Günün Hikayesi | Ruveyda | Zeynep Mete Uçak
RUVEYDA
Her zamanki gibi saçlarını iki örgü yapmış, ikisini de omuzlarından aşağıya, göğüslerine sarkıtmış.
Belik belik…
Saçlarının üstüne mor güllü pembe tülbenti taç etmiş.
Burgu burgu…
Genç kız gibi yürümeye çalışsa da çocukmuş işte, gördüğü çizgi oyununa dalıvermiş Rüveyda…
Sek sek…
İsmi uzaklardan gelmiyormuş, babasının çocukluk aşkıymış. Her ne kadar annesinin haberi olmasa da!
Varmış meğer, haberi olmasaymış o kadar, dövermiymiş kızı…
Küt pat…
O daha çocuk demiş, annesi kızı istedikleri zaman..
Babası olacak atılmış, “çocukluğu mu kalmış, her iş gelir elinden”
Gözleri fal taşı olmuş, adam elinde ki paraları sayarken.
Hışt hışt…
Ve gelmişler gerdek denilen alaca karanlığa…
Ruveyda daha çocuk anlamamış olanı biteni.
Gıy gıy…
Ruveyda donuk! Ruveyda hissiz!
Evlendiği adam kalkınca üstünden, “lan yosma, lan namussuz? lan kahpe..! Bir de olacaksın daha çocuk”
Hır hır…
Gözlerinden ateşle karışık çakmış şimşekler!
İnlemiş yerler gökler…
Ruveyda hissiz! Ruveyda donuk!
Ruveyda daha dünkü çocuk!
Koca av tüfeği patlamış beyninde…
Beyaz kireçten duvarlar kan püskürmüş adama…
Yerler ağlamış, gökler ağlamış…
Hüngür hüngür!!!
Cesedi almış omzuna bir çulluk gibi,
yirmi beş kiloluk şeker çuvalı Ruveyda…
Atmış babasının kapısına “al namussuz kızını çal başına!”
Cık cık…
Doktor utanmış, o çocuk bedeni muayene etmeye.
Hiç istemese de takmış pudralı eldiveni eline.
Zar zor…!
Hâlâ kız demiş yüzü kızararak dışarıda ki kalabalığa.
Vıdı vıdı…
Başında ağlaşan gerçekten babası mıymış! Anasına inanırmış da babasına inanamamış.
Vay vay…
Şimdi ağlamak neye yararmış!
Of Off!
Kalabalık toplanmış ayak ucunda. Hangisine yansalarmış, soğuk odada yatan Ruveydaya mı? Ölümüne sebeb oldukları çocuğa mı?
Vah vah…
Yattığı yatak utanmış,
Doktor utanmış, baba utanmış, yer utanmış, gök utanmış da…
Adam utanmamış…
Ah ahh!
Eğer öbür dünya var ise hesap soracakmış Ruveyda…
Tek tek…!
Zeynep Mete Uçak