Günün Kitabı / Yörük Ali Efe
Kitap değerlendirme yazarı: Ali İhsan Dilmen
YÖRÜK ALİ EFE
Milli Mücadelenin Gizli Kahramanı
Yenipazar Belediyesi Kültür Yayını
Yazar/Fatih Özkurt
Kitap bana yazarı tarafından Nazilli Kültür Sanat Edebiyat Festivali kapsamında tanıştığımız yazarı tarafından imzalanarak verildi.
Kitap CHP Yenipazar Belediye Başkanı Yüsran Erden tarafından belediyenin kültür faaliyetleri kapsamında basılarak Yörük Ali Efe’nin hatırasına saygı ve yaşatma maksadıyla basılarak dağıtılmıştır.
Belediye Başkanı Yüsran Beye bu hassasiyetinden dolayı teşekkür etmeyi bir Aydınlı olarak yükümlülük olarak kabul ediyorum.
Yörük Ali Efe Yenipazar nahiyesi doğumlu bilinir ancak kendisi Sultanhisar nahiyesi Kavaklı köyünde doğmuştur.
Nüfus kayıtları resmi olarak böyledir.
Çocukluğu bu köyde geçmiştir.
Efenin babası Sarı Tekeli aşiretinden yörük Abdi efe, annesi Fatma hanımdır.
Babası geçmişte dostluk yaptığı Deli Mehmet tarafından öldürülmüştür.
Efe,çocukken babasız kalmış, üvey babanın yanında zor çocukluk yılları geçirmiştir.
Efe çevresinde mertliği ile bilindiği kadar arkadaşları arasında lider özelliği ile bilinirdi.
Mert idi, sözüne sadık idi, arkadaş canlısıydı haksızlığa tahammülü yoktu.
Arkadaşının canını kıyan Çolağın İbrahim tarafından atılan iftira üzerine jandarma tarafından evine baskın yapılmış ve Çolağın Mehmet tarafından evin damına yerleştirilen bazı delillerin evde bulunması üzerine hırsızlık suçundan tutuklanmış, Nazilli ve Aydın cezaevinde altı ay hapis yatmış bu suçtan berat etmesine rağmen görevli jandarmaya mukavemetten altı ay hapis cezası almıştır.
Köyüne döndükten sonra jandarmalar tarafından askere alınmış ve orada da gördüğü haksızlığa karşı çıkarak askerden kaçmıştır.
Ve bundan sonra da dağlara çıkmış, kızanlık yapacağı efe arayışına girmiştir.
Nihayetinde, Molla Ahmet Efeye kızan olmuş vr bir keresinde onu azgın bir köpeğin saldırısından kurtarmıştır.
Bu arada geçmişte arkadaşını öldüren ve kendisini hapse attıran Çolağın Mehmet’i öldürerek intikamını almıştır.
Efe, devlet güçleriyle karşılaşmalarında hep hassas davranmış, görevlileri öldürmekten uzak durmuş, Efesi öldükten sonrada çetenin başına geçmiştir.
Kitabı okuyanlar onun hayatına dair derli toplu bilgi sahibi olabilirler.
Bu arada Kurtuluş Savaşımızda Aydın Cephesini oluşturan 57.Tümen Komutanı Albay M.Şefik Eker’in liderlik ve insan yönetme kabiliyeti çok etkili olmuştur.
Demirci Mehmet Efe ve Yörük Ali Efe arasında doğabilecek bütün tehditler bu komutan tarafından iyi idare edilerek aralarında yaşanacak muhtemel krizler avantaja dönüştürülmüştür.
Savaşın gerçek kahramanı Albay M.Şefik Eker’dir.
Şimdi ben kitaptan bir bölümü sizinle paylaşayım.
“Demirci Mehmet Efe ile Yörük Ali Efe arasındaki kırgınlığı gidermek gerçekten çok önemlidir. Aksi halde karşımızdaki düşmana karşı tek bir güç olarak,birlik ve beraberlik içerisinde karşı duymamız mümkün olmazdı. Ancak,aynı cephede üç grup kuvvetin komutanlarına ayrı ayrı ünvanlar vererek,bu konunun bu tarzda halli doğru bir hareket tarzı olması gerekir. Küçük bir cephede sevk ve idarenin üç başlı olarak yürütülmesi çok sakıncalıdır. Sevk ve idare prensiplerine tamamen aykırıdır. Bir cephede ancak bir cephe komutanının sev ve idaresi ile kazanılabilir. Bu barıştırma olayında ise emir komuta birliğinin halen sağlanamadığı ortadadır. Demirci Mehmet Efenin Köşk cephesine katılması ile birlikte 57.Tümen Komutanı Albay M. Şefik Eker’in emir komutayı eline almaması ileride de görüleceği gibi birçok sakıncalar doğuracaktır. O günkü ortam içerisinde bunun yapılamayacağını söylemek de zordur. Bir tarafta M.Kemal Paşa’nın girişimleri, kararlılığı, diğer taraftan Yunan Mezaliminin her tarafta iyice etkisini gösterdiği bir ortamda istifa etmenin mümkün olabileceği düşünülebilir.” shf.104
***