Günün Kitapları | Değerlendirme: Gazeteci Özkan Saçkan
18 ŞUBAT TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI
Kitapçıların raflarında yer alan 6 kitabı sizler için yorumladım.
DÜZENBAZ MUHİT: Yeryüzünde nereye düşecektir bu tümceler ve sözcükler, arayışının sonunda, burasının belli bir muhit olacağı, bu muhiti oluşturan sözcük ve tümcelerin doğaları gereği düzenbaz olacağını düşünürken birden kafasına üşüşen bu düzenbazların belli bir düzene kavuştuğunu fark eder ve nihayetinde bizi Düzenbaz Muhit ile tanıştırır ancak bu düzenbazlar içinde engel olamadığı biri, içine sızdığı öykülerde‒aslında Ahmet Önel’in de‒asla göstermediği halde bir köşede saklamış olduğu silahı ateşler, silahı bulamazsa bir balon patlayıverir…
DUASIZ VE TÖRENSİZ: Sekine Ninem yeşil nakışlı elleriyle mezardan bir avuç soğuk toprak aldı. Sarsak adımlarla yanıma yürüdü. Yaklaştı, yaklaştı, daha da yaklaştı. Çenemi iki eliyle tuttu. Avazımla açılan ağzıma bir avuç kara toprağı tıktı: “Bu senin ölü toprağındır. Gıdım gıdım ye Nevalim, gıdım gıdım.”
EVARİSTO CARRİEGO: “Borges, Buenos Aires banliyölerinin aykırı düşünürü, Latin argosunun uzmanı, kütüphanecilerin sonsuz toplamı, Ön Asya ve Palermo’nun nadir harmanı, Chesterton ve Carriego, Kafka ve Martín Fierro. Borges, her şeyden önce büyük bir şair. Ernesto Sabato.”
ÜMEYYE B. EBİ SALT’IN ŞİİRLERİNDEN KUR’AN’A: Yazar kitabını Ebu-l A’la el-Maari’den her dönemde geçerliliğini koruyacak bir alıntıyla bitirmektedir: “Dünyada iki çeşit insan vardır: Ya akıllıdır, dini yoktur ya da dindardır aklı yoktur.” Evrenin kaynağı “Bilgi”dir. Bilgiye ve gerçeğe ulaşabilmek için yazar gibilerine gereksinmemiz var.
UZUN İLİŞKİLERİN SIRRI: Uzun bir ilişkinin sırrı sevmek ama kırmadan, dökmeden sevebilmek. Bugünlerde insanların sevilmeye ama kırmadan dökmeden sevilmeye ihtiyacı var. Güvenebilmeye ihtiyacı var, çünkü güvenin olmadığı yerde sevgi de olamaz. Sabra ihtiyacı var, hemen ilk kavgada ayrılmaya değil, mücadele etmeye. Çünkü sevmek için yürek ama sürdürmek için emek gerek.
İKİ GENÇ CUMHURİYET: TÜRKİYE VE SOVYETLER BİRLİĞİ: İki savaş arası dönemde “İki genç cumhuriyetin” büyük bir gizlilik içinde gerçekleştirdiği silah alışverişinin ve Türk-Sovyet dostluğu çerçevesinde Komünist Partisi’nin önde gelen yöneticileri ile Eyüp Durukan’ın kurduğu ilişkilerin ayrıntılarıyla anlatıldığı Günlüklerde Bir Ömür dizisinin bu VII. kitabı, dönemin değerlendirilmesinde yol gösterici olacaktır.
İşte o kitaplar;
//Minik sahtekârlıklar ve küçük düzenbazlıklar
AHMET Önel’den DÜZENBAZ MUHİT. Bu dünyada iz bırakıp bırakmadığından emin olmak için sözcükler seçen, mahalle mahalle tümceler arayan bir yazarın kendi yarattığı kahraman tarafından öldürülmesinden daha beter bir son ile karşılaşmamak için “Minik sahtekârlıklar ve küçük düzenbazlıklar” tezgâhlayan yazarımız; sabah vardiyasına gelen “Adsız çoğunluktan” biri olarak iki kadeh rakı parasına kendini satan bir başka kahramana benzemekten de çok korktuğundan bir psikologa bile danışmaksızın kiralık katil olmaya karar verir ama öncesinde Bir Gece geçirmek için Çıplak Dağa tırmanmak üzere bir iletişim mağarasının derinliklerine yönlendirilir ve burada ruhunun bedeninden sessizce uzaklaşıp bir başka bedeni kucaklamasının ancak böylesine sessiz bir ortamda ve yalnız başına gerçekleşebilecek bir şey olduğunu düşünmeye başlar başlamaz ve orada tümce bulutları oluşturduğunun bilincine varıp bu bulutların er ya da geç tümceleri taşımaktan sıkılacağını ve bir safra gibi yeryüzüne bırakacağını kavrar.
144 SAYFA.(h2o KİTAP)
//Ölü toprağı yiyenlerin romanı
BEYDA Yıldız’dan DUASIZ VE TÖRENSİZ. “Yola baktım, yolda kaldım, ne gitmeye cesaretim ne dönmek için tesellim vardı.” Yazar, Siirt’ten Almanya’ya uzanan genç bir ömrün, merhemi olmayan derin bir yaranın, unutmak ve hatırlamak arasındaki karlı yolun hikâyesini anlatıyor kitabında: Birbirinden ayrı düşen Neval ve Hasan’ın kalbinde kök salan ve zamanla bir sarmaşık gibi dolanarak yaşamın ta kendisine dönüşen büyük yasın günlerini sayıyor. Başka bir dilde büyümeye zorlanmışların, kaybını ararken kaybolanların, hasretin ruhlarda bıraktığı yakıcı boşluğun romanı bu; ölü toprağı yiyenlerin romanı.
240 SAYFA. (EVEREST YAYINLARI)
//Yapıtındaki hüzünlü çığlıklar
JORGE Luis Borges’ten EVARİSTO CARRİEGO. “Evaristo Carriego adının bundan böyle Arjantin yazınının Ecclesiavisibilis’inde yerini alacağına ve yazınımızın tüm saygın kurumlarının–retorik dersleri, antolojiler, ulusal yazın tarihi–bu adı anmadan edemeyeceklerine inanıyorum. Ayrıca inanıyorum ki Carriego, en doğru ve seçkin ecclesiainvisibilis’in parçası ve dört bir yana yayılmış şiire iman edenler cemaatinin üyesi olacaktır. Ve şuna da inanıyorum, bu değerli üyeliği ona kazandıracak yapıtındaki hüzünlü çığlıklar olmayacaktır. Burada işte bu savları temellendirmeyi amaçladım.”
128 SAYFA. (CAN YAYINLARI)
//İslam tarihinin kritik dönemleri
ARİF Tekin’den ÜMEYYE B.EBİ SALT’IN ŞİİRLERİNDEN KUR’AN’A. (Kur’an’ın Kökeni-3) Yazarın çalışması okuyucuya, İslam tarihinin kritik dönemlerini, Ümeyye’ninkişiliği ve eserleriyle birlikte, zengin kaynakçalar eşliğinde gerçekleri kavrama fırsatı verecektir. Kur’an’ın kaynakları hakkında daha önce yayımlanan kitaplarında Ümeyye ismi geçmişse de Ümeyye’nin şiirleriyle Kur’an ayetlerinin iç içe olmasından dolayı yazar bu özel kitabı yazmıştır. Hz. Muhammed döneminde Kur’an’da anlatılanların çoğu (özellikle İsrailoğulları rivayetleri) insanlar tarafından gerek nesir gerekse şiir şeklinde dile getirilmiştir. Kitabın çeşitli bölümlerinde Şair Ümeyye’nin kimliği; Hz. Muhammed’le Ümeyye’nin düşüncelerinin karşılaştırılması; Ümeyye şiirlerinde Âdem-Şeytan Hikâyesi; Ümeyye’ye göre Nuh Tufanı; Hz. İbrahim’in öz oğlunu kurban etme girişimi; Hz. Musa ve Firavun hadisesi vb. Kur’an yorumcuları nezdinde çarpıcı bir şekilde anlatılmaktadır.
235 SAYFA. (BERFİN YAYINLARI)
//Uzun bir ilişkinin sırrı sevmek ama kırmadan
HAKAN Mengüç’ten UZUN İLİŞKİLERİN SIRRI. “Beni olduğum gibi sev, olmamı istediğin gibi değil!” İlişkiler, insanın kendiyle yüzleşme alanlarıdır. Hepimiz her insanda bambaşka insanlar olur, başka yönlerimizi, başka yüzlerimizi görürüz. İlişkiler, yaşam yolculuğu boyunca tecrübe ettiğimiz gelişim sürecinin en kıymetli parçalarıdır. İlişkiler, sınavımız değildir. Bir başarı ya da başarısızlık hikâyesine de dönüştürülmemelidir. İlişkiler dönüşüm alanlarımızdır, kendimizi bir başkasında görmek, kendimizi bir başkasında sevebilmek, hatta çoğu zaman kendimizle ilk kez tanışmaktır. Uzun bir ilişkinin sırrı sevmek ama kırmadan, dökmeden sevebilmek. Bugünlerde insanların sevilmeye ama kırmadan dökmeden sevilmeye ihtiyacı var. Güvenebilmeye ihtiyacı var, çünkü güvenin olmadığı yerde sevgi de olamaz. Sabra ihtiyacı var, hemen ilk kavgada ayrılmaya değil, mücadele etmeye. Çünkü sevmek için yürek ama sürdürmek için emek gerek.
200 SAYFA. (DESTEK YAYINLARI)
//Silah ve mühimmat 5 gemi ile geldi
EYÜP Durukan’dan İKİ GENÇ CUMHURİYET: TÜRKİYE VE SOVYETLER BİRLİĞİ. Yazarın Sovyetler Birliği’ne yaptığı ilk tetkik seyahatinin ayrıntılarını içerir. Eyüp Bey, iki aydan fazla süren (22 Kasım 1925-30 Ocak 1926) bu tetkik seyahati sırasında Moskova ve Leningrad civarındaki askeri depo ve fabrikalardan Türk Ordusu’nun acil ihtiyaçlarını karşılayabilecek silah ve mühimmatı seçer. Bu seyahat neticesinde hazırladığı rapor çok olumlu karşılanır ve Eyüp Bey’in belirlediği silah ve mühimmatın hemen memlekete getirilmesine karar verilir. Bu konuda dönemin başbakanı ve Eyüp Durukan’ın sınıf arkadaşı İsmet Paşa’nın “Bu işi yine sen bitirmelisin. Gider halledersin” sözleri üzerine ikinci seyahat 2 Temmuz 1927-16 Haziran 1928 tarihleri arasında gerçekleşir. Eyüp Bey’in başkanlığında beş kişilik bir heyet Sovyetler Birliği’ne gönderilir ve satın alınması kararlaştırılan sekiz milyon küsur lira tutarındaki silah ve mühimmat beş vapurla Türkiye’ye getirilir.
648 SAYFA. (İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)
//