göründü
ne kadar direnir rüzgâra bu son yaprak?
Şairin dediği gibi, ‘ sana ne söylesem ömrüm’
kavgalarla geçti yıllar huzuru arayarak
Dizginlerinden boşalıyor yine kerberoslar
bize göre değil gökyüzünün hıçkırıkları,
viran evler, devrilen dağlar bize göre değil
denizi giyinip mavilere karışalım hadi gel
*(Zambak Kapısı kitabımdan alıntı)