Bilgi, Çağımızın Hastalığıdır | İbrahim Ülger
Öyle bir çağdayız ki her şey tersine işliyor. Eskiden insanlar açlıktan ölüyordu şimdi tokluktan… Eskiden insanlar bilgisizliğin ağır bedellerini ödedi, şimdi de bilgi hastalığına tutulmuş… Olur, olmaz, her şeyi öğrenmek istiyor. Beyin gereksiz bir yığın bilgi ile doldurulduğu için bu kez ihtiyacı olanı öğrenmeye yer kalmıyor. Bu bilgi kirliliği insanı o hale getiriyor ki, hayatın nefesten ibaret olduğunu bilemeyecek kadar körleşiyor.
Öğrenmek elbette iyidir ama ihtiyaçlarına cevap veriyorsa bir anlamı vardır. Olur, olmaz her şeyi öğrenmeye çalışmak tembelleşmeye zihnin körleşmesine, aklın muhakeme etmemesine sebep oluyor.
Ah zavallı insan, ne diye her şeyi öğrenmek için aklını meşgul edersin, pilot olmaya niyetin yok iken, onu bile öğrenmen ne işine yarar. Oysa onun yerine ihtiyaçlarına cevap verecek şeyleri öğrenmek için çaba harcasan birçok şeyi daha kolay yapacaksın…
İşine yaramayan bilginin akla verilecek en büyük ceza olduğunu bir anlayabilsen, gereksiz bilgilerden kaçınacak zihnini boş yere yormamış olacaksın. En büyük bilginin bilmemek olduğunu anlayacak rahatlayacaksın. Mesela insanın ölüm tarihini bilmesi insana verilecek en büyük ceza değil mi? Ya da hastahane hastahane dolaşıp neden hastalıklarını öğrenme telaşına düşüp huzurunu kaçırıyorsun… Bir hastalığın olduğunda bedenin zaten onun işaretini verir, o saatten sonra yapılacak bir şey varsa yaparsın…
Siz siz olun gereksiz bilgilerden kaçının, hafızanız az bilgiyle dolsun, onu bile işiniz bittiğinde, silin… Geçmişe takılmayın, gelecek kaygısı taşımayın, anınızın tadını çıkarın.
Özet; sizi ilgilendirmeyen konularla kafanızı meşgul etmeyin, hayatınızı kolaylaştıran şeyleri öğrenin, gerisiyle ilgilenmeyin…