Çoban Esme’nin Kitaplarla Dolu Dünyası
Köyünde çobanlık yapan ilkokul mezunu Esme Demirtaş, tek başına gittiği dağlarda kitaplarıyla dostluk kuruyor. Sabahattin Ali, Yaşar Kemal, Dostoyevski okumayı seven Demirtaş, ‘Yalnızlığın bir çaresi var, o da kitaplar’ dedi.
Kayseri’nin Bünyan ilçesinde yaşayan 55 yaşındaki ilkokul mezunu çoban Esme Demirtaş, “tek dostu” olarak nitelendirdiği kitapları koyunlarını otlatırken de elinden düşürmüyor. Kitapsever Esme Demirtaş, en çok Sabahattin Ali, Ahmet Arif, Dostoyevski, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ömer Seyfettin, Orhan Veli ve Yaşar Kemal gibi yazarların kitaplarını okumayı seviyor. Demirtaş ayrıca “Nutuk” ve Kuranı Kerim’i de defalarca okumuş.
İlkokuldan sonra eğitimine devam edemeyen Demirtaş, öğretmeni sayesinde edindiği kitap okuma alışkanlığını aradan yıllar geçse de terk etmedi. Doğup büyüdüğü ilçesinde evlenen, hem tarımla hem de hayvancılıkla uğraşan Demirtaş, kimileri tepki de gösterse kitap okuma sevdasından vazgeçmiyor.
BABASI AĞABEYLERİNİ OKUTTU
Demirtaş, babasının Karayolları Bölge Müdürlüğünde şoförlük yaptığını ve Kayseri’de bir ev alıp üç abisi ile şehre yerleştiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Babam erkek kardeşlerimin hepsini okuttu. Ben de diğer kardeşlerimle birlikte köydeki koyunları güttük. Abim bana her zaman şehirden kitap gönderirdi. Bir gün Almanya’ya giden Türklerin yaşadığı sıkıntıları anlatan ‘Dik Bayır’ isimli bir kitap gönderdi. O kitap bende ayrı bir iz bırakmıştır. Abimin gönderdiği kitapları annemden gizli okurdum. Sürekli ‘halı, kilim dokunacak, yün yapılacak’ derdi annem. Annem kitap okuduğumda sürekli ‘katip mi olacaksın’ diyerek kafama vururdu. Babamın diğer kardeşlerimi alıp gitmesi içimdeki en büyük yaraydı. Biz babamın mirasına sürekli servet kazandıracak, malına mal katacak, çobanlık yapacaktık.”
KİTAP OKUMAYI HİÇ BIRAKMADI
Babasının okumak için kendisini de şehre götürmesini beklediğini ancak bu beklentisi boşa çıktığı için ağabeyinin kitaplarıyla avunduğunu dile getiren Demirtaş, şimdiye kadar yüzlerce kitap okuduğunu belirtti.
Demirtaş, hayatın içinden, insana mesaj veren kitapları okuduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Kitap okuduğumda ‘avukat mı olacaksın?’ diyorlardı. Kitap okumak insana bilgi katıyor. Şimdi avukat olamadım ama avukat annesi oldum. Bir çocuğum avukat, şu anda askerde. Kışlı yazlı dağlarda ömrüm geçti. Eskiden arabamız da yoktu, sabah ezanı ile kalkar karşı dağlara kadar gider koyunları yayardım akşama kadar. O dağlarda kitaplardan başka dostum olmadı. Kitap okumayan bir insanın da kendisine ait bir beyni yoktur. Bir başkasının aklıyla gezer. Oysa okudukça insan aydınlanır ve kendisine bir şeyler katar. Ben o dağlarda koyunlarla konuşacağıma kitaplarla konuştum. Yalnız yaşamanın bir çaresi var, o da kitaplar. Yoksa ben o dağlarda kafayı yerdim. Gençlere tavsiyem, hayata bağlanmaları için eğitim almaları. Eğitimsiz insan kolu olmayan biri gibidir. Eğitim koldur, uzanır her şeyi tutar. Eğitim ekmek, su ve hava gibi şart.”
Kaynak: tammakale.com
Formun Üstü
Formun Altı