Cane | Yılmaz Pirinççi
Uzun zaman oldu yazmayalı..
Kelimeler gül yüzünü özledi.
Yalancı bahara aldanan papatyalar bitiyor her yanda
Uzun ve soğuk gecelerin yerini kalabalık yalnızlıklar dolduruyor şimdi.
Kış bitti, bitiyor.
Üç beş hapşırmayla atlattım bu yılı da
Çok yaşa diyenin olmayınca grip’te bulaşmıyor insana
Hastane koridorlarında mı hala ayak seslerin,
İyi misin, bilmiyorum?
Adam diyordun ya.
Adamlığın tarifi okunuyordu gözlerinde
Ahhh
Ne çok ahımızı aldı bu dünya
Ne çok yarım kaldı bazen kendimize bile itiraf etmeye korktuğumuz düşler.
Bunca olasılık içersinde alnımıza derin bir yalnızlık kazımak hangi sarhoş
yıldızın marifetiydi bir bilsem
Sensiz bu
şehir ölüyor biliyor musun?
Küskün bir kalabalığın şizofrenik haykırışlarında susuyor herkes.
Beton duvarlar ses geçirmiyor.
Ve artık kimse kimseyi görmüyor
Rakıdan önce
insanlar bozuldu Cane
Sevmenin adabı kalmayınca
İçmenin de olmuyor.
Biz seninle en çok çay içerdik zaten.
Arada bir bakışların uzaklaşır.
Sigaranın dumanını bahane edip ıslatırdın gözlerini.
Sonra sessiz ama okkalı bir küfür savururdun gülerek.
Ve öyle çok yakışırdı ki sana gülmek
Bunu bir tek ben bilirdim.
Hoşçakal, yüreğini öptüğüm
Yılmaz Pirinççi