Eğitime Yapılan Yatırım / Elif Yavaş
Kadını götürüp mutfağa ya da süslenme odasına kapatıyor, sonra da ufkunun darlığına şaşıyoruz; kanatlarını kesiyoruz, sonra uçamıyor diye yakınıyoruz. Simone de Beauvoir
Eğitime yapılan yatırımın bize hep getirileri olur ve müspet sonuçlar elde ederiz. 2000’li yıllara baktığımızda; artık herkes kendi çocuğunu okutuyor, kırsal kesimdeki kız çocuklarına da erkek çocuklarıyla aynı eğitim imkânları tanınmaya çalışılıyor, her aile evlâtlarının geleceği için çırpınıyor, eğitimin alt yapısı için destekler artıyor, devlet okullarının eksikleri tamamlanırken özel okullara teşvik de artıyor, dershane ve koçluk merkezlerinin sayısı çoğaltılıyor, etüt merkezleri ve kurs merkezlerinin restorasyonuna önem veriliyor, kültürel ortam ve gençlik merkezleri inşa ediliyor. Bu saydıklarım sadece en bilinen örnekleri. Geleceğe olumlu bakarsak, sadece çocuk tacizleri konusunda takılıp kalmadan gençlerimizin önünün açık olabileceğini de konuşabiliriz.
Eğitim kurumları için çevre düzenlemesi, arsa temini, tadilat ve yürüyen etkin projeler kapsamında sorumluluklar üstlenmek gerek. Düzenli bir kent kültürü, alt yapı sisteminin çözülmesi, gecekondu yapılaşmasının ıslah edilmesi bile güzel sonuçlar doğurur. Kültür merkezi, gençlik merkezi, okuma salonları, hatıra ormanı, büyükşehir parkları, kent ormanı, dere ıslah çalışmaları ve doğru balıkçılık teknikleriyle avlanma izni, okul ve hastane yapımı gibi birçok proje belediyelerimizin desteğiyle hayata geçirilebilir. Devletimizin uzanamadığı yerler de oluyor, her şeyi devletten beklememek için vatandaş olarak bizler de üzerimize düşen görevle işe el atabiliriz. En basit örnekle; herkes kendi evinin önünü süpürse ve çöpleri çöp kutusuna atsa, açık bırakılan lâmba ve çeşmeleri kullanmadığında kapatarak tasarrufu etrafına aşılasa o şehir daha iyi kalkınır.
Güzel projelere yakinen şahit olup eksik yanlarını desteklemek gerek. Halk bilinci olunca da arkasında durmak gerek. Eğitim güzelleşince okuma aşkı da ballanır. Ufacık bir yatırım bile öğrencilerin yüzünü güldürebilir. Akasya ve manolya ağaçlarının kokusu moral verir kalbe. Büyükşehir parkları ve devlet kurumlarının bahçelerinde çoğunlukla rastladığınız manolya ağaçlarını hiç yakından incelediniz mi? Manolya çiçeği tamamen açtığında kocaman, bebek kafası büyüklüğünde yusyuvarlak görünüm alır. Beyaz manolyanın kokusunu çok sevmişimdir, taç yapraklarının kocaman açılışını vazoda izlerken hayranlıkla şahit olmuştum. Sonra da kuruyan kozalaklarındaki tohumları çoğaltın gelecek yıl da seyredebilmek için. Kocaman manolya ağacı, yerini ve toprağını sevince evininiz çatısını da geçer görkemli boyu. Bir manolya ağacı altında şiir okumak gerek ve çiçeklerini koklarken ortamdaki o güzel manzarayı fotoğrafla ölümsüzleştirmenizi tavsiye ederim.
Mızıka eşliğinde manzaraya dalar gözler. Farkındalık yaratır etraf. Türkiye’mize güçlü değerler katmalı her daim. Sağlam bir aile ve sağlam bir eğitim sistemiyle güçlenen çocuklar hayatın tüm zorluklarına karşı sımsıkı tutunmayı başarırlar. Eğitim sistemi çökünce ve bireyselleştikçe aile içinde değer bulan erdem, empati, vefa paylaşılmadan azalıyor. Bir artı bir, iki artı bir konutlar derken bir oda bir salondan ibaret olan evlere özenir olduk. Parçalandı her çatı, yalnızlık doğdu.
Bina sayısı ve katlar arttıkça zina da artar oldu. Kapitalizmden çoğalan ekonomik özgürlük, boşanma istatistiklerini artırıp hür kıldı. İnsanın sömürülmesinin ardından parayı buldukça azıtıp günaha uçanlar oldu etrafta. Aile sağlamsa birey güçlü olur. Selâmet, saadet orada tohum atar. Aile kalbin çiçeği, ruhun birlik beraberliğidir. Aileye ve eğitime güçlü yatırımlar oldukça sevgi yumağı sımsıkı olur.