ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Kalbimin Yanmış Parçaları | Yaşar Üstün

13.11.2019
1.448
A+
A-
Kalbimin Yanmış Parçaları | Yaşar Üstün

Ah o soluk..
solumayı unuttuğumuz
ney üflemelerimiz.
değişmeyen
yüzümün
aynada kalmış
dil çıkardığım
günah bellediğim
ayıp bunu da yaşadın işte
“böö” dediğim
dil çıkardığım
can kırıkları
sızıntılar
iç kanamam
tırnak uçlarıma dolan
ödem artıklarım
kimse ölmesin diye
serçeyi vuran taşı
öptüğüm masum
kir değmemiş kalbim
sen d/uymadın
mektubuma doldurduğum
limon ağacı kokuları
en yüksek bedeli ödediğim
alıcısı ben
fizibiletesi ben
kapalı zarf usulü
çöpe attığın geri dönüşümsüz
ihale yaraları
intiharım
kemeri bağlanmaış dejavu
mıcır dolu yola döşenmiş
üzerinden şoför koltuğu boş
kamyon gibi soldan sağ geçtiğin
altı mayasız parke taşları
bunaldığım yaşamak değil
yaşayamamak
soluğumun yağmursuz bulut gibi
avucuma düşmesi
anımsadığım
göz ucu
yakınlığında gölgene uzak kalmam
göğümdeki lav küllerine
azap olman
durum komedilerindeki
charlie chaplin’inin yere vurduğu asa
akmayacak nehir sesi
kulaklarıma dolman
büyüyüp küçülmem
makasın ucunda eskizi çizilmemiş
ütü tutmayan elbise kumaşı
buruşukluğu
kaçırdığını sandığın gözlerim
teninde medcezir
dip dalgası dokunması

düşlerimden düştün
kanımda ayaz bırakarak
çıktın gittin
göz altlarında uyutmayan
uykum kaldın
gittin ya artık
suskunluğuna şiir
damlar
satır satır özlemeler
çığırkan pazarcı terazilerine
ağırlıksız oturmam
mayakosvki’nin öldükten
iki ay sonra sonra bulunan
diş macunu kutusundaki
” sizler sizler çok yaşayın emi”
deyişindeki
veda
omuzlarında asılı
suçsuz günahım kalsın…

solmayan içimin sırları
akide
şekeri dağıttığım çocuk
gülümsemesi kal
sen aşk ol/san
ben aşk olsam
bir kibrit ucu kadar
z/amanlıyım
ölüme yol olmalar
hayata koşmalar
göğüm kayan yıldız tutmaları
bağrım deli dolu
çocukluk
bir gün gittiğimizde
yere düşen yaprak
aslanın ağzındaki maral
yavrusu
gökteki fırtına kuşu
denizdeki karabatak
alık oltaların ucundaki
balık
kuyunun dibindeki su
celladın altındaki tabure
papatyadan koparılan yaprak
özleyecek bizi

uzakları yakın etmek düşse de
acının yanması yanmamız da
kuş kanadına telek
kalbimizin göçü
umudum
hiç oynamadığım oyun
gölgesi kendine düşman
temmuz yüklemeleri
sabaha günaydın…

Temmuz
2018

Yaşar Üstün
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.