ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Deniz’in Rodrigo’su | İbrahim Uysal

30.05.2023
223
A+
A-
Deniz’in Rodrigo’su | İbrahim Uysal

Sözlerime “bizim gibi az gelişmiş ya da geri bıraktırılmış ülkelerle başlamak istemiyorum.

  Her ülkenin talihlinin döndüğü, iyi ya da kötü şeylerin olduğu zamanlar vardır.

   Örneğin, 1930’ların sonu…

Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü ile yepyeni bir tarih yazıyor iken;

Bugün Dünyanın imrendiği İspanya, Faşist General Franko ile acıların en büyüğünü yaşıyordu.

Gel zaman git zaman dönem dönüyor. Bu kez Türkiye Cumhuriyeti benzer bir sürecin içine yuvarlanıyordu.

Birden bazı Yurtsever duyarlı gençlere, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın tamamını, tağyir (bozma), tebdil (değiştirme) veya ilgaya (ortadan kaldırma) cebren teşebbüs” suçunu işlediniz denilerek, 9 Ekim 1971’de KALEM KIRILIYOR, idamları isteniyordu. Oysa onlar, Türkiye’nin en iyi Üniversitelerinin başarılı öğrencileri idi. Ülkelerinde eşitlik, adalet, istiyorlar ve halkları için de bu yola baş koymuşlardı.

Deniz, mahpus yatağına uzanıp gözlerini kapattığında o gitarın nameleri kulaklarında çınlıyordu. Derin düşünceler arasında alıp başını kırlara, halkının arasına gidiyor, yoldaşları, uğruna kurban olduğu halkı gözlerinin önüne geliyordu.

   Taaa okyanusun ötesinden, Latin Amerika Dağlarından, Küba’dan CHE’nin:

   “Ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin, hoş gelmiş, safa gelmiş. Savaş sloganlarımız kulaktan kulağa yayılacak, silahlarımız elden ele geçecekse ve başkaları mitralyöz sesleriyle, savaş ve zafer naralarıyla cenazelerimizde ağıtlar yakılacaksa, ölüm hoş geldi, safa geldi!.” diyen sesini anımsıyordu.

Bu onun son arzusu idi ve o yerine getiriliyor. O, biraz hüzünlü, biraz coşkulu Rodrigo’nun gitar konçertosu nameleri eşliğinde, okunacak idam kararını ve yaşanacaklar bir şerit gibi gözlerinin önünden geçiyordu.

Ulucanlar Askeri Cezaevi Bahçesine kurulacaktı “Dar Ağacı”.

  Deniz, her şeye hazırlıklıdır.

“O sahneyi çok iyi somutladım; bir mitinge gider gibi gideceğim idama. Asılma günü gelip çatınca, o sevdiğim giysilerimi giyeceğim, postallarımı, parkamı.

Beyaz ölüm gömleği giydirmek isteyecekler, giymeyeceğim. Tıraş falan da olmayacağım. Önce gidip orada oturacak, bir sigara yakacağım. Sonra demli, güzel bir çay içeceğim.

Sonra yağlı urganı kendim geçireceğim boynuma ve dönüp orada asılmamı seyredenlere:

Burada ölen yalnızca bedenimdir!

Ama düşüncemi asla öldüremeyeceksiniz, düşüncem ilelebet yaşayacak.”

Mayıs’ın 6’sı gelecek; Deniz, son yolculuğuna Concierto de Aranjuez (Rodrigo’nun Gitar Konçertosu) ile uğurlanacaktı.

Ne garip, İspanya İç Savaşı (17 Temmuz 1936–1 Nisan 1939 tarihleri arasında) demokratik bir seçim sonrası başlar.

Taraflar ise ikinci İspanyol Cumhuriyeti’ne sadık “Cumhuriyetçiler” ile;

  General Francisco Franco’ya bağlı isyancı “Milliyetçilerdir.

  İç savaşta General Franko’ya destek, Faşist İtalya’dan Mussolini ve Faşist Almaya Hitler’den gelir.

Adını MEŞE ağacından alan, Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Guernica şehri, Alman ve İtalyan uçaklarınca yerle bir edilir. Savunmasız yüzlerce sivil ölür.

Bir sergide Picasso’ya, “bu tabloyu siz mi yaptınız” diye soran Alman General’e Picasso, “hayır siz yaptınız”, der.

Yaşananlardan ve Picasso’nun bu tablosunda da çok etkilenen, Rodrigo Sanchez, Deniz’in ölüme giderken bile dinlemek istediği o  Gitar konçertosunu besteler.

RODRİGO’NUN GİTAR KONÇERTOSU, direniş ve isyanın hüzünlü müziğidir.

Orijinalinde, koncerto başlarken baskın davul sesi duyulur.

Davul, Alman ve İtalyan destekli General Franco’nun askerlerini, gitar ise devrimcileri temsil eder.

Davul sesleri gitarı bastırır, yaşanan sessizlik ise, Faşizmdir.

Ardından tek bir gitarın solgun sesi başlar, sonra bir başkası, bir başkası.

Dağ başlarında yanan özgürlük ateşleri gibi dört yan gitar sesleriyle dolar.

Faşist General Franko, o gün savaşı ve iktidarı kazanır ama sonunda İspanyol Halkı Franko’yu devirerek özgürlüğüne kavuşur.

Deniz’in, yıldızlara yoldaş olmak üzere gideceği yolculuğundan önce dinlediği Rodrigonun Gitar Konçertosu, tüm dünyada da, ülkemde de umudun öyküsü ve melodisi olarak çınlıyor hala;

 Uslarda, kulaklarda ve dillerde….

Deniz, hani bil istedim, ne Konçerto bitti ne de senin ülken için özlemlerin; bitmedi bitmeyecek de!..

2023’lerin Türkiye’sinde, yaşanan

14 Mayıs’dan sonra, Deniz’in, özlemi olan yarınlar için de Faşist General Franko’nun gidişi gibi bir 28 Mayıs yaşanır umudu ile.

Evlerin balkonlarından, pencerelerden Rodrigonun Gitar Konçertosu çalınır, sokaklar çınlar mi, bilmem ki!..

 

 

 

ibrahim uysal
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.