Dünyada ve Türkiye’de 1 Mayıs Tarihçesi
#1Mayıs ,İşçinin, emekçinin, dayanışmanın, birlik ve beraberliğin bayramı kutlu olsun…
Selаm olsun yаşаmını emek gücünü sаtаrаk geçindirene, selаm olsun emeğiyle dünyаyı güzelleştirene…
Türkiye’de 1 Mayıs İşçi Bayramı 1935 yılında 1 Mayıs`a “Bahar ve Çiçek Bayramı” adı verildi ve ücretsiz tatil günü ilan edildi.
2008 Nisan’ında, 1 Mayıs’ın “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edildi.
2009 Nisan’ında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilen önergeden sonra 1981’den sonra tekrar resmi bayram olarak kabul edildi. Bu tarihten beri de tatil ilan edilen ‘1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü’ güvenli olarak belirlenen alanlarda kutlanıyor.
Birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 MAYIS, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yer yer 1860’lı yıllardan itibaren Ermeniler tarafından kutlanmaya başlanmış olup, 1886’dan itibaren çok daha kitleselleşerek Bütania, Kilikia ve Batı Ermenistan’ın Ermeni köylerinin çoğunda artan katılımlarla kutlanarak giderek toplumsallaşmıştır.
Osmanlı Devleti döneminde işçi örgütlenmesinin en gelişmiş olduğu yer Selanik’ti ve 1911 yılında burada tütün, liman ve pamuk işçileri, 1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladılar.
1912 yılında İstanbul`da ilk defa 1 Mayıs kutlaması gerçekleşti.
1923 yılında 1 Mayıs günü yasal olarak “İşçi Bayramı” ilan edildi.
1924`de hükûmet kitlesel 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı.
1925`de çıkan Takrir-i Sükun Yasası, İşçi bayramını kutlamayı yasakladı ve uzun yıllar bu yasak geçerliliğini korudu.
1935 yılında 1 Mayıs`a “Bahar ve Çiçek Bayramı” adı verildi ve ücretsiz tatil günü ilan edildi.
2009 Nisan’ında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilen önergeden sonra 1981’den sonra tekrar resmi bayram olarak kabul edildi. Bu tarihten beri de tatil ilan edilen ‘1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü’ güvenli olarak belirlenen alanlarda kutlanıyor.
Birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 MAYIS, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yer yer 1860’lı yıllardan itibaren Ermeniler tarafından kutlanmaya başlanmış olup, 1886’dan itibaren çok daha kitleselleşerek Bütania, Kilikia ve Batı Ermenistan’ın Ermeni köylerinin çoğunda artan katılımlarla kutlanarak giderek toplumsallaşmıştır.
1906 yılında arapça olarak yazılmış, günümüz türkçesiyle, “Yurtsever Kardeşlerim! Şerefli Gazete Çalışanları! Haberiniz olsun ki, 1 Mayıs Dünya İşçileri Bayramı münasebetiyle amele kıraathaneleri civarındaki tren istasyonu mevkiinde toplantı ve gösteri vardır” bildirileri dağıtıldı. İzmir Basmane’de toplanan işçilerle “amele bayramı” kutlandı.
1909 yılında Üsküp ve Selanik’te kutlandı. Selanik’te Rum, Türk, Yahudi, Bulgar işçiler kol kola yürüdüler. 4 dilde yayınlanan ortak 1 Mayıs bildirisinde, herkese seçme ve seçilme hakkı ve emeği koruyacak yasaların çıkarılması istendi.
1910 yılında, Selanik’te tütün, liman ve pamuk işçileri, 1 Mayıs gösterisi düzenleyerek bu günü kutladılar.
1911 yılında, Üsküp, Selanik, Edirne ve bazı Trakya şehirlerinde yapılan 1 Mayıs etkinlikleri içinde Selanik’te yapılan Sosyalist İşçi Federasyonun düzenlediği miting en kitlesel mitingtir. 7000 kişinin katıldığı yürüyüşte katılımcılara Selanik’te konuşulan bütün dillerde seslenilmişti…
1912 yılında, 1 Mayıs Selanik ve İstanbul’da kutlandı. İstanbul’da kutlanan bu ilk 1 Mayıs’ta Selanik’teki gibi seçme seçilme hakkının herkese tanınması, grev yasasının değiştirilmesi, emeğin haklarını koruyacak kanunların çıkartılması gibi pek çok konudaki talepler dile getirildi. İstanbul’da 1 Mayıs gösterisi düzenlemek –bugün olduğu gibi- 1912 yılında büyük bir kazanımdı. Ancak tedbirler gecikmedi, hükümet sosyalistlere ve işçi hareketine karşı baskıyı giderek tırmandırırken sermayeye her türlü kolaylığı sağladı. İttihat ve Terakki Hükümeti 1912 yılında başlayan Balkan Savaşlarını bahane ederek sıkıyönetim ilan etti.
1913 – 1918 yılları arasında 1 Mayıs da dahil olmak üzere tüm işçi eylemleri ve gösterileri yasaklandı. Osmanlı’nın yenilgisi ile biten savaşın ertesinde, 1 Kasım 1918’de İttihat ve Terakki Fırkası tarihe karışırken, Hüseyin Hilmi’nin “Türkiye Sosyalist Fırkası” Şubat 1919 yılında kuruldu. 1913’te kapatılan siyasi partilerin yeniden kurulmasına izin verilince Sinop Kalesi sürgününden dönen komünist aydınlar, bazı sempatizanlar ve Bolşevik İhtilali’ne katılan Osmanlı uyruklu sosyalist kadrolar siyasi faaliyetlere hız verdiler, ülkede sol bir rüzgâr esmeye başladı. İlk olarak Eylül 1919 tarihinde Dr.Şefik Hüsnü’nün liderliğindeki Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası (TİÇSF) kuruldu.
1919 yılında İzmir ve İstanbul’da binlerce kişinin katıldığı 1 Mayıs Mitingleri, bir yandan da müttefik güçlerin 1918 yılının Kasım ayı ortalarında İstanbul’a asker çıkarmasıyla başlayan işgalin protestosu şeklinde gerçekleşti.
20’li yıllar
1920 yılında işgal idaresinin ve Osmanlı hükümetinin yoğun baskılarına karşın 1 Mayıs İşçi Bayramı olarak kutlandı. Türkiye Sosyalist Fırkası (TSF) ve bir grup işçi “Türkiye müstakil olacak” pankartıyla Haliçten başlayarak Karaköy üzerinden Beyoğlu’na kadar bir yürüyüş yaptılar ve “Bağımsız Türkiye” yazılı bir pankart taşıdılar.
1921 yılında işgal güçlerinin tüm yasaklamalarına rağmen 1 Mayıs TSF önderliğinde İstanbul’da kutlanmış, tramvay, vapur ve bazı fabrikalarda çalışan işçiler iş bırakmış, Kağıthane’de gerçekleştirilen kutlamalarda işçi marşları çalınmış, 1 Mayıs’a özgü kıyafet ve aksesuarlar takılmış ve işçiler birbirleriyle bayramlaşmıştır. Kutlamalarda geleneksel inançları da barındıran bir tonlama dikkat çekicidir. İşçiler o gün kendilerine içki içmeyi yasaklarken, TSF “Mayıs’ın 1. günü amelenin en mukaddes bayram günüdür. Bu mukaddes bayram gününün kutlanması bütün amele için bir vazifedir.” açıklaması yapmıştır.
1922 yılında 1 Mayıs İstanbul, Ankara ve İzmir’de kutlandı. İstanbul’daki kutlamalar ağırlıkta sol parti ve örgütlerin oluşturduğu “1 Mayıs Komisyonu” öncülüğünde gerçekleştirildi. Şefik Hüsnü önderliğindeki Türkiye İşçi ve Çiftçi Fırkası (TİÇSF) bu kutlamalarda önemli rol oynadı. Sultanahmet Meydanı’nda toplanan işçiler Kağıthane’ye kadar yürüdüler. O yıl Ankara’da ilk kez 1 Mayıs kutlaması yapıldı. İmalat-ı Harbiye ve demiryolu işçileri iş bırakarak aileleriyle birlikte katıldıkları bir toplantı düzenlediler. Toplantıda işgal güçleri kınanarak Mustafa Kemal’e ve kurduğu hükümete destek verildiği açıklandı.
1923 yılında 1 Mayıs Ankara, İzmir ve Adapazarı’nda kutlandı. İstanbul’daki 1 Mayıs kutlamaları, İstanbul Umumi Amele Birliği tarafından gerçekleştirildi. Umumi Amele Birliği genel merkezi, Cumhuriyet hükümetine ve Enternasyonal’e kutlama mesajları yolladı. Gösteride belirli talepler ileri sürüldü. Özellikle Mesai Kanunu’nun çıkarılması istendi. İstanbul’da ayrı bir kutlama da, Mürettibin Cemiyeti ve TİÇSF tarafından organize edilmiş, İzmir İktisat Kongresi’nde belirlenen ilkelerin hayata geçirilmesi için çabaların yoğunlaştırılması kararı alınmıştı. Ankara ve Adapazarı’nda 1 Mayıs kutlamaları İmalat-ı Harbiye işçileri tarafından gerçekleştirildi. İşçi taleplerinin arasında, “yabancı şirketlere el konulması, 1 Mayıs’ın resmen işçi bayramı olarak tanınması, sekiz saatlik işgünü, hafta tatili, serbest sendika ve grev hakkı” vardı ve birçok işçi tutuklandı.
1924 yılında 1 Mayıs kutlamalarının yapılması yasaklandı ve yürüyüşlere izin verilmeyeceği belirtildi. Buna rağmen Amele Birliği Genel Merkezi’nde bir resmi kabul düzenlendi, Birlik Genel Merkezi, kırmızı renklerle donatılıp cephesine “Türkiye Amelesi Sendikalar Kanununu İster” yazıldı, Enternasyonal marşı çalındı. 1 Mayıs dolayısıyla çıkarılan Çelik Kol gazetesi toplattırılıp, Aydınlık dergisi idarehanesi arandı, 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen çok sayıda işçi tutuklandı.
1925 yılında çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu ile işçilerin her türlü gösteri ve yürüyüş yapması, yasaklandı. 1 Mayıs 1925 Amele Teali Cemiyeti tarafından genel merkez binasında sınırlı bir törenle kutlandı. Amele Teali Cemiyeti, ayrıca, “1 Mayıs nedir?” başlıklı bir broşür bastırıp halka dağıttı. Bunlar, hükümetin yeni bir tutuklama başlatması için yeterli oldu. Otuz sekiz kişilik bir grup Ankara’ya gönderilerek İstiklal Mahkemesi önüne çıkarıldı. Bunlardan bazıları, 7 ile 15′er yıl hüküm giydi. Aralarında Nazım Hikmet de bulunuyordu.
1926 – 1934 yılları arasında ki işçilerin 1 Mayıs kutlamalarının tarihi “yasak” larla yazıldı. 1926’dan itibaren 1 Mayıslar gizlilik içinde kutlanmaya başlandı. Her 1 Mayıs öncesinde sosyalistler tutuklandı, kutlama yapmak isteyen işçiler cezalandırıldı.
30’lu yıllar
1935 yılında 1 Mayıs’ta “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun” adıyla çıkarılan bir düzenleme ile “Bahar ve Çiçek Bayramı” olarak genel tatil günlerine dahil edildi. Ancak bu genel tatil gününde, diğer genel tatil günlerinde olduğu gibi çalışanlara ücret ödenmeyecekti.
1936 – 1974 yılları arasında tek parti ve sonrasındaki dönemlerde, uzunca bir süre 1 Mayıs’ın kutlanması yasaklandı. Bu dönemde parti, sendika, işçi derneği kurmak bile suç sayıldı. 1947 yılında Sendikalar Kanunu yürürlüğe girdi. 1947 ve 1950 yılları sonrasında bazı sendikalar kuruldu. 1951 yılında çıkarılan bir kanunla işçilere genel tatil günü olan 1 Mayıs’ta yarım günlük ücret ödenmesi 1956 yılında ise tam gün ücret ödenmesi kabul edildi. 1960’lı yıllarda, Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanunu’nun kabul tarihi olan 24 Temmuz, işçi sınıfına 1 Mayıs’ın yerine bayram olarak dayatıldı. Yeniden yükselişe geçen işçi hareketi, DİSK’in kuruluşu, 15-16 Haziran Direnişi ve işçi direnişlerinde yaşanan artış 1 Mayıs’ı uzun yılların ardından yeniden işçi sınıfının gündemine taşıdı. 1 Mayıs yasağı 50 sene sürdü bu seneler boyunca komünist ve solcu olarak bilinen kişilerin her 1 Mayıs öncesinde gözaltına alınması, 1 Mayıs’ı nezarette geçirmesi devlet geleneği oldu.
1975 yılında yarım yüzyıl sonra ilk yasal 1 Mayıs kutlaması, TSİP tarafından İstanbul Tepebaşı’nda bir düğün salonunda yapıldı.
1970’ler
1976 yılında uzun yıllar sonra ilk defa geniş katılımlı 1 Mayıs kutlaması Taksim`de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu`nun organizasyonu altında gerçekleşti. 1 Mayıs DİSK’in öncülüğünde Taksim Meydanı’nda yapıldı. Saraçhane, Beşiktaş, Kabataş ve Şişli’den yürüyen 400 bin işçi Taksim Meydanı’nı doldurarak büyük ve görkemli bir 1 Mayıs kutlamasına imza attı. 50 Yıllık aradan sonra 100 binlerce kişinin 1 Mayıs’ı kitlesel kutlaması, hükümeti ve işverenleri tedirgin etti.
1977 yılında İstanbul Taksim Meydanı’nda yaklaşık 500 bin kişiyle en geniş katılımlı 1 Mayıs toplantısı düzenlendi. Saat 14.30’da başlayacak olan kutlamalar için alan, sabahın erken saatlerinden itibaren dolmaya başladı. Taksim alanında, iğne atsan yere düşmeyecek bir katılım vardı. 1 Mayıs’ın bu denli görkemli kutlanmasından tedirgin olan kesimler bulunmaktaydı. Ama her şeye rağmen Taksim Alanı’na 500 bin emekçinin akması engellenemedi. Alanda konuşmalar devam ederken, çevredeki binalardan, halkın üstlerine ateş açılması sonucu çıkan izdihamda birçok kişi ezilerek öldü! Taksim Alanı’nda yaklaşık 200 kişi yaralandı, toplam 37 kişi de yaşamını yitirmiş oldu. Olayda 2 bine yakın mermi atıldığı saptanmış, buna karşın yalnızca 5 kişi kurşun yarası nedeniyle ölmüştü. Aradan geçen bunca zamana rağmen olayın failleri hala bulunamadı. Askeri darbe hazırlığı olarak yapıldığı Millî İstihbarat Teşkilatı tarafından Başbakan Süleyman Demirel’e rapor edilince, Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun derhal re’sen emekliye sevk edildi. 1977 yılının 1 Mayıs günü, tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçti.
1979`da Sıkıyönetim Komutanlığı İstanbul`da miting yapılmasına izin vermedi, sokağa çıkma yasağı ilan etti. Buna rağmen İstanbul sokaklarında yüz binlere ulaşan rakamlarla korsan 1 Mayıs kutlandı.
1980’ler
1981`de Millî Güvenlik Konseyi 1 Mayıs`ı resmi tatil günü olmaktan çıkardı.
1989`da trafik polisinin açtığı ateş sonucu işçi Mehmet Akif Dalcı yaşamını yitirdi.
1990’lar
1996`da Taksim Meydanı’nın yasaklı olduğu gerekçesiyle Kadıköy`de düzenlenen 1 Mayıs kutlamalarına yaklaşık 150 bin kişi katıldı. Eylemin ilk dakikalarında polisin silahsız göstericilere açtığı ateş sonucu 3 kişi hayatını kaybedince, Kadıköy`de büyük bir kitlesel isyan gerçekleşti. Bu olaydan sonra Kadıköy 2005 yılına kadar 1 Mayıs kutlamalarına yasaklı kaldı. Ayrıca telsizinin sesini açık unutan bir sivil polisin göstericiler tarafından oldukça şiddetli bir şekilde dövülmesini Star TV`nin naklen duyurması ve bir başka yerde polislerin eğlenerek seyrettiği bir linç girişimini de naklen yayınlamasıyla hafızalara kazındı.
21. yüzyıl
2000’ler
2006 yılında en geniş katılımın yaşandığı ilçe Kadıköy oldu. Çeşitli sendikalar ve gruplar saat 12:00 sularında Rıhtım Caddesi`ne yürüdü. Düzenlenen miting sonrası saat 16:00 sularında gruplar tamamen dağıldı.
2007 yılında 1 Mayıs’ı tekrar Taksim’de kutlayarak aynı zamanda 1977’de olan olayları anmak isteyen grupları polis silah, biber gazı, gaz bombası kullanarak durdurmaya çalıştı. 100’den fazla kişi yaralandı. Valiliğe göre 580, diğer kaynaklara göre 700’e yakın gözaltı gerçekleşti. İbrahim Sevindik adındaki bir vatandaş hayatını kaybetti.
2008 Nisan’ında, 1 Mayıs’ın “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edildi.
2008 yılında sendikaların hükümetle 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama konusunda uzlaşamaması sonucunda sendikalar, Taksim’e yürüme kararı aldı ve bazı sol görüşlü partiler de bu yürüyüşe katılacaklarını açıkladı. Bunun üzerine, güvenlik güçleri bir gün öncesinden hazırlıklara başladı ve sabah 06:30’dan itibaren Şişli’de, Osmanbey’de, Pangaltı’da, Nişantaşı’nda, Okmeydanı’nda, Dolapdere’de ve Kurtuluş’ta olaylar çıktı. Polisin, DİSK, Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, ÖDP ve Halkın Kurtuluş Partisi binasında yönelik tutumu ve bir hastanenin acil servisi girişinde gaz bombası atarak birçok kişinin yaralanmasına neden olması çok tartışıldı.[ Polis; bu olaylar sırasında biber gazı, gaz bombası, tazyikli ve boyalı su kullandı. DİSK binası önündeki olaylarda CHP milletvekili Mehmet Ali Özpolat, sıkılan biber gazı nedeniyle kalp spazmı geçirdi. Okmeydanı’nda Burhan Gül isimli 19 yaşında bir genç, başından plastik mermiyle vurularak yaralandı. Ayrıca Ankara’da Sıhhiye Meydanı’nda yapılan kutlamalarda da olaylar çıktı ve polis, göstericilere gaz bombalarıyla müdahale etti. Ankara’da Sakarya Meydanı’nada yapılan kutlama olaysız sona erdi.
2009 Nisan’ında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilen önergeden sonra 1981’den sonra tekrar resmi bayram olarak kabul edildi.
2009 Nisan Taksim’e çıkılmasına izin verilmedi.[2]
2010’lar
2010 1 Mayıs 140 bin kişinin katılımıyla Taksim’de kutlandı. (Resmi rakamlara göre).
2011 1 Mayıs hafif olaylarla kutlandı.
2012 1 Mayıs polis gözetiminde kutlandı.
2013 1 Mayıs’tan 4 ay önce Taksim’i Yayalaştırma projesi adı altında ve Taksim’de inşaat alanı olduğunu bahane 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanılması yasaklanmasına rağmen bazı gruplar Taksim’de kutlamaya çalıştı. Polis, göstericilere izin vermedi ve göstericilere karşı ateşli ve ateşsiz silah kullandı. Hastanelere gaz bombası atıldı ve ambulanslar durduruldu. ÇHD, en az 26 kişinin gözaltına alındığını; üçü ağır toplam yedi kişinin yaralanarak hastaneye kaldırıldığını açıkladı. Tarlabaşı’nda polisin attığı gaz fişeği kafasına isabet eden 17 yaşındaki Dilan Alp, ağır yaralandı.
1977’den sonra “en olaylı bir 1 Mayıs,” olarak tarihe geçti.
2014 yılında 1 Mayıs kutlamalarına hükümetin izin vermeyeceğini açıklaması üstüne Taksim Meydanı’na çıkan tüm yollar polis tarafından kapatıldı. 39 Bin polisin görev yaptığı İstanbul’da OHAL ilan edildi. Şişli’deki DİSK binası önünde toplanıp 1 Mayıs’ı kutlamak için Taksim’e yürümek isteyen işçilere polis saldırdı. Aralarında gazetecilerin de olduğu onlarca kişi yaralandı, 100’den fazla kişi gözaltına alındı. Polis Beşiktaş’ta ana arterlerde ve ara sokaklarda biber gazı, su ve plastik mermiyle yoğun bir şekilde saldırdı. ÇHD yaptığı basın açıklamasında; 3’ü avukat 266 kişinin gözaltına alındığını ve yaklaşık 50 kişinin yaralandığını bildirdi.
2015 yılında İstanbul Valiliği’nin 1 Mayıs’a izin vermemesi nedeniyle Taksim ve Taksim’e giden tüm yollar polis barikatlarıyla çevrildi. Gün boyunca Taksim’e çıkmak isteyenlere polis her noktada gaz bombaları, TOMA ve plastik mermilerle saldırdı. İstanbul genelinde 18 kişi yaralanırken, 356’dan fazla kişi gözaltına alındı. Polis Beşiktaş çarşıda bir apartmanın camını kırarak içeri girmeye çalıştı. Ankara’da ise son yılların en kitlesel 1 Mayıs gösterisi düzenlendi. Sıhhiye Meydanı’nda bir araya gelen onbinler “AKP’ye oy yok” sloganı attılar. İzmir’de yapılan gösteride Soma pankartı açılırken, Trabzon’da ise HDP bayrakları yakıldı.
2016 yılında 1 Mayıs için Taksim Meydanı yasaklanırken, kutlamalar için Bakırköy Meydanı adres gösterildi. Disk, Kesk, Tmmob ve Ttb’nin katıldığı Bakırköy kutlamalarında, alana girmek isteyen HDP’liler polis saldırısıyla karşılaştı, 1 kişi atılan gaz bombasından etkilendi. 1 Mayıs alanı Taksim’dir diyen devrimci yapılar ise Zincirlikuyu’da buluşarak Mecidiyeköy’e dek kortej halinde yürüdüler. Mecidiyeköy’de polisin saldırısı ile karşılaştılar. Polisin Taksim ablukasına rağmen çeşitli gruplar gün boyu farklı noktalardan meydana girmeye çalıştılar. İstanbul’da 1 Mayıs’ta 231 kişi gözaltına alındı, 5 kişi tutuklandı, 1 kişi ise TOMA’nın altında kalarak hayatını kaybetti. Adana, Antep ve Urfa’da canlı bomba şüphesiyle kutlamalar iptal edilirken İzmir’de gençlerin soyunarak alana girmesi gündem oldu. Ankara ve Diyarbakır’da kitlesel 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.
1 Mayıs, Dünya Tarihindeki yeri
1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü. Dünya üzerindeki pek çok ülkede, resmî tatil olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de ilk kez 1923’te resmî olarak kutlanmıştır. 2008 Nisan’ında, “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edilmiştir. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir.
İlk kez 1856’da Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlediler.
1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar. Şikago’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil’de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil’deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, ‘Böylece ön yargı duvarı yıkılmış oldu’ şeklinde yorumlanmıştı.
Yemek Kartlarının sağladığı KDV indirimi ile en çok patronlar mutlu.
Bu gösteriler 1 Mayıs’ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket Olayı’na yol açtı.
Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 14 Temmuz-21 Temmuz 1889’da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, mücadele ve dayanışma günü ” olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabildi.
Zamanla 8 saatlik işgünü birçok ülkede resmen kabul edildi.
1 Mayıs böylece işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliğini kazandı. Günümüzde sosyalist ülkelerde (Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Vietnam, Laos, Küba, Venezuela, Nepal, Bolivya) ve daha birçok ülkede tatil günü olan 1 Mayıs’ı işçiler büyük kitle gösterileriyle kutlar; bazı ülkelerde 1 Mayıs siyasal bir eylem biçimini de alır.
Kaynak Haber: isyandan.org
Kaynak: Vikipedi: Özgür Ansiklopedi