Kitap Alıntıları | Şeker Portakalı | Jose Mauro De Vasconcelos
Kitap Yorum yazarı: Sare Yazar
“Jose Mauro De Vasconcelos Şeker Portakalı “ kitap tanıtım yazısı, eserin, konusu, ana fikri, kahramanları..
Çeviri: Emrah İmre
Bana
teyzem, sen çocuk psikiyatristi olmalısın demişti. Olamam ki, eğer olursam,
çocuklarla oturur beraber ağlarım. Çünkü ben bir çocuğun gözyaşını, bir dünyaya
bedel sayarım.
Ve yine hüzünlü bir çocuk, ama ben bu çocuğu
çok sevdim, etimle, kemiğimle sevdim, gözyaşımla sevdim, kendim gibi sevdim.
Hüznünü, hüznüme katıp sevdim. Daha önce okumuş olduğum halde bir bayram günü
rastgele içimden gelerek, elime alıp sayfalarını karıştırırken, kendimi yine
aynı hüzne, gözyaşlarına bırakacak kadar sevdim..
Şu dünya da en kıymetli, fakat en kolay
fethedilecek olan şey, bir çocuk kalbidir. Gözlerinin içine gülümsemeyle
bakarsanız eğer, samimiyetinizden bir parça alıp, o parçayla sizin için köşk
kurar kendi kalbinde..
Bir gün çocuk gelişim toplantısındayız. Ve
hoca herkese soruyor: ‘çocukluğunuza dair aklınıza ilk gelen şeyi söyleyin.’
Susuyorum, susuyorum ama tüm gürültüler daha sessiz bu suskunluktan.
Küçüklüğüme dair, babasını çok seven, annen mi baban mi diye sorulduğunda baba
cevabını verecek bir kız çocuğu beliriyor, ama bu kız çocuğu, bitirdiği her
günün ardından duygularını değiştiriyor, artık sevgi kayboluyor çünkü. Şiddetli
korku ve zorunlu saygı alıyor yerini… Korku, çaresizliğe dönüşüyor,
çaresizlik yalnızlığa, ve bu kız çocuğu artık babasında değil, yalnızlığında
kayboluyor.
Bence dünyanın en büyük suçu, kız olsun erkek
olsun, bir babanın çocuğuna vurmasıdır. Çünkü baba sığınaktır, baba yuvadır,
baba işe giderken arkasından ağlanandır, baba harçlık isterken yağcılık yapılan
kişidir. Baba, babadır. Baba, baba olmalıdır. Baba Dost’tur. Limandır. Yoldaş,
sırdaş, destektaştır.
Ve hiç bir çocuk babası yüzünden
ağlamamalıdır.
Zeze diyor ki; onu kalbimde öldüreceğim. Ve
Zeze beni ağlatıyor. Çünkü benim başaramadığımı başarıyor. Defalarca kalpte
öldürülen bir baba defalarca tekrar diriltilebilir mi?
Ve hoca soruyor yine: “küçüklüğünüze dair
ne hatırlıyorsunuz örnek verebilecek olan var mı?.”
Kimsenin beni tanımadığı bu sayfada içimden
geldiğince devam etmek isterdim. Ama bir kitap incelemesinde olduğumuzu
söylüyor ikide bir beynim
Şeker Portakalı, Zeze, Portuga’nın
sivrisineği, seni daha önce okuduğumda eğer bu uygulamayı biliyor olsaydım
senden onlarca alıntı yapardım. Fakat merak etme, bugün gözyaşlarımı içimde
tutamadığım her bir satırı yine yazacağım.
Zeze, Portuga’nın sivrisineği, seni kaç
yüzbinlerce kişi okudu bilmiyorum ama, birisinin senin hakkında babası
tarafından dövülen yaramaz bir çocuğun hikayesi işte diye anarken duydum. Zeze,
sen aldırma ona. Çünkü ben seni Portuga’dan da, şeker portakalı ağacındanda,
belki ablalarının hepsinden çok sevdim.
Ve Zeze, Şeker Portakalı’nın ikinci ve üçüncü
kitabının da olduğunu söylüyorlar. Sana söz veriyorum, onları okumayacağım. Ve
sen, hep benim küçük Zeze’ m olarak kalacaksın…