Günün Kitapları | Değerlendirme: Gazeteci Özkan Saçkan
10 TEMMUZ TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI
Kitapçıların raflarında yer alan 6 kitabı sizler için yorumladım.
//VERDA: “Aaa, Orhan Kemal’inmiş!” diyeceksiniz. “İlk kez günışığına çıkan bu senaryoları yayına hazırlarken yeniden okuma fırsatı buldum. Gözümün önünde 1960’lı yıllarda yazlık sinemalarda seyrettiğim o güzelim yerli filmlerimiz canlandı. Siyah-beyaz şehirler ve İstanbul. Bu şehirlerde yaşanan insan serüvenlerinin biz seyircileri sımsıcak saran, hüzünlü, ağlatan, güldüren ve şaşırtıcı öyküleri.”
//DAĞIN ÖTEKİ YÜZÜ: “Annemin sıra dışı bir kişi olduğunu hiç düşünmemiştim, hâlâ da düşünmüyorum. Sıra dışı olan, mensubu olduğu kuşaktı. Çocuklukları Osmanlı’nın yıkıntılarının altında ezilmiş, gençlikleri Kurtuluş ve Cumhuriyet coşkusu ile şahlanmış. Kemalist kuşak, idealler ve sorumluluklar kuşağı…”
//TARİH ÜZERİNE DİYALOG: “Jean-Pierre Vernant ise Yunan kenti üzerine yürüttüğü araştırmaların Komünist Parti’den kopuşuna çok şey borçlu olduğunu kabul ediyor.”
//KÖR BAYKUŞ: Günbegün çılgınlığa, tekinsiz bir deliliğe doğru sürüklenen genç adam bir yandan bu deliliği yazıya dökerek kovuşturmaya çalışırken, bir yandan da ona sinsice yaklaşan ölümle barışmaya çalışır.
// SÖYLENMEMİŞ SON SÖZ: Herhangi bir erkeğin “bir şeyi, bir niteliği olmaya mahkûm edilen kadınlar bu sayfalarda saklandıkları gölgelerden ışığa çıkıp seslerini geri kazanıyor.
//SEVGİ VE NEFRET ÜZERİNE AFORİZMALAR: Çelişkilerle dolu insan doğasının bütün iyi ve kötü yanlarını aynı mesafeden gözlemleyen yazar insanca olan şeyler üzerine düşünerek hayatın yükünühafifletebileceğimizi gösteriyor.
İşte o kitaplar;
//Belki de izlediğiniz bir filmi anımsayacaksınız
NİLÜFER Köylüoğlu’ndan VERDA- Bir Aşkın Hikâyesi. Yeşilçam’ın gizli imzası” Orhan Kemal, kendi adıyla yazdığı senaryolar dışında, sansür kurulu nedeniyle farklı adlar kullanarak üç yüzden fazla senaryo kaleme almıştır. Bilinmeyen Senaryolar, titiz bir çalışma ve eleme sonrasında bu toplam içinden, Orhan Kemal’in daktilosundan çıkıp yıllar sonra keşfedilen yedi senaryoyu Keşif okurlarıyla buluşturuyor. Hem Orhan Kemal’in yapıtına hem de sinema tarihimize ışık tutacak olan Bilinmeyen Senaryolar’ı okurken, belki de izlediğiniz bir filmi anımsayacaksınız; bazı sahneler gözünüzde canlanacak, “Okuduğum senaryolar beni çok duygulandırdı. Belki de seyrettiğim pek çok filmin senaryosunu babam yazmıştı. Küçük bir çocuk için o zamanlar bu o kadar önemli değildi. Ama şimdi…” -IŞIK ÖĞÜTÇÜ. 520 SAYFA.
(REMZİ KİTABEVİ)
//Balkan göçmeni zabit bir ailenin yetim kızı
ERENDİZ Atasü’den DAĞIN ÖTEKİ YÜZÜ. Annem Hadiye Sayron, 1990’ın Aralık ayında, seksen yaşında öldü; ondan geriye kalanların arasında tomar tomar mektup ve bir dolu fotoğraf vardı. Onca badireden sağlam çıkabilmiş bu materyalin zenginliği beni şaşırttı. Annem, savaşlarda, göçlerde varlığını yitirmiş, Balkan göçmeni bir zabit ailesinin yetim kızıydı; bir parasız yatılı. Cumhuriyet’in Avrupa’ya yükseköğrenim için yolladığı ilk burslu öğrenci grubunun bir ferdi; Oxford Üniversitesi mezunu. 1980 darbesinden sonra, Gazi Üniversitesi’ne dönüştürülen güzide bir Cumhuriyet kurumunun, Gazi Eğitim Enstitüsü’nün, yüzlerce öğretmen yetiştirmiş İngiliz edebiyatı ve çeviri öğretmeni… 280 SAYFA.
(SİA KİTAP)
//60’lı ve 70’li yılların kurumlarına şükran duyuyor
JACQUES Le Goff’tan TARİH ÜZERİNE DİYALOG. Tarih Üzerine Diyalog Fransa’da Fernand Braudel ve Marc Bloch’un kurduğu “Annales” okulunun yetiştirdiği, Fransa tarihinin iki önemli ismi olan yazar ile Jean-Pierre Vernant’ın 2004 yılında Emmanuel Laurentin eşliğinde France Culture radyosu için yaptığı söyleşilerden oluşuyor. Ortaçağ uzmanı Le Goff ile Eski Yunan uzmanı Vernant yetiştikleri dönemi, hocalarını, tarihe olan bakış açılarını anlatıyorlar. “Söyleşinin hiç kuşkusuz en şaşırtıcı yanı, bu iki tarihçinin içinde yetiştikleri toplumsal bağlama hissettikleri borcu teslim etme tarzları: Jacques Le Goff ortaya gözü pek varsayımlar atmasına imkân tanıyan 60’lı ve 70’li yılların canlı ve verimli kurumlarına şükran duyuyor.” Emmanuel Laurentin. 56 SAYFA.
(YAPI KREDİ YAYINLARI)
//Ürkütücü ve kâbus gibi sahneler
SADIK Hidayet’ten KÖR BAYKUŞ. Unutulmaz bir kaybın, ruhsal bir çürümenin kitabı. Yazarın dünyaya attığı umutsuz bir bakıştır. Kitap, kadın imajına takıntılı olan, gizemli sevgilisini kaybettikten sonra kendisini zaman ve mekânın dışında, yabancı/ayrıksı bir gerçekliğe gömülmüş bulan bir “afyon” içicisinin halüsinasyonlu evrenini anlatır. Ürkütücü ve kâbus gibi sahneler okurda rahatsız edici bir büyülenme yaratır. 104 SAYFA.
(ALFA YAYINCILIK)
//Onun yakıcı enerjisi; güzelliği, gücü, ışığı
CONCİTA De Gregorio’dan SÖYLENMEMİŞ SON SÖZ. Dişilik ve onun yakıcı enerjisi; güzelliği, gücü, ışığı… Ve bu güçle kendi cenaze törenlerinde söz alarak, tutkuyla ve tarihin onları marjinalleştirmesine duydukları öfkeyle, suçlama niteliği taşıyan bir veda konuşması yapan kadınlar… Yazarın Dora Maar gibi çocukken ya da Amelia Rosselli gibi ergenken yüz yüze geldiği veya büyüdüğünde tanımadan tanıştığı ve daha sonra eserlerinde aradığı kadınlar: Carol Rama, Nise da Silveira, Vivian Maier, Silvina Ocampo, Maria Lai, Lisetta Carmi ve daha birçokları. Hepsi böyle tanınmış değiller, hatta çoğu zaman çıkmaz sokaklarda kaldılar, yasaklandılar, dışlandılar, geride bırakıldılar. Zamana, geleneklere, topluma göre önde oldukları için, erkek egemen dünyanın gözünde bir kara leke haline geldiler. Ve şimdi her biri bize veda ederken gerçeği iletmek için ayağa kalkıyor.168. SAYFA.
(BEYAZ BAYKUŞ YAYINLARI)
//İnsanlığın temel meseleleri hakkındaki düşünceler
FRİEDRİCH Nietzsche’den SEVGİ VE NEFRET ÜZERİNE AFORİZMALAR- Kısa Klasikler 86. İnsan eylemleri için söz verebilir ama duyguları için veremez; çünkü bunlar istem dışıdır. Kim ki birini sonsuza dek seveceğine ya da ondan nefret edeceğine ya da ona sadık kalacağına söz verir, gücünün ötesindeki bir şey için söz vermiş olur… Alman filozof, Voltaire’in 100. ölüm yıldönümünde yayımlayıp büyük yazara ithaf ettiği İnsanca, Pek İnsanca isimli eserinden derlenen kitap, filozofun sevgi, nefret, dostluk, evlilik, intikam, hırs, ahlak, adalet, kibir, minnet ve iyi niyet gibi, insanlığın üstüne kafa yormaktan asla kaçınamayacağı temel meseleler hakkındaki düşüncelerinden oluşuyor. 64 SAYFA.
(CAN YAYINLARI)
//