Bir çığlıkla sen oluyorum | Yılmaz Pirinççi
En çok senin gülüşüne dokunmayı sevdim.
Sulanmış saksılarda çiçekler nasıl sevişirse gün aydınlığıyla
Nasıl öperse alnından o altın sarısı ışıkları
Nasıl sererse sıcağını buğulu bir tül gibi
Öyle yanağına düşen o kan kırmızı afilili mahcubiyeti sevdim
O baş belası zekânı sevdim.
Hani konuşmadan insanın içini okuyan o bakışlarını
Kimselere bir şey anlatmak istemediğin zamanlarda sahte ışıklarla süsleyip içine döktüğün yağmurlara örttüğün o gözlerini
Puzzle’ın eksik parçası gibi bir anda işte bu der gibi düşen o sözlerini
Ama en çok gülüşlerini sevdim
Hani gökkuşağı renkler düşüyor ya tam ortasına
Hani sussun bütün sesler.
Bana bu gülüş yeter demek istiyorsun ya
Hani yağmur sonrası toprak gibi kokuyor ya sesin
Hani nefes nefes içmek istiyorsun ya
İşte o gülüşünü sevdim.
Yer gök sesine bürünüyor
Sesinin kokusu sarıyor ruhumu
Ruhum sesinin tınısında göğe yükseliyor.
Bir tutam beyaz olup karışıyorum bulutlara ben
Bir tutam mavi..
Bir kanat özgürlük
Bir tutam güneş ışığı Okyanuslara dalıyorum.
Senin gülüşünde ben…
Bir çığlıkla sen oluyorum.
Yılmaz Pirinççi
…