İçimizdeki Çocuk | Yılmaz Pirinççi
Yalan sözlerin değdiği her yer yeni bir yaralanmadır.
Yüreğimizde taşıdıklarımız ağır gelir bazen.
Bazen biz bile ağır geliriz kendimize.
Emanete bırakılması mümkün bir eşya parçası gibi bırakmak isteriz kendimizi bir yerlere.
Sonra ardımıza bakmadan çekip gitmek
Kendinden uzağa ne kadar gidebilir ki insan.
Nereye gitsen aynı gökyüzü
Nereye gitsen aynı keder yüzünün çizgilerinde…
Yüzümüze düşen gülümsemenin güzelliğidir.
Aslında içimizdeki hasretler
Bir vakur duruş…
Acıyla yoğrulmuş bir bilgeliktir, saçımızdaki aklara tel tel işlenmiş
Ahhh azıcık büyüse içimizdeki çocuk,
Şu bitmek bilmeyen yanılma isteği bir sona erse…
Her yeni güne yeni anlamlar yüklemeye çalışırız.
Yinede bir zaman sonra geriye dönüp baktığımızda aklımızda kalan belki bir gülümseme
Belki bir sarılma anı…
Belki bir öpüşün dudağımızda kalan sıcaklı…
Sahi neydi bu yaşamın anlamı?
Bir gülüşü güzellemek uğruna yaşanan bunca hüzün,
Bunca pişmanlık,
Değer mi?
Hırs’tan, kin’den, nefret’ten uzak bir yaşam, niye olmasın?
Bu kadar hasret iken insan insana,
Bu kadar muhtaç iken,
Bu kibir niye?
Bir yıldızın göz kırpması kadar güzeldir oysa
İçten bir sesleniş…
Bir çiçeğin kokusunu ruhumuzda hissetmek kadar güzel…
Güzelliklerle büyütün içinizdeki çocuğu.
Bir insanın elde edebileceği en büyük zenginlik merhamettir.
Merhametle büyütün…
…