Haftanın Kitabı | Bir Garip Aşk Öyküsü | Meral Baltacı Nalbantoğlu
|Carl-Johan Vallgren
@ferhanmina ‘nın önerisi ile ilk kez okuduğum yazarın Türkçe’ye çevrilmiş iki kitabından biri Bir Garip Aşk Öyküsü.
1800’lü yılların başında bir genelevde, doğumdan hemen sonra ölen bir genelev çalışanının oğlu olarak doğar kitabın kahramanı Herkül Barfuss. Vücudu şekilsiz, korkutucudur. Doğuştan sağır ve dilsizdir. Onunla aynı gün, aynı saatlerde bir başka çalışan tarafından doğurulan Henrietta Vogel ise tam aksine güzeller güzeli bir kızdır. Annesi ölse de, genelevdeki kadınların korunmasında olan Herkül ve Henrietta birbirlerine çok bağlı ruh eşleridir. Genelevin dağılması sonucu, birbirlerini kaybederler. Herkül tımarhanede, kilisede ve sirkte yaşar. İnsanların kendisine acımasızca yaklaşıp, onu aşağıladığı ve acımasızca yok etmek istedikleri zamanlarda, doğuştan gelen ve eksik duyuları nedeniyle iyice keskinleşen akıl/ bilinç okuma yeteneğiyle hayatta kalmayı başarır. Henrietta’yı bulmak ilk motivasyonu iken, hayatın kendisi daimi motivasyonu olur berbat koşullarına rağmen yaşama devam etmekte.
Unutulmaz bir aşk öyküsünü odağına alan, insanın çirkin yüzlerini gösteren bir hikaye Bir Garip Aşk Öyküsü. Herkül Barfuss alışılmadık bir karakter olsa da, insanların karanlık yüzleri: bencillikleri, acımasızlıkları, vahşeti ve sapkınlıkları alıştığımız ve yüzleşmekten kaçtığımız gerçeklerdir.
Temposu hiç düşmeyen, kahramanın çıktığı yolculuk sonunda yavaş yavaş değişimine tanık olduğumuz, biraz bildik ama güzel bir hikaye.