Günün Kitapları | Değerlendirme: Gazeteci Özkan Saçkan
3 TEMMUZ TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI
Kitapçıların raflarında yer alan 6 kitabı sizler için yorumladım.
//AYAĞIMIN TOZUYLA AŞK: “Prenses masalları… Evlilikle biten ‘mutlu son’lar… Romantik çocuğum benim, biliyorsun masalların hepsi oraya kadar. Hakikatte ‘beyaz atlı prens’ diye bir şey yok.”
//GÜNDEDÜN: Yazar sustuklarımızı söze dökerken okuyucuyu adeta kendi aynasından yansıyan samimi ve büyülü suretler karşılıyor.
//BIÇAK SIRTINDA DİYALOGLAR: Sık karşılaşılan durumlara göre senaryolar, gerçek hayattan hikâyeler ve özet tablolar ile okuyucular şunları öğreniyor: Duygusal manipülasyonlara karşı nasıl korunursunuz? İlişkilerde adil iletişimi nasıl sağlarsınız? Zor insanlarla başa çıkarken duygusal sağlığınızı nasıl korursunuz? Yanlış anlamaları nasıl düzeltirsiniz? Duygularınızı karşınızdakini incitmeden nasıl ifade edersiniz? Beklentilerinizi ve sınırlarınızı nasıl belirlersiniz? Empati geliştirme tekniklerini nasıl öğrenirsiniz? Zorbalarla nasıl başa çıkabilirsiniz?
//PASTORAL SENFONİ: André Gide eserlerini günah ve arzu arasındaki çatışma, ahlaki körlük, insan benliğinin çelişkili doğası üzerine temellendirmiştir, kitap bu açıdan yazarın dünyasına giriş niteliğinde, derin ve düşündürücü bir romandır.
//VUR AMA ÖLDÜRME: Heyecanlanmak, gülmek, üzülmek ve de düşünmek için yazılmış bir hikâye. Kısaca; sahtelikten uzak insanlar için. Sizin için…
//NE MÜNASEBET!: “O anda dükkânda olmayan patronu nasıl ameliyat ettiğini ve adamın ömrünü nasıl uzattığını bir punduna getirip mutlaka araya sıkıştıracak. Aysun bil ki bütün bunlar, bütün bu gösteri senin için tatlım.”
İşte o kitaplar;
//Özgür ve isyankâr genç bir kadının içsel yolculuğu
BURÇAK Gönül’den AYAĞIMIN TOZUYLA AŞK. Kitap, özgür ve isyankâr genç bir kadının, İstanbul’da mutlu aile evinde başlayıp farklı coğrafyalara, safran kokan sokaklardan dalgalı okyanus sahillerine uzanan seyahatleriyle paralel giden içsel yolculuğunun hikâyesi… Blogger’lıktan gezi programcılığına hızla yükselen genç kadın, aşkta yapacağı seçimle hem kadın kimliğinin farklı renkleriyle hem de yaşamın gerçekleriyle yüzleşecektir. “En çok ayak izi olan yolu mu seçmeliyim?” “Öyle bir şey söylemedim. Bazen en kuytu, en bilinmeyen yollar, en güzel çiçekli bahçelere çıkar.” “Yollardan biri beyaz atlı prense gidiyor desem?” 216 SAYFA.
(REMZİ KİTABEVİ)
//Umut arayışlarını anlatan 12 öykü
BAHAR Gerçek Doğru’dan GÜNDEDÜN. Birbirinden çok farklı insanların hayata tutunma çabalarını, özlemlerini ve umut arayışlarını anlatan 12 öyküyü bir araya getiren kitap raflardaki yerini aldı.Hayatın izlerini bazen gecekonduda yaşayan bir genç kızın umutlarında bazen sakura zamanı Japonya’dan yola çıkan bir dost mektubunda bazen de bir camın ardından yaşamı izleyen yalnız bir kadının kalabalığında sürüyorsunuz. Öyküler satır aralarında hepimizin bildiği o eski şarkıları uzaklardan fısıldarken arkamıza dönüp bakma cesareti veriyor. Kitap, belki de en çok okuyucusunu samimiyetle umuda çağırıyor. 104 SAYFA.
(TARA KİTAP)
//Başarılı ve huzurlu ilişkiler kurmak isteyenler için rehber…
SAM Horn’dan BIÇAK SIRTINDA DİYALOGLAR- Zor Konuşmalar İçin İnce Beceriler. İletişim sanatının ustası yazarın ustalıkla kaleme aldığı kitap, her söylediğimize dikkat etmemiz gereken günümüz dünyasında iletişimi bir sanata çevirmenin ve hayatımızı kolaylaştırmanın yöntemlerini anlatıyor.Kişisel ve profesyonel hayatta karşılaşılabilecek tüm zorlu iletişim senaryolarına yönelik önemli stratejileri de paylaşan kitap, etkili iletişim ve kişisel gelişim konusunda kendini geliştirerek başarılı ve huzurlu ilişkiler kurmak isteyenler için rehber olacak bir kitap.380 SAYFA.
(BOYNER YAYINLARI)
//Heyecanlanmak, gülmek ve de düşünmek için
MURAT E. Güney’den VUR AMA ÖLDÜRME. “Ne oldu Başer? Bunaldın mı yoksa? Kızma… Biliyorsun; iyilikler senede belki bir, kötülükler ise peş peşe gelir…Artık vazgeçmeyeceğimi anladığını umarım. Elbette hedefimi zaten biliyorsun…Onun için daha da bunalmaya hazır ol! Yalnız, bir husus var…Şu Muhittin Eser nereden çıktı kuzum? Bilsin ki zaferimi gölgelemesine asla izin vermeyeceğim… Yenikent’e iki kötü fazla amirim…”Mutlak iyi ya da mutlak kötü diye bir şey var mıdır? Can alan mutlak kötü müdür? Peki ya cankurtaran mutlak iyi midir? Yoksa hepsi sadece bir oyun mudur?164 SAYFA.
(CERES YAYINLARI)
//İlişkilerimize baba, oğul, sevgili ekseninden bakıyor
FATİH Altınöz’den NE MÜNASEBET! Yazar, romanında ilişkilerimize baba, oğul, sevgili ekseninden bakıyor. Hızlı, hınzır bir dil, alışılmadık bir kurgu ve bir cerrahın neşter tutan eline saplanmış bir bıçak… “Ne zaman teşrif eder acaba ekselansları? Artık gelebilir. Yeterince bekletti bizi. Onu karşıma oturtacağım. Görmem lazım bütün bakışlarını. Gelip oturana kadar en az üç-dört garsona el ense çekecek, halini hatırlarını soracak. Garsonların eşleri, dostları, çocukları, ana-babaları, kaynana ve kayınbabalarının sağlık durumlarını irdeleyecek hemen ayaküstü.” 256 SAYFA.
(ÇINAR YAYINLARI)
//Derin ve düşündürücü bir roman
ANDRE Gide’den PASTORAL SENFONİ. Zihnimizdeki hayaletlere ve canavarlara kulak asmadan yalnızca gerçek kötülüklerle yetinsek hayat ne kadar güzel, ıstırabımızsa ne kadar katlanılabilir olurdu.İsviçre Alpler’inde yaşayan bir papaz, teyzesi ölen ve kendisine bakabilecek başka akrabası olmayan kör bir kızı Tanrı’ya hizmet etmek amacıyla, halihazırda bakmakla yükümlü beş çocuğunun bulunduğu eve götürüp evlat edinmeye karar verir. Bu karar ev halkında şaşkınlığa neden olmakla kalmayıp bir dizi başka olayı da tetikler ve papazın Hıristiyan hayırseverliğini tensel aşkla karıştırmasına ve bunun sonuçlarına katlanmasına yol açar.“Bazı insanlar, düşüncelerinde ne sığ ne de kolay olan bir dinginliğin sırrını bulmuşlardır. Gide’in sırrıysa, bütün şüphelerinin ortasında, insan olmanın gururunu hiç kaybetmemesinde saklıdır.”Albert Camus. 88 SAYFA. (CAN YAYINLARI)