Edebiyat Dünyasından Kısa Duyurular
KERİM ÖZBEKLER | GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR
Dörtyol İlk Kurşun Kültür Sanat ve Turunçgiller Festivali
- Dörtyol İlk Kurşun Kültür Sanat Ve Turunçgil Festivali
Tarih: 17 Aralık 2021- 19 Aralık 2021
Yer/Konum Hatay – Dörtyol
Dörtyol Belediyesi: Numuneevler Mahallesi Pazar Yeri
****
YAZAR SUAT DUMAN İLE YAZAR NİLGÜN ÇELİK ANKARA’DA OKUYUCULARI İÇİN KİTAP İMZALAYACAK VE SÖYLEŞİDE BULUNACAKLAR…
12 Aralık 2021 Pazar günü, saat.16.00’da;Tosca Art Design-Farabi Sokak, No.5 Çankaya-Ankara adresinde, Yazar Suat Duman ”Bir Hayalet Dolaşıyor”. Yazar Nilgün Çelik ise ”Hotmanın Öyküleri” isimli kitaplarını okuyucuları için imzalayacak ve söyleşide bulunacaklardır. İlgilenenlere, önemle duyurulur.
****
AYLA TAŞDELEN’İN SAHNEYE KOYDUĞU ”HAMDIM PİŞTİM YANDIM” İSİMLİ ESER İZMİR’DE SAHNEYE KONACAK…
13 Aralık 2021 Pazartesi günü, saat.20.00’de;Konak Belediyesi Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi-İnönü Caddesi, No.2/1, Bayramyeri-İzmir Tel.0-232-2629984 adresinde, Sarı Zeybek Kültür Sanat Derneği Başkanı Ayla Taşdelen’in sahneye koyduğu Hz.Mevlana Celalettin Rumi’yi Anma üzerine kurulu ”Hamdım Piştim Yandım” isimli gösteri yapılacaktır. Gösteride Sarı Zeybek Kültür Sanat Derneği Üyeleri-Hasan Muçay İzmir Semazen Grubu-Sanatçı Hikmet Durmuş yer alacaktır, Proğram, Kültür Turizm Bakanlığı’nın maddi katkıları ile sahneye konmaktadır. İlgilenenlere, önemle duyurulur.
***
YAZAR SERKAN TÜRK KAHRAMANMARAŞ’TA OKUYUCULARI İÇİN KİTAP İMZALAYACAK VE SÖYLEŞİDE BULUNACAK…
15 Aralık 2021 Çarşamba günü, saat.18.30’da;Yedi Güzel Adam Edebiyat Müzesi-Kahramanmaraş adresinde, Yazar Serkan Türk Sin Edebiyat Dergisi’nin 5.yıl etkinliği nedeni ile “Ausgang ve Bir Çıkış Hikâyesi” başlığı altında konuşacak ve okuyucuları için kitap imzalayacaktır. Proğramı izlemek ücrete tabi değildir, yaş sınırlaması da yoktur. İlgilenenlere, önemle duyurulur.
***
- KARA HAFTA İSTANBUL FESTİVALİ 17-18 ARALIK 2021’DE PERA PALACE HOTEL’DE YAPILACAK..
Türkiye’nin en önemli polisiye buluşması ”Kara Hafta İstanbul Festivali” bir yıl aradan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığının desteğiyle, ünlüyazar John le Carré temasıyla düzenlenen etkinlikte iki gün boyunca polisiyenin özel isimler polisiye tutkunlarıyla Pera Palace Hotel’de bir araya gelecek.
Pera Palace Hotel’de gerçekleştirilecek festivalin tüm oturumları ücretsiz olarak izlenebilecektir, festivali izlemek isteyenlerin 0-212-3774000 nolu telefonu arayarak rezervasyon yaptırması gerekmektedir.
17 ARALIK 2021 CUMA GÜNÜ UYGULANACAK PROĞRAM;
15.30 Polisiye Edebiyatına Katkı Ödülü Özel Oturum,
Altın Kitaplar Genel Yayın Yönetmeni Batu Bozkurt,
Moderatör. Adnan Özer
16.00 John le Carré ve Casusiye (Murat Yetkin–Metin Celâl),
17.00 Yılın Polisiyeleri (Işın Beril Tetik–Tuna Kiremitçi),
Moderatör.Nazlı Berivan Ak.
18 ARALIK 2021 CUMARTESİ GÜNÜ UYGULANACAK PROGRAM;
14.00 Dark İstanbul Hikâyeleri (Armağan Tunaboylu-Ercan Akbay), Moderatör.Sami Dündar.
15.00 Polisiye ve Çizgi Roman (Suat Duman–Devrim Kunter),
16.00 True Crime Meçhule Giden Gemi (Kara Hafta Özel Vaka) Deniz Altunay–Olcay Mağden Ünal,
17.00 Mitolojinin Gölgesinde Polisiye (Ahmet Ümit).
İlgilenenlere, önemle duyurulur.
****
FATMA HATUN ESEN’İN SAHİBİ VE GENEL YAYIN YÖNETMENİ OLDUĞU YENİ BİR EDEBİYAT DERGİSİ YAYIN HAYATINA ATILDI…
Yayın Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni: Fatma Hatun Esen
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Celal Karaca
Şiir Editörü: Hatice Tarkan Doğanay
Düz Yazı Editörü: Akın Ersöz
Grafik-Tasarım: Altay Ömer Erdoğan
Kapak Fotoğrafı: Kadir İncesu
…
Yapı Kredi Bankası Bafra Şubesi
TR 9 00006701000000046211800
Yayın Türü.Yerel Süreli Yayın
Yönetim Adresi: İsmet Paşa Mah. Neşem Sokağı, No:13, Esen Apt. Kat: 4, D.4 Bafra-Samsun
Tel.0-535-2521789
İletişim Adresi.Tabakhane Mah. Musa Paşa Cad. No: 34/5 Bafra-Samsun
Tel:0-536-7471531
Yıllık Sürdürümcülük tutarı.60 TL
Kurum ve Kuruluşlar.90 TL
E-posta.maraşantiyadergi@gmail.com
****
ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILAN VE ANTALYA’DA YAYINLANAN NEVZUHUR DERGİSİ’NİN KASIM 2021 TARİHLİ 84.SAYISI YAYINLANDI VE DERGİ BU SAYISI İLE 14 YILLIK YAYIN HAYATINI SONLANDIRDI. DERGİ’NİN BÜTÜN SAYILARINI, MUSTAFA AKBABA’YA’AİT OLAN, AŞAĞIDA Kİ WEB SİTESİNDEN OKUYABİLİRSİNİZ.
Mustafa Akbaba Nevzuhur Edebiyat Kültür Sanat Yazı ve Şiir Dergisi Atatürk Caddesi, 1306 Sokak, Akbaba Apt. No.1/2 Muratpaşa-Antalya
Tel.0-532-5755950 www.mustafaakbaba.com.tr
Genel Yayın Yönetmeni; Ali Demirel
Tel.0-535-5049271
E Posta.alidemirel47@hotmail.com
****
Doğru medya planlaması, sizi daima zirvede tutar.(Murat Gündoğan)
****
TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ İÇİN NELER YAZDILAR? NELER SÖYLEDİLER?
HATAY-KİLİS-GAZİANTEP | H.HAKKI KAHVECİ
Başbuğ Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe hitabede belirttiği BİLFİİL İŞGAL çizgisini aşmış, işgal altındadır.
Suriye devleti bunu iyi bildiği için HATAY’I Suriye toprağı yapacağı beyanını korkmadan açıklamaktadır. Etrafımız kuşatılmıştır.
Dün Suriye’nin resmi devlet meclisi tarafından yapılan bir açıklama var.
“HATAY, SURİYE toprağıdır ve bunun için ne bedel ödenirse ödemeye hazırız.”
Mesaj bu anlamda…
Bugün MSB BAKANI Akar ve Kuvvet komutanları sınırda. Haberde HULUSİ AKAR şöyle dedi, böyle dedi.
Eski İngiltere büyükelçisi RİCHARD MOORE, şu anda İngiliz İstihbarat teşkilatı MI 6’in başkanı.
Hatırlayın, Ergenekon – Balyoz süreçlerinde HULUSİ AKAR’IN önü açılarak Genel Kurmay Başkanlığı’na kadar yükseldi. Önünü açtılar. Yoksa bu görevlere ve mevcut MSB Bakanlığı’na gelemezdi.
Türkiye’nin en çok SURİYE’Lİ sözde Mültecinin yaşadığı birinci şehir İstanbul olsa da…
Yoğun nüfus, 460 bin 325 kişi ile Gaziantep, 438 bin 36 kişi ile Hatay’da yoğunlaşmış durumda. Suriyelilerin yerli nüfusa oranla en yoğun olduğu şehir ise %42,6 ile Kilis.
Kilis’te 142 bin 792 Türk Vatandaşı ile kayıt altına alınmış 106 bin 924 Suriyeli bulunuyor. Suriyeli yoğunluğunda Kilis’i %20,9 oran ile Hatay takip ediyor.
Bu durumda Suriye Meclisi Manidar bir açıklama yapmıyor.
Veriler üzerinden BİZ BURADA üstünlüğü ele geçirdik diyor.
Tabi tarihi unutan biz TÜRK’LER bu duruma cevaben asarız, keseriz
modunda.
Hatırat bu, Hatay’da Suriyeliler henüz Hatay Türk toprağı değilken, TÜRK SOYKIRIMI yapmıştı.
Türk hala derin uykusunda uyumaya devam ediyor. Tufan geliyor ama Türk hala ÖLÜLER SIRASINDAN ÇIKMAYARAK ölmek için gayretli.
Yaşamak zor geliyor olmalı.
…
Devamı Twitter ‘dan bilgi seli olarak okuyabilirsiniz.
https://lnkd.in/dCcCaWnh
#Atabey19HHK
#HüseyinHakkıKahveci
****
SATILIK OLAN TOPRAK MI, GELECEK Mİ? | KILIÇASLAN KAYA
Herkes zannediyor ki savaş falan çıkacak vatan için silahımızı, kılıcımızı alıp cepheden cepheye koşup vatanımızı, toprağımızı kurtaracağız eskisi gibi
Hayır, öyle olmayacak artık. Sizler çocuğum rezil olmasın şehirde büyüsün, şehirden ev, araba alayım, köyden büyük şehirlere kaçayım derken kim olduğunu dahi bilmediğiniz insanlar gelecek dedenizin babanızın size miras bıraktığı tarlaları, evleri, köyleri tek tek satın alacak, söz sahibi olacaklar.
Siz kurak 5 para etmez dediğiniz toprağınızı 3 kuruş fazlaya sattım kar yaptım diye kasılacaksınız.
Bir tane boş arazi bırakmadan işleyecekler, üretecekler, senin benim yapamadığımı yapacaklar. Bizim değerini bilmediğimiz yarım dönüm toprak dahi onların en büyük hayali. Biliyorlar ki Türkiye topraklarına adamı ters diksen düz biter.
Vatanın, topraklarımızın en büyük bekçisi, koruyucusu topraktan üreten köylülerdir.
Tarım arazileri yabancıların eline geçerse, Türk köylüsü biterse Atalarımızın bize kanıyla, canıyla, aç, susuz kalarak aldığı bu toprakları hiç savaşmadan kâğıt parçası uğruna satarsak o zaman savası kaybetmiş olacağız.
Yatırım yapmak istiyorsanız gidin tarla alın, 49 yıllığına dağlardan arazimi kiralanıyor bunu onlara bırakmayın siz kiralayın.
Topraktan kalkanla evi, arabayı her zaman alırsınız.
Miras başında kavga edip satılığa çıkarmayın. Paraya ihtiyacınız varsa toprağı isleyen kardeşinize satın.
Miras basında kavga edip bölüşülemeyen, mahkemelik olan tarla satışlarına gidin bakın adliye önünde farklı bölgelerden haber alıp koşup gelen nereye calıştığı, kime hizmet ettiği belli olmayan, yüzünü ilk ve son defa göreceğiniz insanlarla dolu.
Savaş çıkacak diye beklemeyin. Savaşın ortasındayız.
Toprak için kan veren atalarımızın, para için toprak satan torunları olduk…
Toprağınızı, geleceğinizi satmayın…
Esen Kalın…
*****
SAHTE TÜRK DERIN DEVLETİ LONDRA MASASI | ATABEY H.HAKKI KAHVECİ
Türkiye’de Derin Devlet Var mı?
İngiliz emperyalizminin keşif gücü şirketler.
Yani istihbaratı şirketler üzerinden topluyor ve böylece kendilerini maskeliyorlar. Adı yabancı yatırım. Bu aslında hareket kabiliyeti sağlıyor.
İngilizler REPTİL GENİ taşırlar.
Türkiye’de faaliyet gösteren İngiliz firmalarının sayısı yaklaşık 3 bin 750 civarında.
Bunun yanında ARAP sermayesi hikayesi ile , pasaport ve gayri menkul satışı ile İngiltere,İsrail,ABD ajanlarının cirit attığı bir ülkeyiz.
İngiltere firma sayısı açısından Türkiye’de en fazla firmaya sahip ikinci ülke konumunda…
Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşik Krallık arasında ikili Kültür anlaşması ile T.C. İçişleri Bakanlığı’na tabi olarak 1951 yılında kurulan Türk-İngiliz Kültür Derneği / The Turco-British Association (TBA).
2017’de Türkiye’deki İngiliz firma sayısı 3.000 olmuştu. İngiliz şirketleri neden bu kadar fazla?
Türkiye’de İngiliz Ticaret Odasının faaliyetleri
İngilizler günümüzde Ankara’yı Berlin, Moskova, Paris, Roma ve Washington yörüngesinden çıkarıp Londra Pekin hattına oturtmak istiyorlar.
Projeleri Anglo Türkistan İmparatorluğunun taşlarını döşemek amaçlı kurgulanan Doğu Avrupa ve Orta Asya Ağı -EECAN. Proje sorumlusu kuruluş, İstanbul’daki İngiltere Uluslararası Ticaret Ajansı (DIT). Bu projenin bir de sağlık ayağı var. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından yürütülmekte olan “Ulusal Antimikrobiyal Direnç Sürveyans Ağı”nın dahil olduğu Orta Asya ve Doğu Avrupa Antimikrobiyal Direnç Sürveyans Ağı/ Central Asian and Eastern European Surveillance of Antimicrobial Resistance-CAESAR. Her ne ise…
Şubat 2020’de Türkiye’de İngiliz Ticaret Odası Başkanı Christopher William James Gaunt bu Anglo Türkistan İmparatorluğu hakkında önemli bilgi vermiş; “Türkiye ve İstanbul, Doğu Avrupa ve Orta Asya Ağı içerisinde yer alan 14 ülkenin merkezi olacak. Türk şirketleri ile İngiliz şirketlerin bu 14 ülkeye erişmesini sağlamak için çalışacağız.” demişti.
Christopher William James Gaunt, iki ülke arasındaki ilişkilerin giderek güçlü hale geldiğini gördüğünü belirterek, Ankara’daki diplomatik ekipleri, İstanbul’daki İngiltere Uluslararası Ticaret Ajansı (DIT) ekipleri, Türkiye’nin Ticaret Bakanlığı ve ilgili bakanlarla Brexit’in ardından “kusursuz bir geçişin” sağlanması için çalıştıklarını söylüyor.
Adam, İngiltere Kralı III. Henry’nin oğlu Gauntlu John tarafından kurulmuş, Plantagenet Hanedanı’nın alt kolu, Lancaster Hanedanına mensup. Bizdeki tabirle saraylı. Aile, çok geniş bir coğrafyada yaşıyor. ABD, İngiltere, Türkiye, Yeni Zelanda ve Güney Afrika’da. Chris Gaunt, OBE İngiltere’deki Leeds Üniversitesi
- Londra Masasının Türk aktörleri
Bilgiseli ,Floodu twitter üzerinden tamamına ulaşabilirsiniz .
Linke tıklayarak okuyunuz.
#Atabey19HHK
#HüseyinHakkıKahvec
***
ATABEY | H.HAKKI KAHVECİ
Sadece KASIM ayında 4. Tatbikat ve…
Bugün, Yunanistan’a 1.200 adet zırhlı tekerlekli muharebe aracı teslim edildi.
450 tane daha yıl sonuna kadar gelecek.
Ve son tatbikat KOMANDO HAREKATI tatbikatı.
Neden bu acele?
Nedir bu yığınak ?
Kime karşı hala anlamadınız mı?
Ve bütün tatbikatlar SAVAŞ tatbikatı.
Yunanistan iki defa Türkiye’ye karşı SAVAŞA HAZIRIZ açıklaması yaptı .
Uyuyun bakalım, SEVGİ KAZANACAK diyenler. Çiçek buketlerinizi, hazırladınız mı ?
Kesin SALDIRI VE SAVAŞ olacak.
Haberiniz ola…
****
KÖLE TÜCCARLARI | YILMAZ DİKBAŞ
0-532-2333152
…
Size bir anımı anlatacağım.
7 Haziran 2020 Pazar günü, İngiltere’nin Bristol kentinde yaşanan bir olay bu anımı size anlatmama yol açtı.
Üniversitede İngiliz arkadaşlarımla sık sık tartışırdık. Onlar Türk tarihine, kültürüne, toplumsal yapısına ve ekonomik durumuna eleştirel yorumlar yaparlar, ben de aynı konularda İngiltere’yi örnekler vererek eleştirirdim. Aslında tartışma değil, uygar bir ortamda görüş alış verişinde bulunurduk demek daha doğru olur. Hiçbirimiz sesimizi yükseltmez, bir birimizin sözünü kesmez, çok ağır eleştiriler yaptığımızda bile asla hakarete varan bir dil kullanmazdık. Hangi konuyu nasıl tartışırsak tartışalım arkadaşlık ilişkimize gölge düşmezdi.
Ben fırsat buldukça, çoğu günü birlik, İngiltere’nin Londra dışındaki kentlerine giderdim. Sabah treni ile gider, bütün gün gittiğim kenti gezer, fotoğraflar çeker, akşam üstü Londra’ya dönerdim.
İşte, bu tür gezilerimden birini, bir hafta sonu Bristol’a yapmıştım.
Bristol, İngiltere’nin Güney-Batı bölgesinde, Avon Nehri kenarında, yüz yıllarca İngiltere’nin en büyük limanlarından biri olmuş bir kentti.
Sabah, Londra’da trene binmiş yaklaşık 2,5 saat sonra zevkli bir yolculuktan sonra Bristol’a varmıştım.
Kenti gezerken bir bronz heykel gördüm. Altında adı yazılıydı: EDWARD COLSTON. Fotoğrafını çektim. Gezerken, bir caddeye ve bir okula da Edward Colston adının verilmiş olduğunu gördüm. İngiliz tarihindeki ünlü askeri, siyasi kahramanların ve sanat insanlarının çoğunun adını biliyordum, ama bu adı duymamış, okumamıştım.
Londra’ya döndükten sonra büyük kütüphaneye gittim, Edward Colston ile ilgili tüm bilgileri öğrendim.
Size çok kısa bir özetle Edward Colston’u tanıtayım:
- 1638’de doğmuş, 1721 yılında ölmüş.
- Batı Afrika’dan erkek, kadın çocuk yaklaşık 100 bin Afrikalı köleyi gemilerle getirip Amerikalılara satmış. Kölelerin yaklaşık 20 bini türlü hastalıklarla seyahat sırasında ölmüş. Ama Edward Colston büyük servet kazanmış.
- Köle ticaretinden büyük servet kazanarak siyasette de ün kazanmış, Bristol’dan milletvekili olmuş.
- Köle tüccarı Edward Colston, Bristol’da okullar açmış, hastaneler kurmuş, hayır kurumlarına büyük bağışlarda bulunmuş, kiliselere parasal yardımlar yapmış. Bu eylemleri ile kendisini bir hayırsever, halk sever olarak göstermeye çalışmış.
- Bristol’a yaptığı hizmetlerden dolayı, 1895 yılında Bristol’un meydanına bronz heykeli dikilmiş.
Değerli Dostlar.
Edward Colston hakkında ayrıntılı bilgi edindikten sonra, ilk fırsatta, İngiliz arkadaşlarımla yaptığım tartışmada konuyu açtım. Onlara özetle şöyle dedim:
“Her ulusun tarihinde kahramanları vardır. Bu kahramanların heykellerini kent meydanlarına dikmeleri de doğaldır. Ancak siz İngilizler, bir köle tüccarının heykelini Bristol’un ana meydanına dikmişsiniz! Yüz binlerce Afrikalıyı, erkek, kadın, çocuk demeden topraklarından söküp koparan, on binlercesinin seyahat sırasında ölmesine neden olan, ama bu yolla çok büyük servet kazanmış bir köle tüccarını yüceltmişsiniz! Bunu vicdanınız nasıl kabul ediyor?”
Arkadaşlarımdan Andrew elini kaldırıp söz aldı ve özetle şöyle dedi:
“Ben, Bristol’luyum. Edward Colston’un Bristol’a yapmış olduğu hizmetleri biliyor musun? Onlarca okul açtı, büyük bir hastane kurdu, hayır derneklerine sürekli yardım yaptı. Dindar bir kişiydi, kiliseye büyük ölçüde destek oldu. Edward Colston’u yargılarken bunları da göz önünde bulundurmak gerekmez mi?”
Andrew’e Bristol’da Edward Colston’un açtığı bir okulun, hastanenin ve adının verilmiş olduğu büyük bir caddenin fotoğraflarını çekmiş olduğumu söyledikten sonra sordum.
“Kendisini hayırsever bir kişi olarak tanıtmış bir kişinin servetini nasıl kazanmış olduğuna bakmayacak mıyız? Ellerinde on binlerce erkek, kadın, çocuk suçsuz kişilerin kanı olan insanlık düşmanı bir kişi; okul kurunca, hastane açınca, papazlara para dağıtınca aklanmış mı oluyor?”
Andrew cevap vermede gecikince diğer bir arkadaş söz alıp sordu:
“Bristol’lu köle tüccarı Edward Colston’u çok ağır sözlerle suçluyorsun, merak ediyorum, Osmanlı’daki köle ticaretinden de söz edebilecek misin?”
Beni sıkıştırdığını sanıyordu, aslında haksız da değildi. Kısa bir cevap verdim:
“Önce İngiltere’deki köle ticaretini enine boyuna konuşup ortak bir görüşe varalım, merak etmeyin, daha sonra Osmanlı’ya da geliriz!”
Değerli Dostlar,
7 Haziran 2020 Pazar günü Bristol’da yüzlerce kişi toplanmış, Amerika’da kara derili George Floyd’un bir canavar polis tarafından öldürülüşünü protesto ederken Edward Colston’un bronz heykelini söküp sürükleyerek nehire atmış!
Merak ettim, acaba İngiliz arkadaşlarım bu olayı izlerken yıllarca önce yaptığımız tartışmayı hatırlamışlar mıdır?
1807’de İngiltere’de, 1808 yılında da Amerika’da köle ticareti resmen yasaklandı.
Peki, köle ticareti gerçekten son buldu mu?
Kölelik hiçbir zaman son bulmadı, biçim değiştirdi, ad değiştirdi günümüze kadar geldi!
Başta ABD ve Batı Avrupa ülkeleri olmak üzere, dünyada “Köle Sömürüsü” sürmektedir.
Her yıl ABD’de, dünyanın en büyük şirketlerinin, holdinglerin adları, ne kadar para kazanmış oldukları yayınlanır. Bunlar, günümüzde köle sömürüsünden en çok para kazanan kuruluşlardır.
Yine her yıl, dünyanın en zengin kişilerinin adları ve sahip oldukları servetin miktarları yayınlanır. Sizler bu listeleri, “Dünyanın En Çok Köle Sömürücüleri” olarak okuyunuz!
Değerli Dostlar,
Peki, Türkiye’de durum nedir?
Son 70 yıldır Türkiye’de işçiler köle gibi çalıştırılmaktadır.
SGK’li bir işçiye verilen asgari (en düşük) aylık ücret 2 bin 374 liradır. Bu ücret, Köle İşçi ücretidir.
Türkiye’de yaklaşık 8 milyon kişi asgari ücret almaktadır. Bu demektir ki, en az 8 milyon Köle İşçimiz bulunmaktadır.
SGK emeklisi bir kişiye verilen ücret ise 2 bin 57 liradır.
Resmi rakamlara göre 9 milyon SGK emeklisi var. Bu demektir ki, 9 milyon da Emekli Köle İşçisi bulunmaktadır.
Peki, Türkiye’de işçi sendikaları yok mu?
İşçi sendikaları var, ancak bunların çoğunun görevi, işçiyi kölelikten kurtaracak yol ve yöntemler aramak değil, işverenlere, yani patronlara, Köle İşçileri en uygun fiyata pazarlamaktır.
Değerli Dostlar,
Bir de Türkiye’de 10 milyona yakın işsiz insanımız bulunmaktadır. Üniversite mezunu gençlerimiz de bunların arasındadır.
İşsizlerimiz, neden bu duruma düşmüş olduklarını sormaz, kafa yormaz, sorgulamazlar! Sorumluları bulup yakalarına yapışmayı hiç düşünmezler!
Sorgusuz sualsiz asgari ücretle çalışmaya razıdırlar!
Yani bu kişiler “Gönüllü Kölelerdir”!
Değerli Dostlar,
Kölelik Düzeni kökten yıkılmadıkça insanlar özgür ve mutlu olamayacaklardır. (11 Haziran 2020 Perşembe)
****
ABD GÖÇLE GÜÇLÜ OLMUŞ ÜLKEDİR | HALİL KARAMAN
Türkiye Gazetesi yazarı Cem Küçük böyle yazmış.
Yani diyor ki, 9 milyon sığınmacıyı dert etmeyin, göçmenler ABD’yi nasıl abad ettilerse, bunlar da bizi abad ederler.
ABD’ye göç edenler, başlangıçta Avrupa’nın aç kalmış insanlarıydı. Bunları hırslı, maceraperest, girişimci ruhlu insanlar takip ettiler. Gittikler kıtada yaşam savaşı verdiler. Kimse onları yıllarca bedava beslemedi. Ekmeklerini taştan çıkardılar. Uçsuz bucaksız ülkenin kaynaklarını paylaştılar, madenlerini işlettiler, tarım, sanayi ve hayvancılığı geliştirdiler ve sonuçta yenid bir ülke inşa ettiler.
Bunları yapabilmek için de ülkenin asıl sahipleri olan Kızılderilileri yok ettiler.
ABD’nin asıl atılımı ise 1861-1865 tarihleri arasında yaşanan iç savaşla olmuştur.
Bize gelince;
Bizdeki 9 milyon sığınmacının, bazılarının yanlarında getirdikleri kısıtlı sermaye dışında bu ülkeye herhangi bir katkısı olmadığı gibi, beslenmelerinin yükünü de bu ülkenin halkı çekmektedir. Yani bunlardan bize hayır gelmez. Gelmez ama üreme katsayıları nazara alınırsa ileride Türk halkının da Kızılderililerin akıbetine uğraması işten bile değildir.
****