Dev ve Arkadaşları | Nevin Bahtışen
Bir varmış bir yokmuş. Ülkenin birinde etrafı ormanlarla çevrili bir yer varmış. Bu yerde her çeşit hayvan yaşarmış.
Bir tarla faresi; koklaya koklaya yiyecek arıyormuş, tarlada, uzun kuyruğuyla oradan oraya dolaşıyormuş. Fare, çok akıllı ve uyanıkmış, bir tehlike anında kaçmaya hazır gibiymiş.
Birden kulaklarını dikmiş, yolunda gitmeyen bir şeyler varmış. Ormandan sesler geliyormuş, korkup telaşlanmış, nereye saklanacağını bilemiyormuş. Yuvası da epey uzaktaymış, koşarak kaçmayı düşünmüş. Derken:
Ormandan bir tilki çıkıvermiş, korkmuş ve telaşlıymış, fareye doğru koşmaya başlamış. Fare de tilkiden kaçıyormuş, ikisi aynı anda durup arkalarına dönüp bakmışlar.
Gözleri, korkudan kocaman olmuş bir kurt çıkmış ormandan. Beni de bekleyin! Beni de bekleyin! diye sesleniyormuş; nefes nefese, peşlerinden koşuyormuş. Tam yaklaşmıştı ki fare durmuş. Kurt, o hızla biraz öne geçmiş.
Fare, “durun!” diye bağırmış. Tilki ve kurt, durmuş, şaşkın şaşkın bakıyormuş. “Nerede! nerede o! demiş, kurt.
Tam o sırada domuz çıkmış ormandan, zavallı hızlı koşamıyormuş. Ve peşinden bir tavşan çıkmış, zıplaya zıplaya, domuzdan önce gelmiş.
Fare, şaşkınlıkla “ne yani siz beni yemeyecek misiniz?” demiş, hepsi birden yok demiş; arkalarına bakarak “o bizi yiyecek” demişler. Tarla faresi, hiç bir şey anlamamış; fare iyice sinirlenmiş, “o da kim?” diye arkasını dönüp bakmış.
Ormandan kocaman bir dev çıkmış. Kocaman gözleri, ışıl ışılmış, kollarını kaldırmış ooo diye bağırmış. Korkuyla kaçan hayvanlara bakmış, beni de bekleyin demiş.
Tarla faresi, “durun!” diye bağırmış. Hepsi birden durmuş, hala korkudan tir tir titriyorlarmış. “Sizi yemek istediğini nereden biliyorsunuz?” diye sormuş.
Kurt, derin bir nefes almış, “görmüyor musunuz? kocaman bir dev; bizi kovalıyor” demiş.
Fare, hızlıca düşünmüş ve sormuş, “ormanda neyle beslendiğini gördünüz mü? demiş.
Kurt, “ben gördüm, meyve yiyordu” demiş. Tilki, “bende meyve yerken gördüm” demiş. Tavşan ve domuz “ben görmedim” demiş.
Tarla faresi, uzun kuyruğu ile kendine güvenli bir şekilde, hepsinin önüne geçmiş. Diğerleri, korkudan titreyerek farenin ne yapacağına bakıyorlarmış.
Fare, “dev kardeş, bizden ne istiyorsun, bizi niye kovalıyorsun?” demiş.
Kocaman devin yüzü, şaşkınlık içinde, sesin geldiği yere bakıyormuş; toprakta bir şey arar gibi.
Tarla faresi, ayak parmağının ucuna bir ısırık atmış. Kuyruğunu kaldırmış, “buradayım” demiş. Söyle bakalım, bizden ne istiyorsun?” Demiş.
Dev, kendini göstermiş; “ben mi?” demiş. “Evet, sen; bizi neden kovalıyorsun?” demiş.
Dev, masum masum bakmış, “ sizinle arkadaş olmak istiyorum, gelin beraber oyun, oynayalım” demiş.
Tarla faresi, düşünceli düşünceli, “sana nasıl güvenelim? sen, kocaman bir devsin” demiş.
Dev, arkasını dönmüş, kocaman ormanı göstermiş; “ bir sürü meyve topladım, istiyorsanız gelin beraber yiyelim; sizinle seve seve paylaşırım” demiş.
Fare, biraz daha rahatlamış, “olur” demiş. “Oyun, oynarız de mi arkadaşlar” diye sormuş. Onlarda rahatlamış, hepsi birden, “olur” demiş.
İyi birer arkadaş olmalarını meyve yiyerek kutlamışlar, sonra hep beraber oyun oynamışlar.
Nevin Bahtışen
——