Dedem | Aylin Özgür
Dedem arılara bakım yaparken onu hayranlıkla izlerdim.
Arıları eline alıp ve arıların ona bir şey yapmaması benim çocuk merakımı uyandırırdı.
Sonunda dayanamayıp bende aldım bir arı minik elime saniye geçmedi ki benden bir feryat yükselmesin.
Dedem ise bana döndü gülümseyerek baktı. Belki de ben sana yapma demiştim ama dinlemedin, demek istedi.
Ama bende o bal arısını elime alıp parmağımdan uçuşunu izlemek istemiştim sadece.
Ahh çocuk ah, daha neler göreceksin bu hayatta, bal arısı parmağını sokmuş.
Bir kaç gün sonra geçer, asıl geçmeyen yaralar var bu yaşamda.
Kalp ağrısı nedir biliyor musun?
Kırgınlık, Haksızlık, Adaletsizlik??
Hepsini göreceksin bu hayatta, dedi.
Benim çocuk kalbim arıya kırılmıştı.
Dedemi sevdikleri gibi beni sevmediler, oysa bende onlara ara ara bahçeye su koyardım.
Sandıklara yaklaşır onların vızıltısını dinlerdim.
Bal nasıl oluyor diye sormuştum dedeme?
Nasılsa anlatmaz diye içimden geçirdiysem de, öyle olmadı.
Her ayrıntısına kadar anlattı.
Ben hayran hayran dinliyordum onu.
Dedemin gizli dünyasını yeni yeni keşfediyorum.
Arılarla meşgul olarak, kendini mutlu hissediyordu belli ki.
Üşenmeden bana bu dünyada her şey ahenk içinde ve uyumlu derdi hep.
Herkese yer var, ama insanoğlu bir türlü doymak bilmiyor derdi
Ben ise bunu arıların yaptığı bala yordum.
Anlatmaya devam etti.
Doğa da her bir şey birbirini tamamlıyor dedi. Bitkiler hayvanlar arılar kelebekler bile
Her birinin belli bir görevi var, diye de örnekleri sıralıyordu.
Bizim farkına varmadığımız ne çok şey oluyordu Doğada.
Dedem tüm bunlar olmasa yaşam bizim için de zor olur, diyordu.
Haklıydı belki.
Çocuk aklıma gelen ilk düşünce arılar olmazsa bal da olmaz.
Ama sadece bu olmadığını daha sonrasında biyoloji dersinde öğrenecektim.
Hayat da tıpkı böyle insanlar yaşadıkça deneyimledikçe çözecekler her sorununu.
Ya da her soruya cevap bulacaklar.
Her daim bir umut vardır
Değerli bir Bilge, Dedeme ithafen
Saygılarımla Aylin Özgür…