Dolar 34,4910
Euro 36,3975
Altın 2.965,97
BİST 9.261,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 19 °C
Çok Bulutlu

KRAL ÖLDÜ | Fatma Erkul

20.04.2020
1.477
A+
A-
KRAL ÖLDÜ | Fatma Erkul

Dünyanın bütün babalarını; ve hatta bütün ata babalarını, benim babam geçerdi… Babamdı, bir duvar kadar sert, bir yiğit kadar mert, bir diktatör kadar asi, bir aktör kadar kendini gizlemesini bilen, saklanan, bilinmez bir yolda giden, benim babamdı….

Dağ gibiydi, taş gibiydi, yıkılmaz bir duvar, yenilmez bir güreşçiydi… Dünyanın bütün dağlarını geçerdi, hatta Ağrı dağını, ve hatta Everesti…

Kraldı, kral gibi yaşadı… Dünyanın bütün krallarından fazla kraldı, o benim babamdı..

Kral öldü, krallar da ölürmüş, ama benim babam baharda öldü, ağaçlar çiçek açınca, demiştim, biliyordum; baharı bekliyordu nefesini de vermek için, çiçeklensin istiyordu bahçemiz, çağlalar olsun, erikler tomurcuklansın, çimenler büyüsün, bahar gelsin diye bekliyordu…

Krallar baharda ölür, ben biliyorum siz bilemezsiniz; çünkü sizin babanız bana benzemezdi, benimki bana benziyordu, baharı severdi, çok severdi; sizin babanız benim babamı geçemezdi krallık üstüne, bahardanlık üstüne…

Benim babam kraldı, baharda öldü…

Öldü benim babam… Şimdi yok, artık dağın başındaki toprağın altında gözleri, oradan bakıyor evimize, evine, oradan gözetliyor hepimizi. Sanki şimdi haykıracak; sanki şimdi çıkıp gelecek, annemi dövecek, annem çığlıklarla acıtırken geleceğimizi, o yumruklarıyla yıkacak geçmişi. Biz altı küçük yürek, kendimize saklanacağız yine, içeriye; çok içeriye kaçacak gözlerimiz, korkudan büzüşecek kalplerimiz, babam şimdi yeniden gelecek, hiç kapı çalmadan, öksürmeden, dimdik, duruşuyla yıkacak merdivenleri. Her adımda uzaklaşacak, sanki babam hiç ölmeyecek…

Sanki babam gelecek, gelişiyle hiç gitmeyecek…

Benim babam çoktan öldü aslında, çok olmuştu öleli… Gözlerinden ilk damlalar akmaya başladığında, yüreği pamuk kadar yumuşadığında, ‘benim güzel kızım’, demeye ilk başladığında ölmüştü. Kendinden başkasına dönüştüğü ilk gün ölmüştü aslında, o gün kral çökmüştü… İlk torun sevgisi yüreğine yerleştiğinde, her ayrılığın arkasından ağlamasıyla vermişti son nefesini… Her gözyaşı biraz ‘son’ dur aslında…

Sonun her başlangıcı bir damladır, düşer yüreğine; bitiş başlar, tükenişinin önünü kesemezsin… Benim babam duvarlarını yıktığında ölmüştü aslında. O da biliyordu, çoktan ölmüştü, baharı bekliyordu, ağaçlar çiçek açsın, çağlalar biraz olsun, gidecekti temelli…

Benim babam öldü!… O ölürken ben gidiyordum, yola çıkmıştım; beni göndermedi ; ” bekle, öleyim de öyle git’’ dedi… Beni çağırmıştı, işten izin alıp da gitmiştim, ona gitmiştim, sanki bir şeyler söylemek istiyor gibiydi gözleri… ” Allah, ” de baba, dedim. Dedi mi demedi mi anlaşılmadı birşeyler söylemeye çalıştı, gözleri üzerimdeydi, sevinmiştir belki geldiğime… Sevinmiştir belki bahçemizdeki ağaçların çiçeklendiğine, çağlaların olgunlaştığına… Çok acı çekmişti yatağa düşeli beri, hele de annem ona bakalı beri, sessiz bir hasta göze dönüşmüştü bedeni, sadece gören, konuşmayan, söylemeyen…

Yakışıklı adamdı benim babam… Ölürken de yakışıklıydı, gülümsüyordu sanki, dimdik duruyordu, hiç ölmemiş gibi, ayağa kalkıverecek gibi, çocukluğumdaki babam gibiydi, beyazlar giyinmişti, dik duruyordu, tek farkı yatıyordu, gözleri kapalıydı…

O benim babamdı, öldü….

Benim babam öldü, kral öldü diyorum, duymuyor musunuz!… Artık yok, kara gözlü oğluna seslenemeyecek, çok sevdiği paralarını sayamayacak, çünkü mezara onları da gömemedi, elinde olsaydı gömerdi… Cenazesine okuttuğu, yardım ettiği onca insan, dostları katıldı, neredeyse bütün herkes oradaydı… Bütün herkes oradaydı, ben de oradaydım, ellerim titriyordu, çok titriyordu; tutsun istemiştim, bir kez olsun tutsun istemiştim ellerimden. Tutmamıştı, tutamadan gitti….

Kraldı benim babam, iyiydi, mertti; sadece bizden ; altı küçük yürekten saklamıştı gülümsemelerini, iyiliğini… Ne olurdu kral olmayaydı, ne olurdu, kralın bahçıvanı olaydı, çiçekleri iyi sulasaydı, ne olurdu cenazesinde üç beş kişi olaydı da ; sadece ailesi olaydı. O benim babamdı, başka babam mı vardı?…

Babamdı, babacığım diyemediğim, göğsüne yaslanıp ağlayamadığımdı, arkama alıp güç alamadığım, sevgimi gösteremediğimdi; ama o benim babam- dı…

Dağ gibiydi; taş gibiydi, yıkılmaz bir duvardı, yıkıldı…

Yenilmez bir güreşçiydi; yenildi…

Bir kraldı, öldü….

Onu seviyordum…

O benim babamdı…

(2009 nisanında bir kral hayata gözlerini yumdu. O’ na ithaftır)

ETİKETLER: ,
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.