Korkmayın!
Korkmayın! /Avrupa Gazetesi
Dünyada hiçbir ülkenin karnesi temiz değil. Amazon ormanlarındaki ilkel kabileleri ve Arabistan gibi kapalı toplumları saymazsak hepsi çocuk tacizi konusunda alenen tescilli.
Kimse saklamıyor artık. Ciddi ciddi oturup çözüm yolları düşünüyorlar. Yani bizdeki; “Münferit olay bunlar,” kaçamağı yok.
Gelişmiş ülkeler yasaları ele alarak işe başladı. Bir yandan da eğitim sistemine cinsellik bilgilerini anlatan dersler ilave etti. Çocuğun kolayca ulaşacağı polis telefon hattını ana okullarında ezberletiyorlar. Mağdur çocuklara yardımcı olacak profesyonel uzmanları yetiştirip istihdam ediyorlar. Yani 14 yaşındaki çocuğun rızası vardı diyerek 20 haydut adama ceza indirimi yapmıyorlar.
Biliyorsunuz beline kırmızı kurdele bağlanmış küçük kız düğünleri Doğu’ya mahsus. Gelenek, görenek, töre, berdel bize has kültürümüzdür efendim!
Bir de dini boyutu var elbet. Daha doğrusu sıkışınca sığındığımız doğruluğu meçhul bir liman.
Örneğin bir anket yapılsa, peygamberin hayatı sorulsa acaba en çok hangi yanıt verilirdi?
“Aişe anamız, peygamberimiz ile evlendiğinde 13 yaşındaydı.”
Ha bunların içinde bir kısmı dokuz yaşında filan da diyebilir. O ayrı. Ama en kör cahil Müslüman bile bu kısmı duymuştur ve hafızasına yazmıştır.
Hal böyle olunca çocuk gelinler Doğu’nun simgesi olmaktan kurtulamıyor.
Hazreti Muhammed sokakta kalan bir kız çocuğunu himayesine almak için belki evine aldı ama kayıtlara nikah ve evlilik diye mi geçti kim bilir. Burayı geçelim ayrı bir konu.
Ancak bugüne geldiğimizde durum farklı. Gözlerinizi silin, berrak bir zihinle bakın. Göreceksiniz ki çocuk gelin olayı sadece ve sadece çocuk tacizinin toplum ve yasalar tarafından onaylanması demektir.
Dünyanın her köşesinde ezilen insanlar var. Kölelik sistemi halen apaçık sürüyor. Kadınlar, yaşlılar, engelliler erkeklerden daha fazla eziliyor ve sömürülüyor. Ancak bir gerçek var. Çocuklar açık ara önde. Eziliyorlar, sömürülüyorlar, taciz ediliyorlar. Çünkü onları ezen, sömüren, taciz eden yetişkinlerin karşısında kendilerini savunabilme yetileri neredeyse sıfır.
Günlük gazete haberleri ve istatistikler ürkütücü. Toplumun duyarsızlığı korkunç. Siyasilerin umurunda bile değil. Etrafımıza baktığımızda cehaletin ve bağnazlığın esir aldığı ebeveynler çocukları için atom bombasından daha tehlikeli olabiliyorlar.
Evet ürkmekte ve telaşlanmakta haklısınız.
İnsan olarak acz içindeki küçük bir çocuğun hayatına dokunamamak içimizi acıtıyor.
Ama yine de korkmayın derim. Evet. Korkmayın! Umudunuzu da yitirmeyin. Çünkü bütün bunlara karşın mücadele eden kahramanlarımız var.
Örneğin bir Mor Salkım Kadın Dayanışma Derneği var. Çocuk gelinler konusunda bir dizi etkinliklerle adını duyurdu. Çocuklar ve kadınlar konusunda yaptıkları bir dizi etkinlik var. Durmaksızın çalışıyorlar. Son projeleri 2015 HİÇ (Halkla İlişkiler Çalışmaları) ödülünü aldı.
Sadece sivil toplum örgütleri değil tek başına mücadele edenler de var.
Bunlardan biri Londra’da yaşayan Nurcan Ilgın… Birbeck Üniversitesinde Sosyal Bilimler okudu. Bitirme tezini tesadüfen gördüm. Çocuk gelinler konusunda yapılan araştırmalarda eksik kalanları ele almış. Çocuk gelinlerin ailelerini, eşlerini kısacası çarpan etkilerini işlemiş. Gerçekten çarpıcı olmuş.
Okul bitti, tez rafa da dememiş. Şimdilerde bu konuda bir vakıf kurma hazırlığında.
Büyük çocuklar köyü kurmayı hedefliyorlar. Nasıl olacak bilmiyorum ama anlattıkları gözlerimi yaşarttı diyebilirim.
Mor Salkım gibi sivil toplum örgütleri, Nurcan Ilgın gibi neferler önemli. Bizler onları desteklemeliyiz. Onlar mağdur çocukların ve ezilen kadınların kurtarıcı melekleri. Dünyanın onlara ihtiyacı var.
Sağlıcakla kalınız.