Cemil Biçer / Çarşamba TV (CTV) röportajı
Hani bilindik bir anekdot vardır:
“Yazı yazmak için okyanus sahillerine giden bir yazar, sabaha karşı kumsalda dans eder gibi hareketler yapan birini görür. Biraz yaklaşınca, bu kişinin sahile vuran denizyıldızlarını, okyanusa atan genç bir adam olduğunu fark eder.”
Genç adama yaklaşır:
- Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?
Genç adam yanıtlar;
- Birazdan güneş yükselip, sular çekilecek. Onları suya atmazsam ölecekler. Yazar sorar;
-
Kilometrelerce sahil , binlerce denizyıldızı var.
-Ne fark eder ki?
Genç adam eğilir, yerden bir denizyıldızı daha alır, okyanusa fırlatır.
- Onun için fark etti ama…
Cemil Biçer Kimdir?
Aşağıdaki Çarşamba TV (CTV) röportajı ile başlamıştı kitap yayınlama maceram. Bir ay gibi kısa bir sürede çok ilgi gördü. Okuyan tüm dostlarıma teşekkür ediyorum.
Cemil Biçer: Çarşamba doğumluyum,Türkiye’nin en güzel ve örnek köylerinden biri olan KIZILOT Köyünde yaşıyorum,1864 büyük Kafkas sürgününde Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Kafkasya’nın ünlü demir ustası ŞPAŞİGO KITIJ SMAYLL’ın dördüncü kuşak torunuyum.
Babam Yunus Biçer Akpınar Köy Enstitü mezunu bir öğretmen. Türkiye Rönasansı’nın eğitim alanında ki KEMALİST ordusunun çarşambalı neferlerinden biri.
Babamın öğretmenliği dolayısı ile çocukluğum ülkenin çok bir çok coğrafyasında özellikle köylerinde yaşandı.
İlk okula Çarşamba Atatürk ilk okulunda başladım,orta okulu yine Atatürk orta okulunda okudum Liseyi İstanbul’da okudum, Ankara üniversitesi DTCF’de beşeri ve ekonomik coğrafya eğitimi gördüm.
Sakıncalı levazım subayı olarak şanlı Türk ordusunda 18 ay yedek subaylık yaptıktan sonra Samsun defterdarlığında KDV kontrol memuru olarak devlet memurluğuna başladım.
Üç yıllık bir maliye memurluğu sonunda asıl mesleğim olan öğretmenliğe geçiş yaptım.
Uzun yıllar Çarşamba’da öğretmenlik yaptım ,bu süreçte 15.000 den fazla öğrencim rahle-i tedrisatımdan geçti. Yani Çarşamba’da sadece öğrencilerimden oluşan 15000 genç dinamik arkadaşım, yoldaşım var demektir; burada ne kadar güçlü olduğumun altını çizeyim…
ÇARŞAMBA TV (CTV)-) Yazmaya ne zaman başladınız , ÇARŞAMBA KÖPRÜSÜNDE RAPSODİ ilk kitabınız mı?.
Çarşamba TV (CTV). de yazmak orta okul yıllarımdan kalma sevdiğim bu uğraş olarak gelişti. Lise yıllarımda çeşitli yarışmalarda aldığım ödüller ve çeşitli sanat dergilerinde yayınlanan şiirlerim bu yöndeki çalışmalarımı motive etti, 1996 yılında ÜLKEM AVUÇLARIMDA SAKLI isimli bir şiir kitabım yayınlandı, ülke genelinde 5000 kütüphanenin misafiri olmanın onurunu taşıyorum.
İkinci kitabım FAVORİ YAYINLARI tarafından basılmaya değer bulundu bu da ömrümün sonbaharında yaşadığım en güzel tatlardan biri.
ÇARŞAMBA TV (CTV)-) Kitabınızın konusu nedir neyi okuyacağız ÇARŞAMBA KÖPRÜSÜNDE RAPSODİ kitabında ?.
Cemil Biçer: Bu kitapta Küresel kapitalizmin çarklarında hızla değişen ve dönüşen her şey gibi Çarşamba’nın da değişen, dönüşen yönlerini anlatıyorum. Bu anlatı içinde Eskiye ait iz bırakmış buruk bir tat olarak anılarımızda saklayıp koruduğumuz Çarşamba’dan bahsediyorum.
Kitabı okuyan dostlarım satır aralarında çocukluklarına, gençliklerine ait unutmadıkları, unutamadıkları “an”ları yaşayacaklar eminim. Bir çok Çarşambalı dostumun “aaa, evet bu da vardı…!, bunu da hatırladım…!, ne güzel günlerdi…” diyeceklerine ve bu nostalji ile gözlerinin buğulanacağından eminim.
unun yanında ÇERKES Etnisiteme ait anılar ve öyküler, meslek yaşamımda iz bırakan öğretmenlik anılarım … Ülkenin sürüklendiği politik girdabın bendeki yansımalarının tezahürü olan denemelerim ve makalelerimi okuyacak okur dostlarımız var.
ÇARŞAMBA TV (CTV)-) Kitabınızın satışı konusun da bir endişeniz var mı?
Cemil Biçer: Asla böyle bir endişe duymadım ve duymuyorum. Böyle bir endişeyi öncelikle Çarşambalı hemşerilerime ve öğrencilerime saygısızlık sayarım. Çarşamba 120.000 kişilik büyük bir ilçe… Türkiye ölçeğinde bir çok şehrimizden büyük. Eğitim kurumlarının çeşitliliği ve niteliği ile ülke ortalamasının da bir hayli ilerisinde bulunmakta. Bunun yanı sıra hukuk fakültesi, iletişim fakültesi ve meslek yüksek okulu ile üniversite anlamında da önemli bir potansiyele sahip.
Bu anlamda kitabımın okunurluğu aynı zamanda Çarşambanın sanata, edebiyata ve yerel ve ulusal kültürel değerlere karşı duyarlılığının da bir göstergesi olacaktır.
Kitabım, ülke genelinde dağıtılıp okuyucuya sunulacak. Ülkemizin son yıllarda sürüklendiği kimliksizlikleşme girdabının hazin tezahürü… Kitap okumaya, sanatın her alanına yönelik negatif saldırıya rağmen, böyle bir tiraj endişesini beklenir kılıyor aslında, ama benim asıl endişem kitabımın ne kadar sattığı ile ilgili değil, içeriğinin anlaşılması ve içselleştirilmesi yönünde.
İlk şiir kitabım çıktığın da görev yaptığım okulda, meslektaşlarımın teveccühlerine mahzar olabilmek için kitabımı öğretmenler masasına koymuştum.
Politik bir duruşum, siyasi yelpazenin sol ucunda bir coğrafi konumum var. Belki bundan dolayıdır 120 öğretmenli bir okulda kitabımı satın alan tek yürekli meslektaşım oldu. Onu da burada saygı ile anmak isterim. Edebiyat öğretmeni dostum olan, Çarşamba’ya eğitim alanında çok büyük hizmetleri geçmiştir. Buradan OSMAN ŞENER’i, saygı ile selamlamayı bir vefa borcu sayıyorum.
Kitabımı eğitim bürokrasisinin engeline rağmen alıp okuyan ve kütüphanelerinde misafir eden tüm öğrencilerime ve hemşerilerime de saygı ve şükranlarımı iletmek isterim.
“MARİFET İLTİFATA BAĞLI GELİŞİR.” Çok manidar bir atalar sözüdür. Hangi içeriğe sahip olursa olsun, yerel ve ulusal kültüre katkı sağlayan her tür çalışma desteklenmeli, teşvik edilmeli. Zira gelecek kuşaklara bırakacağımız yegane miras bu değerler olacaktır.
ÇARŞAMBA TV (CTV)-) Kitap satışından bir ekonomik beklentiniz var mı,ya da şöyle sorayım yazarlıktan para kazanmayı amaçlıyor musunuz?
Cemil Biçer: Çok yerinde ve güzel bir soru. Gelişmiş ülkelerde yazar-çizer ve sanat erbabı ile ilgilenen insanlar, geçimlerini yazarlıkla kazanabilirler. Ama maalesef bizim gibi az gelişmiş üçüncü Dünya ülkelerinde, yazarlık bırakın para kazanmayı insanın elindeki avucundakini de tüketen bir uğraştır. Üstüne üstlük mahpusluk, soruşturmalar, gözaltılar işkenceler işin Bonnsu olur. Benim sosyalist bir kalem erbabı olarak bu uğraştan hiç bir parasal beklentim yok! Beni işimin manevi yönü ilgilendiriyor. Kitap satışlarından elde edeceğim gelirin tamamını da üniversite eğitiminde olan üç Kardelen kızımızın eğitimlerine katkı olacak.
Hani bilindik bir anekdottur:
Yazı yazmak için okyanus sahillerine giden bir yazar, sabaha karşı kumsalda dans eder gibi hareketler yapan birini görür. Biraz yaklaşınca, bu kişinin sahile vuran denizyıldızlarını, okyanusa atan genç bir adam olduğunu fark eder. Genç adama yaklaşır:
- Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?
Genç adam yanıtlar;
- Birazdan güneş yükselip, sular çekilecek. Onları suya atmazsam ölecekler. Yazar sorar;
-
Kilometrelerce sahil , binlerce denizyıldızı var.
-Ne fark eder ki?
Genç adam eğilir, yerden bir denizyıldızı daha alır, okyanusa fırlatır.
- Onun için fark etti ama…
Bu kitabımı ve bundan sonraki kitaplarımı alacak olan dostlarım, bilsinler ki kitaba verecekleri her kuruş bir deniz yıldızının okyanusla buluşmasını sağlayacaktır. Bir tanıtım röportajı olarak başladık, ama mesleki dezenformasyondan (!) kaynaklı olmalı. Bu fazla DİDAKTİK bir söyleşi oldu.
Sayın Faruk TAK size de Çarşamba TV Genel Yayın Yönetmeni olarak ilçemizin bu tür çalışmalarına verdiğiniz destekten ve katkıdan ötürü kutlar, başarılar dilerim.
ÇARŞAMBA TV (CTV)-) Bizlerde size başarılar dileriz.