İşte bu yüzden | Yılmaz Pirinççi
Bu yolun en başında yalnızdım.
Şimdi yine yalnızım.
Bu yüzden dert etmiyorum hiç bir şeyi.
Herkesin kendine göre şekillendirdiği bu sevgi anlayışı bana uymuyor.
Uymayacak…
Sokaktan geçen her insan sevgilimiz olabilecek kadar saf duygular vardı içimizde.
Sonra her gelen bir yerinden kırdı kalbimizi,
Yâda can kırıklarını bıraktı içimize.
Bir zaman sonra,
Öyle bir gülümseme düşüyor ki insanın yüzüne.
Artık hiç bir şeyi enikonu düşünmüyorsun.
Her şeye hatta hiç bir şeye illa bir cevabım olsun da demiyorsun.
Susuyorsun sadece.
Geldikleri zaman yüzündeki tebessüm neyse,
Çekip gittikleri zaman gördükleri yine o…
Böyle susturmuşken sesini kendi içinde,
Uzun uzun cümleler kurmak yoruyor insanı.
Çünkü biliyorsun.
Herkes kendine yeni hayatlar biçiyor her fırsatta.
Piç edilmiş kumaşların hesabını sormuyor kimse.
Ve hiç kimsenin aynalara bakacak cesareti yok.
İnsanın kendisinden başka her şey kusurlu bu âlemde,
Dokunduğun her şeyde bir defo…
Artık krallar değil,
Herkes çıplak.
Ama’larla sevmişiz.
Çünk’lerin getirdiği zorunluluklar.
Ve buna rağmen dediğimiz katlanmalarla sevmişiz hep.
Kimsenin kimseyi anlamak gibi bir derdi yok.
Kimsenin gözlerindeki hüznü öpmek gibi
Başını göğsüne koyup o en çocuksu düşlerini dinlemek gibi bir derdi de yok.
Aşk efsaneler yaratırdı bir zamanlar.
Şimdi reklamlarda her şey…
Şimdi yürekler boyalı,
İnsanlar çıplak.
Bir bakış uğruna canını veren adamın hikâyesini kaç kişi biliyor?
Kaç kişi görüyor çirkin Leyla’nın mecnunun gözlerine yansımasını?
Yıldızların bile bir ömrü var biliyor musun?
Yıldızlar bile gün geliyor terk ediyorlar kendilerini.
İşte bu yüzden,
Ben hep daha çok sevdim diyebiliyorum sevdiklerimi…
Yılmaz Pirinççi
….