ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Günün Kitabı | Bir Kimya Meselesi | Bonnie Garmus

Günün Kitabı | Bir Kimya Meselesi | Bonnie Garmus

İnancımız bilime ibadetimiz doğaya | kitap Değerlendirme; Gazeteci Yazar Dursaliye Şahan

Başka kitaplar alırken birden araya karıştı. Aldım ama kapak piyasa işi görünüyordu. Bunların çoğu sabun köpüğünden çıkan baloncuklar gibi olur. Kütüphanenin en üst rafına bıraktım. Oraya konanlar epey bekler.

Leyla (kızım), romanın dizisini izlemiş. “Anne sen seversin böyle hikâyeleri,” dedi. Aldım elime, şöyle bir karıştırdım. Üç raf aşağıya, gözümün önüne bıraktım. Elimdeki kitap bitince de başladım.

Romanlara başlamadan önce tanıtım bültenlerine göz atma alışkanlığım var. İşte bir paragraf:

Kolay okunduğunu kabul ediyorum ama eğlenceli bulmadım. Sonuçta sistematik istismarların ve cinsiyet sömürüsünün anlatıldığı bir metin… Eğlence neresinde olacaktı? 1960’lı yıllarda bilim dünyasında kadınların çaresizlikleri üzerine kurulmuş bir hikâye.

Bilim dünyasında da mı dedirten sahneler az değil. Ara ara durup, acaba abartılı olabilir mi diye düşündüm. Sanmam. Hatta daha fazlası bile olmuştur. Bence bilim dünyası dahil kadın sömürüsü her zaman, her yerde mevcut. Günümüzde kadın erkek eşitliği yasalarla sağlanmaya çalışılıyor ama o eşitsizlik giderilemiyor.

Erkeklerde kadınlardan farklı bir tür kötülük genleri mi var acaba dedirten bir durum. Yok tabii. Sorun bedenlerimizde değil, sorun bu berbat sistemde. Kadınları üreme aracı olarak gören düzen, erkekleri de köleleştirmek için mesela aile kurumunu şekillendiriyor.

Neyse. Konumuz edebiyat. Romana dönüyorum.

Ana karakter Elizabeth Zott bir kimyager. Bilim insanı olarak doğmuş gibi. Ancak çevresindeki çoğu erkek –bilim adamları dahil- aynı özellikleri taşımıyor. Mesela, bir kadına tecavüz edecek kadar aşağılık bir profesör var.

Elizabeth duygularından çok mantığı ile yaşayan, manipüle edilemeyecek naif bir karakter. Haliyle sorunlar bitmiyor. Ama o asla boğuşmaktan vazgeçmiyor. Kan bağının çok da önemli olmadığını biliyor. Annesiyle babasıyla sıfır ilişki içinde… Fakat yörüngesine giren insanlardan güvendikleriyle ve köpeğiyle birlikte kendi ailesini kuruyor. O yıllarda bekar ve yoksul bir anne olmak korkunç.

Fakat şu da var. Elizabeth gibiler kalabalıklar arasında kızıl bir elmas gibi parlar. Bir kadını cesaretinden ve açık yürekliliğinden daha çok ne cazip yapabilir ki? 90-60-90 kimsenin umurunda değil hatta artık bööö dedirtiyor.

Televizyondaki yemek programlarında bugün yapılması gerekenleri 65 yıl önce Elizabeth yapmış. “Bütün tavsiyeleri çöpe atın ve bilimi yanınıza alın,” tarzında yemek tarifleri sunuyor. Her programda, “Ayağa kalkın ve yemekten önce hayallerinizi kovalayın,” cümlesini tekrar etmekten bıkmıyor.

65 yıl öncesinin Elizabeth’i günümüzde de devrimci sayılabilir.

Böyle bir hikâyenin içinde elbette aşk olmadan olmaz. Mesela romanı okuyan birinin ilk cümlesi şu da olabilirdi: “Birbirlerinin zekâsına aşık olan bir çiftin dramatik hayatları.”

Romanı bitirince aklıma yıllar önce bir öykümde kullandığım cümlem geldi.

Dünyanın kurtulması için inancımız bilime, ibadetimiz doğaya olmalı.

Elizabeth Zott da şöyle söylüyor:

“Kendi geleceğinizi tasarlayın. Bugün eve gittiğinizde ben neyi değiştireceğim diye sorun kendinize. Sonra da işe koyulun.”

Çok haklı. Değişim ve dönüşüm iyiye giden yolu bulmamız için gerekli.

Yazar Bonnie Garmus kimdir?

Bonnie Garmus 1957 yılında California’da doğdu. Yazar; Amerika, İsviçre ve Kolombiya’da metin yazarı ve yaratıcı yönetmen olarak çalıştı. İlk romanı  Lesson in Chemistry geçtiğimiz yıl yayınlandı. Romanı birçok dile çevrilmesinin yanı sıra televizyon uyarlaması da yapıldı.

edebiyathaber.net (11 Ocak 2024)

İnancımız bilime ibadetimiz doğaya | Dursaliye Şahan

KİTAP TANITIM BÜLTENİ | KİTAPYURDU | ALTIN KİTAPLAR

Kimyager Elizabeth Zott’ı anlatmak için pek çok sıfat kullanılabilir ama “ortalama” bunlardan biri değil. Aslında o, hiçbir kadının ortalama olmadığını söyleme cesareti gösterenlerden biri. Üstelik bunu, 1960’larda bir araştırma enstitüsünde, tamamı erkeklerden oluşan ve eşitlik konusunda pek de bilimsel davranmayan bir ekiple çalışırken söylüyor. Ona itiraz etmeyen tek istisnaysa yalnız, zeki, kindarlığıyla ve Nobel adaylığıyla ünlü Calvin Evans. Calvin, Elizabeth’in her şeyine ama en çok da zekâsına âşık olmak üzere. Yani gerçek kimya sonuçlarını vermeye başlıyor.

Ama bilimde olduğu gibi hayatta da bazen asla tahmin edemeyeceğimiz şeyler olur. Böylece Elizabeth birkaç yıl sonra kendini bekâr bir anne ve televizyonda yayınlanan bir yemek programının isteksiz sunucusu olarak buluyor. Elizabeth’in seyircilerine bir çorba kaşığı asetik asit ile bir tutam sodyum klorürü karıştırmalarını önerdiği bu program büyük ses getiriyor. Ancak elbette Elizabeth herkesi mutlu edemiyor. Çünkü o, kadınlara sadece yemek yapmayı değil, statükoyu değiştirmek için ne yapmaları gerektiğini de öğretiyor.

Gülmekten kırıp geçiren mizahı, gözlem gücü ve göz kamaştırıcı karakterleriyle Bir Kimya Meselesi, en az başkahramanı Elizabeth Zott kadar kendine has ve capcanlı.

 

Çevirmen: Filiz Sarıalioğlu

Yayın Tarihi: 10.06.2023

ISBN: 9789752128354

Dil: TÜRKÇE

Sayfa Sayısı: 416

 

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.