KAYIP DALGALAR BALADI | Necdet Arslan
Bir sonraki salon,en dipteki oda,gereklik kipinde
yeni bir çekim.Öznelere yer değiştiren
bu eksik günlerden yıldım artık.
biri bitmeden bir yenisini göndermesen olmaz mı?.
topal merdiven. saman kağıtla divit.
ilk sözcüğü bulma sıkıntısı büyüyor da büyüyor
Oysa bilirim her şey senin içinde.O ilk sözcük bile.
Üstünden yıpranmış elbiseleri soyulmuştur
narin akşamların.Oysa her birini başka adlarla bilirdik.Yıldızların
peydahlanma suları.Tonlarca ağırlığı nasıl kaldıracak başım
Gök,siyah dehlizde iki büklüm dört kat çırpayım çığlığının
sevdalısı oldum senden tutuştum,sende kül olurum
ayna, dumanı uyuşturmakla meşgul. Her şeyden habersizsin
Uzunca bir a ile başlar paragraf, sonu belli değil
Kestiremem de
Sonrası meçhul. Bir uzun hava doldurulur kadehe
buz gibi bir maviyi çakırkeyf eder ilkin .küfü başını döndürür
geçmek bilmez dakikaların. İnatlaşır uzaklar.İstediğin
kadar gül sen oralardan.Kızmak mı,ne haddime
Giz’in avuntuları vardır, numarasını tahmin
ederim adımlarının,desem de dilim dişim kilitlenir
Her biri seni anımsatır. Bir yaprağın düştüğü
yerde unutulmuştur gülücüğün ve öylece durur.
Yeni baştan binmek faydasızdır şehir hatlarına
Sensizlik bir daha bir daha patlayan spot olur alnıma
Belki tahmin edersin. soğuk ,yüzümün ardındaki dağı
fena vurmuştur. Donmuş bir kuş ölüsüdür anılarımız
ellerimiz nasıl da yapayalnız
Saatlerin bayatladığı bir mevsim .merdivenin
son basamakları dar zaman. dürülüp bükülen
kafası karışık son taslak da yakamozlara konfeti olur
Buzda yalpalayan bir vals .Düşlerden sızan kesik nefeslerimiz
suçüstü yapılsa hüküm giyer. Yollanma sırasını bekleyen
soru işaretleri gider gelir aramızda…
Yön nereden başlar nerelerden geçer
Kulağı ağırlaşan zamanı kim nöbetçi dikmiştir
kırık dökük masaya yine.
Aslında birbirimize geciken benim. Varsın olsun.
Yüreğimi nereye taşır,hangi geniş zamanda avutur bu çile…
Her şeyden habersizsin
Uzunca bir a ile başlar paragraf,sonu belli değil
Kestiremem de
Sonrası meçhul.Bir uzun hava doldurulur kadehe
buz gibi bir maviyi çakırkeyf eder ilkin .küfü başını döndürür
geçmek bilmez dakikaların.İnatlaşır uzaklar.İstediğin
kadar gül sen oralardan.Kızmak mı,ne haddime
Giz’in avuntuları vardır,numarasını tahmin
ederim adımlarının,desem de dilim dişim kilitlenir
Her biri seni anımsatır.Bir yaprağın düştüğü
yerde unutulmuştur gülücüğün ve öylece durur.
Yeni baştan binmek faydasızdır şehir hatlarına
Sensizlik bir daha bir daha patlayan spot olur alnıma
Belki tahmin edersin. soğuk ,yüzümün ardındaki dağı
fena vurmuştur.Donmuş bir kuş ölüsüdür anılarımız
ellerimiz nasıl da yapayalnız
Saatlerin bayatladığı bir mevsim .merdivenin
son basamakları dar zaman. dürülüp bükülen
kafası karışık son taslak da yakamozlara konfeti olur
Buzda yalpalayan bir vals .Düşlerden sızan kesik nefeslerimiz
suçüstü yapılsa hüküm giyer.Yollanma sırasını bekleyen
soru işaretleri gider gelir aramızda…
Yön nereden başlar nerelerden geçer
Kulağı ağırlaşan zamanı kim nöbetçi dikmiştir
kırık dökük masaya yine.
Aslında birbirimize geciken benim. Varsın olsun.
Yüreğimi nereye taşır,hangi geniş zamanda avutur bu çile…